Devlet hükümet…
Ayrılar ama son yıllarda karıştırıldı özellikle…
Oysa en basiti…
Hükümetler geçici, Türkiye Cumhuriyeti Devleti baki…
O yüzden devlet hep yaşar…
Hükümetler de partilere bağlı olarak değişir, gelir geçer, kalır, uzun kalır, koalisyon olur, ittifak olur…
Falan.
Son yıllarda her eleştiri “devlet düşmanlığı” olarak lanse edilir oldu.
Oysa o eleştiriler hükümete idi.
Elbette devlet elbisesini hangi iktidar giyiyorsa devleti o temsil ediyor ama devlet düşmanlığı başka şey, hükümeti eleştirmek başka şey.
Ki, devletler de eleştirilebilir, eleştirilmez diye bir kural mı var?..
Öyle bir kutsallık izafe edilemez, yanlıştır.
Çağdaş demokrasilerin hepsinde eleştiri olmazsa olmazdır.
Siyasetle iştigal ediyorsanız, hele hükümetteyseniz, hele vekilseniz, hele devleti temsil eden bir bürokrat iseniz elbette eleştirileceksiniz.
Daha iyiye ve az hataya ulaşmanın en sağlam yoludur eleştirinin gösterdikleri.
Basın da o yüzden 4.güçtür ama şu an bizim basın dünyasında şaklaban ve cambazları çıkarırsanız gerçek gazeteciler ne kadar da az.
Konumuz bu değildi, dağıldık gittik.
Konumuz milletvekili seçimleri için istifa eden başta valiler ve hakimler olmak üzere idare ve yargı organının yüksek bürokratları…
Hatay yıkıldı.
Valisi ne de pişkin, vekil olmak için istifa etti iyi mi?
O zaman vali kimin valisi?..
Son yıllarda devletin valileri de giderek azaldı biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz…
Her alanda ilk kıstas olarak, siyasi tercihleri baz alıyorsanız maalesef hükümet ve devlet birbirine karışıyor.
O zaman da kimse kızmasın valilere “parti valisi” dendiğinde!
Valiler de, yargıçlar da…..
Ya vekil olmak için istifa ediyorlarsa bu görevlerinden ilişikleri tümüyle kesilmeli… Yani seçilemezlerse, aday gösterilmezlerse göreve geri dönememeli…
Ya da vali ve yargıç gibi hassas derecede önemli görevlerde bulunan kamu mensupları siyaset için asla aday olamamalı…
Şimdiki durum gerçekten ters.
Misal, falan vali, falan partiden aday adayı oldu, partisi tarafından aday gösterilmedi.
Göreve geri mi dönüyor?
O zaman o vali, artık Türkiye Cumhuriyeti devletinin, yani her siyasi görüşe eşit mesafede uzak olması gereken bir vali midir?..
Aday olduğu parti etiketi nasıl çıkacak?
Vatandaş nasıl güvenle bakabilecek?
Aynı husus yargı mensupları için de geçerli.
Zaten işin başka bir tarafı da var, vali olmuşsun, yargıç olmuşsun, ne ararsın vekillikte?!
Valilik başka bir onurdur.
Vatandaş seni tarafsız olarak görür.
Her ne kadar yeni sistemde yürütmeyi temsil ediyorsa da bal gibi de devlettir aynı zamanda.
Açık söyleyelim, siyasete soyunan valiler, sahip oldukları o güzel onurun farkında değiller.
O yüzden hangi parti olursa olsun 14 Mayıs sonrası siyasette şu üst düzey bürokrat adaylıklarına bir göz atılsa epey iyi olacak.
Valilik nicedir zaten siyasetle epey yıprandı…
Bir de yedi düvele partili vali ilanı yapmaya gerek var mı?..
Diyeceksiniz ki şimdi; partili cumhurbaşkanımız bile var, vali partili olsa ne olacak?..
Haklısınız…
O da yanlıştı ama oldu gitti…
Lakin yanlışın ardından yanlışla devam etmek de gerekmez ki?..