Olan bitene bakılırsa durum pek hayra alâmet değil! Bu yüzden yazının başlığında dikkati çekeyim istedim. Malum sonradan çekilen dikkatin bir yararı olmadığı gibi bedeli de ağır oluyor…
Kolay değil tabi koltuğun altından kaydığını göre göre sakin olabilmek!
Masasına koyulan her anket sonucuyla biraz daha yıkılıyor, yıkıldıkça hırçınlaşıyor, hırçınlaştıkça da tehlikeli adımlar atıyor…
Muhtemelen eskiden dört gözle beklediği anket sonuçlarını artık görmek istemiyordur…
Nerde o eski günler %46’lar, ! %49’lar, %51’ler. Hepsi mazi mi olacak?
Bence ne yapmalı biliyor musunuz?
Anket falan yapılmasın! Doğrudan seçime gidilsin. İktidar da muhalefette boyunun ölçüsünü alsın…
Nedir bu yahu? İşkence eder gibi!
Şu adımlara bakın bakalım ne var bundan diyecek misiniz?
Harp okullarına girişte en önemli maddelerden birisi olan; “İrticai ve siyasi faaliyetlerde bulunmuş olanlar giremez” maddesi kaldırıldı.
FETÖ gizleyerek, sınav sorularını çalarak harp okullarına öğrenci sokup darbe yapacak seviyeye gelmişti. Artık gizlenmeden doğrudan “Ben şeriattan yanayım.” diyenler ordunun başına kadar gelebilecek… Sonrasını tahmin etmek güç değil tabi!
Sanki sabaha kalsa kıyamet kopacakmış gibi gece yarısı üç ay önce atadığı Merkez Bankası Başkanını görevden aldı. Döviz fırladı. Borsa çakıldı. TL %16 değer kaybetti. Birileri milyarları götürdü…
Mecliste Grubu bulunan bütün partilerin oy birliğiyle kabul ettikleri kadına şiddeti önlemek için yapılan “İstanbul Sözleşmesi”ni feshetti. Ucuna da doğal haliyle kalması için uğruna birçok gencin yaşamını yitirdiği Taksim “Gezi Parkını” binası ve yönetimi olmayan” Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na devrettiren kararnameyi ekledi. Daha da trajik olanı sabahtan Gezi Parkı’na gelip bir de gövde gösterisi yaptı…
Yetmedi “parti kapatmaya karşıyım” diyordu vazgeçti. HDP’de terörle doğrudan ilişkisi olan kişilere dava açmak yerine, partiye kapatma ve 600 civarında Kürt siyasetçiye de yasak getirme davası açtırarak PKK terör örgütüne; “Bu iş demokratik yollarla halledilemez.” bahanesi yaratıldı…
Boğaziçi Üniversitesine dışarıdan rektör atayarak hem öğrenciler, hem öğretim üyeleri tahrik edildi. Ortam gerildi. Öğrenciler okulun giriş kapısına kelepçelendi, dövüldü, tutuklandı…
Yakın zamana kadar çok güçlüydü ve tarikatlar cemaatler ona muhtaçtı. Onun devri iktidarında korunup kollanıyorlar, kendilerini güvencede görüyorlardı. Ara sıra istemedikleri bazı adımlar atılsa da ses etmiyorlardı… Ama işler değişti!
Artık onlara muhtaç ve istediklerini yapmak zorunda. Mesele %51 oy meselesi! Bunun için “İstanbul Sözleşmesini” feshediyor. Bunun işin Atatürk kabartmasını devlet nişanından çıkarıyor. Bu nedenle II. Meşrutiyetin yıkılması için önemli bir saldırı üssü olan “Topçu Kışlası”nı Gezi Parkı’na yapmak istiyor. Bu sebeple parkı adı var kendisi yok dinci bir vakfa devrediyor…
Aklınca cumhuriyet devrimini hatırlatacak bütün izleri silmek istiyor…
Kaşıya kaşıya en sonunda yara yapacak!