Seçmek; benzerleri arasından iyi olanı,
üstün bulunanı ayırt etmektir.
Birine oy vererek bir yere getirmektir.
Demokratik bir haktır…
Demokrasinin de gereğidir!..
Olması gerekendir.
Öyle de olmalıdır.
Ne zaman olmaz?..
Darbelerde, ara rejimlerde,
demokrasiye ara verilen zamanlarda olmaz!..
Geçti o günler.
Pekiiii…
Kayyum ne demek?..
Bir yeri veya iş’i idare etmek için atanan ..
Tayin edilen kişi demektir.
Özel durumlarda şirketlere falan genellikle atanır.
Buraya kadar tamam.
Gelelim asıl mevzuya..
Üniversitelerde rektör seçimi nasıl yapılır?..
Nasıl yapıldığını anlatacağım da..
Daha doğrusu nasıl yapılmalıdır?..
Sorusuna bir cevap vereyim..
Bana göre çok kolay!..
Üniversiteler “özgür” bilim yuvalarıdır.
Öğretim üyeleri arasında en üst akademik unvana sahip, liyakat sahibi,temsil yeteneği olan adaylar elbette her zaman vardır.
Koyarsın ortaya sandığı..
Öğretim üyeleri de adaylara oy kullanır.
En çok oyu alan da rektör seçilir.
Bu kadar kolay!..
Demokratik olan da budur.
Öyle midir bizim memlekette?..
Ne yazık ki değildir.
Bazen öyledir,bazen başka türlüdür.
Bir kere altını çizelim.
Rektör seçimi…
Uzun yıllar 82 Anayasasına göre yapılmıştır.
Yani …
Darbecilerin belirlediği esaslara göre…
YÖK de o zaman bir geldi hep var oldu ya..
Sonra…
Sistem bir ara değiştirildi.
Seçimlisi geldi.
Bir daha değiştirildi .
Falan,filan..
Sözüm ona demokratik yöntemler…
Bugün gelinen noktada ne oldu?..
9 Temmuz 2018 tarihli 703 sayılı KHK nın 135.maddesindeki birinci paragraf değiştirildi ve bakın ne oldu?..
“Devlet ve Vakıf üniversitelerine rektör; Cumhurbaşkanınca atanır.” oldu…
Yani..
Seçim bir kişiye aittir.
YÖK adayları belirler,Cumhurbaşkanı SEÇER!..
Cumhurbaşkanı seçtiğini rektör olarak atar!..
Bitti mi?..
Atama bitmiş olabilir..
Milletvekillerinin, aydınların,gazetecilerin son zamanlarda yükselen sesleri ve istekleri , parlamenter sistemin, çok sesliliğin,tek adam sistemine karşı yeniden tesisidir.
Üniversite öğrencisinin itirazı da bu atama yönteminedir.
İstekleri atama değil seçimdir.
Üniversiteliler özgür bireylerdir…
Yirmili yaşların özgürlük savaşçılarıdır onlar..
Kanları kaynamaktadır.
Bilimde çağdaş; düşüncede özgürdürler..
Bağlasan susturamazsın!..
Demokrasiden yanadırlar…
Biz 78 kuşağı olarak bunları yaşadık..
Bizden öncede 68 kuşağı yaşadı.
Türkiye’de ve Dünyada hep böyledir.
Son günlerde yaşananlar..
Hassas ve ciddi konulardır.
Üniversite öğrencileri dikkate alınmalıdır!..
Ülkenin geleceği onlardır.
Burada aslolan ; haklı taleplerde bulunan gençlerin arasına “ard niyetli unsurların”sızmasının , provokasyonun önlenmesidir.
Bu memleket ne çektiyse yıllar önce
bundan çok çekti.
Herkes çok dikkatli olmalıdır.
Üniversite öğrencileri bizimdir!..
Benim kızımdır, senin oğlundur…
Nokta!..
Tanyol KIPÇAK’ın tüm yazıları için tıklayın…