” Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın!
Sizi canımda canımın içinde, kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın…
Resimlerdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, mendil sallamayın bana.
İstemez..
Tek hecesiz elveda..”
GENCO ERKAL. deyince Hemen aklıma gelenler..
“Hakkari’de Bir Mevsim”
“Kuvayı Milliye Destanı”
“Nazım Hikmet RAN şiirleri..”
Ve sahnede devleşen o naif insan..
Dostumuz GENCO..
Uğurlar olsun..
Hangi fotoğrafınızı yazıma alayım diye sayfalarda arandım durdum.
Elinizi yüreğinizin üstüne götürdüğünüz o muhteşem duruşunuz bana çok şeyler anlattı ..
Ama o muhteşem gülüşünüze haksızlık etmek de istemedim..ise
İki fotoğraf ile uğurlamak bir dostun yüreğinde olduğunu bilerek..
Diğeri ise inadına gülümsemeyi anlatan o sözcükleri anımsatır gibi..
” Gülmek devrimci bir eylemdir”
İşte öyle..
Babamla İstanbul’a ilk gittiğimde tek kişilik oyununuzu izlemenin coşkusunu babam yıllarca anlattı öğretmen arkadaşlarına..
TÖS – TÖB DER öğretmenleri ile buluşacağınız sonsuz yolculuğunuzda sizi karşılayanlar çok olacaktır.. İnanın..
Direnenler kazanacak diyen babam, direnenlerin kazandığını göremeden gittin ya..
Büyük dostumuzu karşılayın emi..
***
İki aydır kan kanseri ile boğuşuyordu..
İki ay öncesinde hep sahnelerdeydi..
Dostlar tiyatrosunun tam ortasında..
Dostum Genco Erkal..
Böylesine yüce gönüllü bir güzel sanatçının bizlere dostum demesinden çok mutlu oldum..
Keyiflendim..
Son zamanlarda duyduğum en sıcacık selamlamaydı..
Hoşçakalın DOSTLARIM benim deyince ben de onun dostlarının arasındaydım..
Hüzün ve coşku bir aradaydı..
Gülmekle ağlamak arası duygularımın içimde yarattığı acıyı , dostun sevgisini ifade edemiyorum..
Ama yüreğimde yaşıyorum..
Dostum GENCO..
Bil istiyorum bu güzelliğin yüreğimdeki yerini..
***
28 Mart 1938 de İstanbul’da doğdu. Annesi ; moda tasarımcısı ve terzi Nebahat ( Şerbetçi ) Erkal. Babası deniz subayı Reşat Erkal bey.
Galatasaray Lisesi İlkokulundan sonra Robert Kolejde okudu.
İstanbul üniversitesi Psikoloji Bölümünü bitirdi.
Sahnelerden seslendi dostlarına..
Psikoloji okumanın , insanlığa dair güzellikleri anlatmanın inancıyla
1959 yılından bundan iki ay öncesine değin ” dostlar” diye diye bir ömrün en coşkulu dostlar seslenişiyle bizlere dostluğunu anlattı..
Bu dostluğu yüreğinde duyanların kederi büyük..
Bir Genco Erkal geçti dünya üzerinden..
Uğurlamaların acısını ve hüznünü anlatırken..
Dostlarına şöyle seslendi..
” Resimdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, mendil sallamayın bana.
İstemez.. ”
Peki dostum.. Sen nasıl istersen öyle olsun bu kez..
Resimdeki kuşlar gibi dizilmeden kumsalın üstüne.. Mendil sallamak yok .. Sen istemedin diye..
Resimdeki gibi değil , Zeytinli kumsalının üzerindeki gerçek kuşlarımızın kanadıyla , uzaklardan, Kaz Dağlarının eteklerinden en kalbi selamları al götür en güzel dostlarımıza da..
***
Haldun Taner, Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve diğerlerinin selamını da unutmayasın dostum.
Antalya Altın Portakal Festivalinde aldığınız 1982 de ” At ” ve 1983 te ” Faize Hücum “ile kazandığınız “en iyi erkek oyuncu ” ödülünüzü de not edelim buraya ..
Ayrıca..
Bir oyununuz var ki , burada özel bir not anlamında yazmaz isem Savaştepe İlköğretmen Okulu Edebiyat Öğretmenim Meral Ertem KÖZ’e haksızlık etmiş olurum..
1964 yılında rol aldığınız Kent Oyuncuları tiyatrosundan okulumuza kadar gelen bir oyun..
Sırça Kümes. Yazarı Tenessee Williams.
Öğretmenimiz Meral Ertem KÖZ’ün yönettiği bu oyunda ben Laura rolünü, Burhan Kıran Tom rolünü, Annemizi de Ayşe Akçay üstlenmişti..
İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü mezunu olan öğretmenimizin bizlerin yetişmesindeki çabasını unutmam. En önemlisi tiyatro ve edebiyat alanında bizler için çok özen gösterirdi..
Bizlerin eğitimindeki o çok özel çabasını ve öğretmenimizin Genco Erkal oyununu izlemenin kazancı ile , Sırça Küme oyununu sahneye koyarken provalarda bizi hep eleştirmişti..
” Bu sahnede çok daha dikkatli konuşun.. Daha iyi olmalı , daha anlamlı konuşmalısınız. Burada şöyle duracaksınız.. Sesiniz burada daha gür çıkacak .”
Genco ERKAL ile dostluğumuzun ve tiyatro tanışmamızın tarihi 1968.. ***
31 Temmuz 2024..
Sonsuzluğa yolculuğunuzda yıldızlar yoldaşınız olsun..
Ülkemize ve bize kattıklarınızı , emeklerinizi, yüreğinizdeki insan sevgisini bizlere bıraktığınız o muhteşem filmleri gelecek kuşaklara elbette gösterecekler..
Aynı ülkede yaşamının kıvancı ile gönüllerdeki yerinizi kutluyorum..
Ve aldığınız o muhteşem ödülünüz , milyonlarca dostunuzun alkış sesleri hiç kaybolmayacak..
Ansızın olunca vedalar , ardınızdan ancak bu kadar oluyor yazılar..
Uğurlar olsun..
Paramparça ettiğimiz Uğur Mumcu’ya ve direnerek can verenlere de selamlar olsun..
Direnirken kanser olup gidenlerimize, Tarık Akan’ımıza ..
Sanat adına direnenlere..
Bu ülkenin birliği ve bütünlüğü için bedel ödeyip can verenleri unutmadım..
Ve de tüm giden dostlarımıza selam olsun..
Uzaktaki Dostlara da selam olsun..
DOSTUMUZ GENCO UĞURLAR OLSUN..
Herşeyimi Cumhuriyete borçluyum. Aklım , fikrim,vicdanım, dünya görüşüm, bağımsızlık, özgürlük, barış tutkum, laikliğe, insan haklarına kadın – erkek eşitliğine inancım , insan emeğini en yüce değer kabul edişim, sanatın gücüne yürekten bağlılığım, hepsini ve daha fazlasını Cumhuriyete ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum. 100. yılda 100 bin kere teşekkür ediyorum.