Gerçekten?
Kuzu kuzu bekliyoruz ya İstanbul, Marmara veya adı her ne olacaksa artık, o büyük depremi…
Eee…
Basından öğreniyoruz işte:
2012 ve 2017 yıllarında yapılması kararlaştırılan yapı envanteri taraması için hiçbir adım atılmadığını…
Toplanan deprem vergilerinin başka alanlara harcandığını….
Kentsel dönüşüm süreçlerinde beklenen amaca ulaşılamadığını…
Yapı denetim sisteminin yetersiz kaldığını…
Ve biliyoruz, izliyoruz işte.
İmar planı değişiklikleri ile çarpık kentleşmelere devam edildiğini…
Toplanma alanlarının pek çoğunun AVM gibi unsurlarla yok edildiğini…
İmar afları ile sayısız ruhsatsız yapının kurtulduğunu!
Peki…
Buna ne diyeceğiz?
Okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için MEB’in yatırım bütçesinin artırılması talebiyle TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı’na verilen önerge reddedildi.
Benzerlerini de duyuyorduk sık sık ama neresinden nasıl tutulacağını bilmediğimiz tuhaflıklar bunlar.
Bugünün Türkiye‘sine yakışmayan siyaset manzaraları deyip geçiştireceğiz mi sadece?
Tekrar okuyalım beraber…
Okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için….
MEB’in yatırım bütçesinin artırılması talebi….
Bu kadar işte.
Nesi yanlış?
Neresi kötü?
Neresi toplumsal yarara aykırı?..
Para mı yok, gerek mi yok, hangi sebeple reddedilir böyle bir önerge?
Akıl ve vicdanla açıklayabilen varsa bize de anlatsın lütfen.
Nitekim…
Bir şey yapmazsan eğer…
Kuzu kuzu bekler hale dönüşürsün doğal olarak…
Sonra Jamaika 7,7 ile sallanır.
Rusya 7,5 ile…
Japonya ve Yunanistan 6,6 ile…
Şili 6,8 ile…
Yeni Zelanda 7,4 ile…
ABD 7,8 ve 7,6 ile sallanır.
Bir kişi hayatını kaybetmez.
Biz ise her defasında yıkılırız.
Gözyaşlarına boğuluruz.
Ama unuturuz.
Üç gün, beş gün, bilemedin bir ay.
İzmir’i de unuttuk.
Türkiye’nin her noktası deprem.
Siirt’ten tutun Niğde’ye kadar…
En sakin bildiğimiz yerden en hareketli noktaya her yönümüz tehlike…
Okullar sağlamlaştırılsın bunun için de MEB’e daha fazla para ayrılsın deniyor.
Önerge reddediliyor.
Deprem ile savaşı böyle kazanacağız öyle mi?
Türkiye’de yaşanan bu akıl ve vicdan dışı depremin şiddeti kaç asıl?
