featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. “DİN HALKIN AFYONUDUR”

“DİN HALKIN AFYONUDUR”

Latin Amerika’da direnişçi bir papaza işkence yapan polisler, “Ateist komünistlerle ne işin var?” diye sormuşlar.
Papaz, “İnsanlar, ateistler ve müminler diye ikiye ayrılmaz. İnsanlar ezilenler ve ezenler diye ikiye ayrılır” demiş.
İşkenceciler, “Ama onlar dinin afyon olduğunu söylüyor!”
Papaz net bir şekilde itiraz etmiş:
“Bu dünyanın zenginliğini kendilerine alıp, yoksullara ise öbür dünyanın nimetlerini bırakan zenginler, dini afyon olarak kullanan gerçek kişilerdir.”(Zahit ATAM-yazısından alıntıdır)
Marks, Engels’e yazdığı bir mektupta (14 Haziran 1853), “Görünen o ki, bütün Asya genelinde ‘toprakta mülkiyet olmaz’ ilkesini ilk yerleştirenler Müslümanlar olmuş” der. Dinde olumlu şeyler aramak yanlışsa, bu cümleyi hafızamızdan ve Marks’ın tarihinden sileceğiz demektir. “Vaftiz suyu” veya “afyon” tespitleriyle yetinmek yerine, meselenin farklı yanlarına vurgu yapmaya devam eder Marks. Daha önce “Dinsel sıkıntının gerçek ıstıraba karşı bir protesto ve mazlum varlığın feryadı” olabileceğini söylemesi, kendi düşüncelerine duyduğu güvenden gelir. “Bir” şey hakkında “farklı” şeyler söyleyebilme yöntemi onun bu hayattaki servetiydi.”
Marks, “Din afyondur” demekle kalmaz. Bu ifadeden önceki ve sonraki cümlelerde din üzerine düşüncelerini açıklar: “Dinsel sıkıntı hem gerçek ıstırabın bir ifadesi hem de gerçek ıstıraba karşı bir protestodur. Din, mazlum varlığın feryadı ve ruhsuz koşulların ruhu olduğu gibi kalpsiz bir dünyanın da hissiyatıdır” der.
Bu sözler, “Din halkın afyonudur” ifadesiyle bir arada değerlendirildiğinde, dine bakışta Marks’ın dinamik bir yaklaşıma sahip olduğu görülür. Çünkü din, hem “halkın afyonu” hem de “gerçek ıstıraba karşı bir protesto” olabilmektedir. “Afyon” ifadesinden önceki ve sonraki cümleler arasında görülen fark, Marks’ın çelişkiye düştüğü anlamına gelmez, aksine bu konuya diyalektik bir bütünlük içinde yaklaştığına işaret eder.
Dinin mutlak kötü olduğu ve “sadece” gericilik taşıdığı düşüncesi, Marks’a değil, daha çok burjuva aydınlarına ve kaba materyalistlere aittir. Onlar, dinin ezelden ebede “tek bir öz” taşıdığını ve bunun hiç değişmediğini iddia ederler. Bir tür “skolastik ateizm”dir bu.
Marks ve Engels, dinin, toplumsal yapıların bir parçası olduğu gerçeğinden hareket ederler. Toplumsal yapı içindeki gelişmelere ve çatışmalara göre, dinin ifadesi ve biçimi değişebilir. (Marks ve Engels, iki farklı düzlemi karıştırmazlar: Düşünsel olarak materyalist felsefeyi benimserler. Politik düzlemde ise, dinin materyalist reddi yerine, onun sosyal gerçeklik içindeki konumuyla ilgilenirler.)
Hristiyanlık ilk ortaya çıktığı dönemlerde kölelerin ve ezilenlerin diniydi. Bunu hatırlatan Engels, dinin her zaman gerici olmayabileceğini söyler. Yoksul köylü isyanlarını örnek verir. İlahiyatçı Thomas Müntzer’in 16. yüzyılda Almanya’daki köylü ayaklanmasına öncülük etmesini ve onun yeni din yorumundaki eşitlikçi esasları hatırlatır. Thomas Müntzer’in ve sekiz bin isyancının yenilgisi, hem yoksulların hem de yoksullardan yana bir din yorumunun egemenlerce yerle bir edilmesidir.
Thomas Müntzer’den bir asır önce benzer bir olay Anadolu’da yaşanır. Bir din adamı olan “Şeyh” Bedrettin, yoksul köylü isyanlarına katılır ve hayatını bu yolda verir. Onun din yorumu, hem ilahi hem de sosyal açıdan eşitlikçi bir nitelik taşır. Bu hareketler, “yoksullar” ve “din” kavramlarının bir arada olabileceğini gösterir.
Dinin hiçbir zaman ilerici olmadığı ve sadece gerici nitelikler (afyon) taşıdığı iddiası, sosyal gerçekliğe uymaz. Bu iddia, Marks’ın “dinin gerçek ıstıraba karşı bir protesto” olabileceği tespitini görmezden gelir. Bu bakış, ne Anadolu’daki Babai İsyanları’nı ne de Aleviliğin niteliğini açıklayabilir.”
Bu açıklamaları daha da uzatabilirim ama gerek de yok. Bu kadar yapılan kirletilmenin gerçek amacı Hazreti Muhammed’in adını silmek içindir. Hazreti Muhammed’i sildiğiniz an çok şey köksüz kalacağından yıkılması ve ortadan kaldırılması daha kolay olacaktır. Hele ki din diye ortaya konulmaya çalışılan bir deizm salgını varken…
Emperyalizm kendisine el kaldırıp yeneni affetmez… Bunu bilelim şimdilik o bile yeter… Hazreti Muhammed’i ve felsefesini yani öğretisini bilmeden içimize sindirmeden bu topraklarda sol düşünceyi ayağa kaldıramayız… Diye düşünüyorum…
Sevgi ve saygılarımla…

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
“DİN HALKIN AFYONUDUR”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!