Basından dikkatinizi çekti mi bilemiyorum. TÜİK’in 2018 yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçları açıklandı. Bu açıklamadan öğrendik. Mutlu olanların oranı % 53.4. 2017’de bu oran %58, hiç okul bitirmeyenlerin oranı %59. Yüksek öğretimi bitirenlerin mutluluk oranı %53.9’ muş.
Ayrıntılar, kişisel olarak benim alanıma girmez. Sorumlularına, soru soracaklar, sorularını şimdiden hazırlasınlar. Herkes mutlu mesut bahtiyar olunca; “Çok muhabbetin tez ayrılık getireceği..” türkülere konu olursa, vatandaşın vardır bir bildiği.
Araştırmalar yalan söylemez. Gerçeğe yakın verilere yaklaşırlar ve yaklaşık olarak rakamları belirlerler. Abartılı, balon haberler ve yalanların foyası saklanamaz, ama bir süre gizlenip,değişik biçim ve görüntülerle karşılaşabiliriz.
Meydan konuşmalarından anlıyoruz ki işsizliğin belini kırma oyunlarından kim galip çıkar, zaman en iyi şahittir. Eş, dost kayırmacılığı arşa çıkınca; çözüm için, günah keçisi olarak belirlenenleri Allah kurtarsın.
Rahmetli Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel; “Tencere yalan söylemez…” diye tanımlıyorsa, yeniden yeniden düşünmek yerinde olur.
Sokaklar yalan söylemez. Suratları asık yürüyenlerin vardır bir hesabı ve düşüncesi. Bindirilmiş kıtaların alkışlarını iyi yorumlamak ve anlamak gerekir. Aşını, işini kaybetmek istemeyen, kırsal kesimden kentlere iş için akarak, yaşama tutunmaya çalışanların durumunu benden çok kendileri daha iyi bilirler.
60’lı-70’li yıllarda Avrupa’nın sokaklarını temizleyen kırsal gençleri, şimdilerde büyük şehirlerin meydanlarında, sokaklarında, park ve bahçelerinde çalıştığı ortalıkta.
Esnaflık değil, işimizi yapmak istiyoruz diyen yüksek okul mezunlarının kendilerini yurt dışına atma gayretlerini görüyor ve izliyoruz. Gelecek kaygısıyla, ebeveynlerine muhtaç yaşamak istemeyen gençliğe ne diyebilirsiniz ki?
81 ilde açılan üniversite ve yüksek okul öğrencilerinin, kitabi, hitabi öğretimleri sonucu aldıkları diplomalar; iş içinde, iş için yetiştirilmeyen gençlerin cafe köşelerinde boş boş pineklemelerine katlanan ebeveynler; aman oğlum, kızım iyi öğrencilik yapsın, sıkıntı çekmesin diye yemeyip yedirir, giymeyip giydirirler.
Sonrası; annem, babam benim için ne yaptı ki? diye anne ve babasını hiçe sayan yeni nesil bugünün mutluluğunu yaşar.
TAM YERİNE DENK GELDİ
“Sallan boyuna bakayım
Elmas küpeler takayım
Eğil gerdandan öpeyim.
Üç o yandan beş bu yandan
Bir de gönül yaylasından
Haydan olur huydan olur
Arap atı taydan olur
Bu güzellik soydan olur
Üç o yandan beş bu yandan
Bir de gönül yaylasından
Estireyim mi estireyim mi
Yavrum sana fistan kestireyim mi
Aman sana fistan kestireyim mi
Üç o yandan beş bu yandan
Yavrum bir de abant yaylasından
Aman bir de abant yaylasından
Tirilay laylam, tirilari lay lay
Laylari tirilay lay lay lay lam
Köprünün altı örümcek
Yavrum aklımı aldın görüncek
Aman aklımı aldın görüncek
Üç o yandan, beş bu yandan
Yavrum bir de Abant yaylasından
Aman bir de Kızık yaylasından
Tirilay laylam, tirilari lay lay
Laylari tirilay lay lay lay lam” (Anonim)
Nasıl söylenir bilemem, ama yazı yazarken radyoda çalıyordu, not aldım. Belki keyif alan, mutlu olan çıkar içinizden. Yaşanan olaylar ve izlenimlerim karşısında içim burkuluyor. Meydanlarda ki siyasi tavır ve edaları, “Böyyük Türkiye” mizin, “böyyük” insanlarına hiç yakışmıyor.
“Cumhuriyet; özgürlüğü sevenlere ve koruyanlara yakışır.ö
George Washington böyle diyor da; İsviçre Atasözü; “Utanç olmayan kimsede onur da bulunmaz.”
Çığın felakete dönüşmesini önlemek elimizde olmaya bilir.
Bahar havası insanı yanıltır,meteorolojik kararsızlıklar yaşanabilir. * İ D U R A K İ *
Şemsiyeni yanına al, abanı; esinti,yağış ve güneşe göre dosdoğru giyinesin cancağızım.
