Önce uzun uzun anlatayım diye düşünmüştüm. Ama şimdi doğrudan yazmaya karar verdim.
Evinde otur dediğimiz yurt dışı temaslı, evde karantina altında tutulanlar evde değil. Eğer şu anda süper taşıyıcı konumundaysalar nerede kime bulaştırdıkları belli değil.
Herkesin şunu dikkate almasını rica ediyorum.
Bugün, 22 Mart 2020.
Henüz Nisan ayının ikinci yarısında COVİD- 19’dan öldüreceğimiz yurttaşlar bu virüs ile karşılaşmadı.
Bu virüs henüz onlara bulaşmadı.
Ama bulaşmak üzere.
Bugün yapmakta olduğumuz ve yapmaya devam edeceğimiz hatalar nedeniyle Nisan ayının ikinci yarısından itibaren öleceklerden sorumlu olacağız..
Nisan ayının ortalarına kadar öleceklere ise büyük olasılıkla çoktan bulaştırdık bile.
Yani yarından itibaren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklayacağı her ölümden aslında hepimiz sorumluyuz.
Gerisini siz düşünün.
Gezin tozun, evde birikmiş hayati olmayan ne kadar iş varsa onları yapmak için çarşı pazar gezin. Pikniğe gidin. Eli cebinde meydanlarda dikilip geleni geçeni seyredin.
Evde kalmayın… Para kazanın.
Emin olun kimsesiz gibi defnedilen cenazelerin şu anda en büyük derdi elektrik faturası, kira, kredi kartı borcudur. Ahiretten nasıl ödeyeceğim diye düşünüyordur her biri.
Baktım az önce iş yerime giderken. Sokaklar bir pazar sabahı için fazla kalabalık ve en az 3 kişiden biri 65 yaş üzeri.
Soruyorum size ne yapıyoruz biz?
Dün İtalya’da sadece bir günde 793 kişinin bu hastalıktan öldüğü duyuruldu.
Biz de önlem almak için o günleri mi bekliyoruz?
Hiç mi vicdanımızı sızlatmayacak bizim hafif atlattığımız bir hastalık yüzünden başkalarının ölmesi?
FELSEFENİZ ŞU OLSUN:
BANA BULAŞMASIN DEĞİL!
BEN KİMSEYE BULAŞTIRMAYAYIM!
O YÜZDEN EVDE KALIN!