Dilimizin dünya dilleri arasındaki yerini ve özelliklerini bilip öğrenmeden insanlarımızı sözcükler içinde tanımlama yanlışlığına düşmemeliyiz.
“TÜRK DİLİNİN AİT OLDUĞU DİL AİLESİ, GENEL ÖZELLİKLERİ
Türkçe, diğer Türk dilleriyle birlikte(URAL) Altay dil ailesinin bir kolunu oluşturur. Bu ailenin diğer üyeleri Moğolca, Mançu-Tunguzca ve Korece’dir. Japoncanın Altay dil ailesinin bir üyesi olup olmadığı konusu tartışılmaktadır. Türkçe, diğer Altay dilleri gibi SONDAN eklemeli,dillerdendir. Tüm sözcüklerin kök sözcükler ve eklerle yapıldığını görürüz.
Türkçenin Türk Dilinin Ses Özellikler Türkçe söz varlığının bir bölümü; Türkçe asıllı sözcükler, Arapça ve Farsçadan geçmiş sözcüklerden oluşmaktadır. Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerin bir bölümü o kadar Türkçeleşmiştir ki Arap veya Fars dilindeki durumundan oldukça farklıdır…
Bugüne kadarki bilgiler ışığında, Türk dilinin tarihlendirilmiş en eski yazıtı, 7. yy’a ait Çoyren (Çoyr, 688-692) yazıtıdır. Başka bir deyişle Türk yazı dilinin ilk örnekleri 7. yy’da verilmeye başlanmış. Çoyren yazıtı, Költigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtları gibi mezar taşı olarak dikilmiştir.”
KAYNAK;https://www.turkcebilgi.com/türkçe’nin_genel_özellikler
***
Bu konuyu yazma amacım, benim ne yazdığım değil, sizlerin benim yazdıklarımdan neler anladığınız?
Asıl konumuz, konuşuyor ve yazıyoruz ama nece konuşup, yazıyoruz ne anlıyoruz.?
Bu konuyu yerinde ve zamanında işlemek anlamlı olur. Dilimize yaraşır eğitimsel bir konu olarak; okuyan ve yazanın, ufkunu genişletmeye ne kadar hizmet edebiliriz?
Sorusuna yanıt aramaktır.
Konuya ilgi SAYIN Prof.Dr. Emre KONGAR üstadımızın 13 Kasım Cumartesi, Cumhuriyet gazetesinin 2. sayfasındaki köşe yazısıdır. Kendilerine teşekkür ederim.
Türk Dil Kurumu (TDK) 2000 yılı basımı,
“OKUL SÖZLÜĞÜ” den seçkili kök sözcükleri yalın olarak yazdıklarım;
Aba, aş, ara, araba, art, ayak… Baba, bağ, bal,beleş ben, boru… Cam.. Çorap, çay, çıkrık, çakmak,…Dana, demir, din, düzen…Elek, eğitim, ense, erken… Fitil, fizik, fırsat… Gaz, gazete, gezi, gül… Haber, halk, halka, ışık… Izgara… İbrik, iğne…Jilet, jöle… Kader, kaşık, kamara, kamera, kamyon, kanal, kapı, kaşağı, koru,, koşu… Makas, matrak… Nargile, nezaret.. Oda, odun, ocak… Ör… Para, parti, pasta… Saz, sal,söz…
Şal, süt, şapka, şarap,şerbet, şeker… Tabak, tahta, taş, tavuk, turşu… Uçkur, uçuş.. Üzüm… Vakıf, vals, veresiye, vuru, vurgun… Yaban, yan, yağ, yama… zar, zam zarf, zen…
Türkçe sözlüğümüzden seçebildiğim kök sözcüklerden harf sırasına göre yapabildiğim seçim.
***
Bu sözcüklerimizin anlamlarını hepimiz biliriz. Ancak, bu kök sözcüklere söz gelimi; -ci,-cu,-cı, -cü, -çi-çu,-çü,-çı… -li,-lı, -lü, -lu eklerini aldıklarında, yukarıda andığımız anlamlarının ötesini aşarak, yeni anlamlara bürünürler.
SÖZGELİMİ;
Aş+cı= Aşcı: Aş yaparak para kazanan, yaşamını sürdüren meslek sahibi….
Kaş+lı= Kaşlı: Kaşları güzel veya Antalya Kaş İlçesinde ikamet eden…
Demir+ci= Demirci: Metalllerden demiri biçimlendiren, bu işi bir yaşam biçimine dönüştüren meslek sahibi…
Demir+li= Demirli: İçinde demir bulunan, veya kıyıya çekilmiş kayığın, geminin kıyıdaki babaya halatla bağlanmışı gibi…
Bu örneklemeleri geçerek, söz ustamızın kaleminden;
“Atatürk’ün denge politikasından koptuk. Batı ile ilişkilerde “ batılılık” yerine “batıcılık” uygulamaları öne çıkınca siyasal İslamcı rejim dış politika egemen oldu….”
Şimdi Batıcı ile Batılı arasındaki farkları şöyle özetleyebiliriz:
Batılı uygardır.
Batıcı, Batılının kölesi kul olmaya razıdır.
Batılı, kendisini Batı ile eşit görür.
Batıcı, birey olarak kuldur, köledir.
Batılı; birey olarak vatandaştır, yurttaştır.
Batıcı, batı emperyalizmle uyumludur.
Batılı emperyalizme karşıdır.
Batıcı, korkaktır.
Batılı cesurdur.
Batıcı, batı hayranıdır.
Batılı, Batıya da eleştirel bakar.
Batıcı taklitçidir.
Batılı üreticidir.
Batıcı, çevreye düşmandır, yağmacıdır.
Batılı, çevrecidir, yağmaya karşıdır.
Batıcı, demagogdur.
Batılı demokrattır.
Batıcı, kendinden farklı düşünenlere saygısızdır.
Batılı bütün farklılıklara saygılıdır.
Batıcı dincidir, laikliği dinsizlik sayar, laik değildir.
Batılı, dinci değildir, laikliği her türlü inancı koruduğunu bilir, laiktir.
Batıcı, batılılığa düşmandır, onu yok etmeye çalışır.
Batılı, Batıcıya düşman değildir, onu eğitmeye çalışır.
Batıcı, Atatürk’ü sevmez.
Batılı Atatürk’ü sever….
Tarih, bilim vicdan, hak, hukuk batıcılardan değil batılılardan yanadır.”
“10 Kasım 1938 İtalyan radyosundan yükselen ses;
İskender!
Sezar!
Napolyon!
Ayağa kalkın Komutanınız geliyor.”
***
Bir birimizi anlamak için, dinlemek, bilmediğimizi öğrenmek için okumak, okuduğumuzu anlamak için dilimizin güzelliklerini kavrama gerek * İ D U R A K İ *.
“KİTAP AKLIN İLACIDIR.” -Ovidius