Dini imanı para olanlar için kullanılır.
Hani şu her gün bir yenisini duyduğumuz helal haram nutukları atıp el altından milletin parasını iç edenler için.
Samimi Müslümanların gerçeği görmeleri için daha ne olması gerekiyor?
Sadece Dalaman-Fethiye orman yangınının kısa sürede söndürülemeyişi bile milletin nasıl soyulduğunu anlamaya yeter de artar, ama anlamak isteyene.
Orman bakanı Orman yangınlarını söndürme ihalesini kendi devletinin kurumu olan THK’na vermiyor. (Üstelik THK’nın teklifi daha uygun. Uçakları daha donanımlı, personel daha deneyimli) İşle alâkası olmayan bir mimarlık şirketine veriyor. Her ne hikmetse şirketin sözleşmesi bitmek üzereyken de yangın çıkıveriyor. Tesadüfe bakar mısınız?
Şirket THK’nın yardım edebiliriz teklifini kabul etmiyor. Çünkü helikopterler her kalkış için para alıyor. Ne kadar çok kalkış yaparsa o kadar çok para alacak. Tabi bunun için de yangının hemen söndürülmemesi lâzım.
Yangından dolayı ağaçlar yanmış, hayvanlar yanmış, kurtlar kuşlar yanmış, börtü böcek kavrulmuş, doğa ağır yara almış hiç önemli değil; önemli olan uçaklarını Kanada’dan temin eden şirketin kazanacağı para.
Al birini vur ötekisine. Orman bakanı ne dedi: “Can kaybı yok, ağaçlar ve yaban hayatı zarar gördü.” Bakanın açıklamasına bakar mısınız?
Ne ara bu kadar vicdansız oldu bu insanlar?
Sabahtan akşama değil elbette. Bütün bu duygusuzlukların, paragöz oluşların bir sebebi var. Duygularını bu kadar yitirmelerinin bu kadar vicdansız oluşlarının sebebi; küresel sermayenin dayattığı ve bunların da göbeklerinden bağlı oldukları ekonomik sistemdir. Sistem şu:
-Vatandaş müşteri
-Devlet tüccar
-Memleket Pazar
Erdoğan ne dedi: “Benim görevim ülkeyi pazarlamak” o görevini yapıyor. Artık sıra, dini duygularını sömürenlerden hesap sorma görevini yerine getirmesi gereken vatandaş da.