Toplum olarak en büyük eksiğimiz olaylardan gereken dersi çıkarmayışımızdır. Hemen her olayda böyleyiz.
Deprem olur, korkarız gece gündüz depremi konuşuruz. Yapılması gerekenleri herkes söyler. Ama her şey lafta kalır.
Ancak dünkü deprem bize gösterdi ki en önemli konu haberleşmek moda terimle iletişim. Daha doğrusu iletişimsizlik. Ellerde neredeyse değeri 10 bini bulan telefonlar çekmiyor. Ne anladım ben bu işten. Allah korusun yıkıntı altında kalan insan nasıl haber verecek durumunu ya da nasıl ulaşacağız biz yakınımıza? Hiç mi yaptırım yoktur bunlara? Neden ulaştırma bakanlığı zorlayıcı maddeler koymaz bunlara. Sermayenizin yüzde 50 sini baz güçlendirme istasyonlarınıza harcayacaksınız, yeni yatırımlara yönlendireceksiniz demez?
Ey siyasetçiler gece gündüz televizyonlarda kısır çekişmelereler ile vakit öldüreceğinize iş üretin. Hesap sorun yaptırım gücünüzü kullanın.
Deprem anında toplanma merkezlerine bina yapmaktan vazgeçin. Unutmayın o binaların altında sizde kalabilirsiniz.
Dün görülen en büyük sıkıntı halkın birbiriyle iletişinin kesilmesiydi. GSM şirketleri aldığınız o paralar helal değil.
Şimdi derlemeye çalıştığım GSM operatörlerinin açık kalmasını kısmen sağlayacak bir kaç öneri sunayım. Aklınızda olsun.
1-Çok acil durumlar dışında sesli iletişimi ( baz istasyonlarının kapasitesini doldurmamak için) kullanmayın. Dünkü kesintinin ana sebebi herkesin aynı anda konuşma yapmak için arama yapması imiş.
2- Geçici internet paketlerinizin şifresini kaldırın. Acil durumlarda bırakın diğer insanlar kullansın. Korkmayın o anda kimse kötülük düşünmez
3- İnternet ağ trafiğini yavaşlatmamak adına oyun, video, v.b. hız gerektiren faaliyetler yapmayınız.
4- Deprem sonrasında lütfen işyeri sahipleri kafe, restoran, AVM gibi Wİ-Fİ hizmetlerini şifrelerini kaldırarak açık hale getirin. Bir günlüğüne de olsa. Bırakın insanlar yararlansın.
5- Genel olarak WhatsApp, facebook, Mesennegeri tercih ederek iletişim sağlayın. Dün en çok haberleşme WhatsApp2tan haberleşme sağlandı.
Her şeyden önemlisinde oturduğumuz binaların sağlamlığını sorgulayın.
Yazının başında ” deprem öldürmez cehalet öldürür’’ dedim evet. Aslında bende biliyorum yıkılan binaların sonumuz olduğunu, ancak unutmayın o binaları güvensiz yapan yine bizleriz. Kalın sağlıcakla.