Kandilli’nin 5 şiddetinde açıkladığı depreme AFAD niye 4,6 der ki?..
Psikolojik olarak korkunun eşik sınırı mı var?
Oysa depremin merkezinde oldunuz mu, korku aynı korku.
Korktuk hepimiz.
Bilimsel olarak genellikle ilk depremin asıl deprem, sonrakilerin artçı olduğu biliniyor.
Elbette yüzde yüz denmez ama bugüne kadar meydana gelen depremler sonraki depremlerin genel olarak artçı deprem olduklarını gösteriyor.
Zaten bilim insanları da depremin ardından yaptıkları açıklamalarda 5’den yüksek deprem beklemediklerini vurguladılar.
Ancak aktif hareketi bulunmayan bir fayda meydana gelmiş deprem.
Gönen, Savaştepe dışında sürpriz bir nokta İkizcetepeler civarı.
Haritalarda gösterilmediği için yeni bir fay oluşumu olup olmadığını irdeliyor şimdi bilim insanları.
Deprem şiddetliydi.
Balıkesir ve çevresi nicedir bu şekilde bir depremle karşılaşmamıştı.
Kalakaldık yine ve dizlerimizin bağı çözüldü ya, öylesine korktuk işte.
Korku doğal.
Doğal olmayan sonraki hallerimiz…
Whatsapp’tan yazıyorlar, ses kaydı düşüyor…
AFAD’dan biri olduğu iddia edilen kişi “45 kilometrelik fay tespit edildiğini, bunun kırılmadığını, asıl onun kırılacağını, bir iki saat içinde büyük deprem beklendiğini” söylüyor, ki biz de dinledik!
Vatandaşımız da buna inanıyor.
Yani İkizcetepeler’deki fay bugüne kadar deprem haritalarında zaten gösterilmemiş, lakin 5’lik deprem olunca şak diye 45 km.lik fay tespit edilmiş öyle mi?
Yarım saat içinde!
Bir de onun kırılacağı varsayımları!
Vatandaş panik, kendini dışarı atan atana.
Oysa pencerelere tırmanacağımıza böyle asılsız haberlere nasıl inanabilir insan, onun muhakemesini yapmalı.
Düşünsene, kim tespit etmiş fayı, kim bilmiş kırılacağını.
Öyle bir şey olsa, onu da geçin, depremin öncü bir deprem olduğuna, deprem fırtınası olabileceğine, daha yüksek şiddetli bir deprem beklenme ihtimali olduğunda tüm kurumlar bangır bangır uyarmıyor mu, uyarmaz mı vatandaşları?
Uyarır elbet ama hala farkında değiliz Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunun.
Her deprem oluşunda sanki çölde yaşıyormuşçasına şaşkınlık hallerindeyiz:
“Aaaa deprem oldu!”
Binaları sağlam yapalım, toplanma alanlarımızı doğru düzgün tutalım, depreme hazırlıklı olalım, korkmayalım.
Türkiye’nin her noktasında her an deprem olması muhtemel.
Deprem sonrası benzin istasyonları tıka basaydı.
Araçlarıyla sokaklara fırlayanlar boş alanları iğne atsan yere düşmeyecek hale çevirmişti.
Pek çok cadde, araç sıkışıklığından tıkandığı için 500 metrelik mesafe, 25 dakikada kat edilebildi.
Haliyle bilgiden çok sosyal ağlarda var olan bilgi kirliliğinin daha etkin olduğu kabus gecede depreme yine ne kadar hazırlıksız olduğumuz ortaya çıktı.
Bilgi kirliliğinin had safhaya çıkması nedeniyle de BŞB bile birkaç kez SMS göndermek zorunda kaldı.
Depremin kıyısında köşesinde değil, tam ortasındayız ülke olarak.
Depremleri ancak depremle hatırlayıp iki gün sonra unuttuğumuz için de her deprem sonrası felaket tellallarına prim yaptırıyoruz!
Bilgisizlik, bir kez daha bilginin üstesinden geliyor.
Sonra unutup geçiyoruz.