featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. DEPREM DERDİMİZ , DERMANI BİRLİĞİMİZ

DEPREM DERDİMİZ , DERMANI BİRLİĞİMİZ

Kızı Irmak Leyla Hançer 15 yaşında. Bahara yeni ermeye başlayan fidan misali.
Baba Mesut Hançer. Hayatın hayhuyu arasında evladına zaman ayırmış.
Gezmeye gitmişler. Durup çeşme başında , suya dokunmuşlar, serinlemeye imrenerek..
Mevsim yaz olmalı..
Baba – kızın çeşme başındaki coşku dolu fotoğrafı , insanın içine sıcacık duygularla dokunuyor.
Neler söyleştiler kim bilir?
O gün çok keyifli olduklarını görmenin huzuru ile bakıyorum ikisine de.
Gencecik duru bir su gibi kızının yüzü.
Baba gülümsüyor sanki, mutluluğun resmine inat.
Güzel günlerin anısı bir resmin ortasında duruyor.

Leyla Irmak Hançer..
5 Şubat günü, Kahramanmaraş’a babaannesine ziyarete gider.
Babaannesinin evinde depreme yakalanır.
6 Şubat sabaha karşı ardında gözü yaşlı babasını bırakıp sonsuzluğa varır.
Baba Mesut Hançer, depremden sağ kurtulur.
Kızının olduğu annesinin evine koşturur. Yıkıntıların arasında kızının cansız bedenini bulur.
Sabaha kadar kızı Irmak Leyla’nın cansız bedeninin başında bekler.
Arama kurtarma ekipleri gelene kadar , yıkıntıların arasındaki kızının elini bırakmaz.
Bu anın fotoğrafı depremin yüzü olur sanki.
Baba – kızın ayrılığının bu görüntüsü, insanlığın yüreğinde derin yaralar açar..
Dünya basını bu fotoğrafa bakar. Bakar. Acıyı tarifte zorlanırlar..
Irmak Leyla Hançer…
Soyadın gibi biz anne – babaların, ablaların, kardeşlerin can evine hançeri sokup gittin..
Bu fotoğraf demirden, çimentodan, insanlıktan çalan bina yapıcıların aklından hiç çıkmasın.
Irmak Leyla Hançer’in bu görüntüleri böğrünüze saplanıp kalsın.. Hiç çıkmasın.
Belki Mesut Hançer’in acısını az da olsa anlar, sağlam binalar yaparsınız!..

Kızını depremde kaybeden baba, evladı Irmak Leyla’nın ardından ;
” Bu acı hiçbir yerde tarif edilemez. Anne gider kolun kırılır , baba gider kolun kırılır, kardeş yıkılır..
Evlat gittiği zaman, ciğer, can, kalp hepsi gidiyormuş. Onu kendi ellerimle toprağa koymak çok daha acıymış. ”
21 yaşındaki oğlunu , eşinin bir yıl ardından sonsuzluğa uğurlayan kız kardeşimin yaşadıklarından, iki acıyla baş etme çabasından az çok biliyorum..
Ah be Mesut Hançer bey sizleri teselli edecek biz söz , bir ilaç yok ki..
Evlat acısı dinmez sızısı..

***

KADINLIK BİZDE KALSIN.

Bugün Dünya Emekçi Kadınlar günü.
Ama ben bir erkeğin sözleriyle bu günümüzü kutlamak istedim.

” 8 Mart kadınlar gününü kutlamaktan bir erkek olarak utanıyorum, Bunca zalimlik kıyım ve tecavüz ne yazık ki biz erkekler tarafından yapılıyor ve her geçen gün bu katliamlar artıyor. Çağdaş geçinen ülkenin barbarlarıyız. Kadınlar gününde tüm kadınlardan özür dilerim.”

Bunları yazan Naim Öztürk. Savaştepe İlköğretmen Okulu mezunu.

11 yaşından beri arkadaşım. Kadim arkadaşım.

Dostluğa dönüşen arkadaşlığımızın 60 yılını devireceğiz. Az kaldı.

Geçen yıl Dünya Emekçi Kadınlar gününde sosyal medyada yazmış.

Eşi ile birlikte resminin altında bu yazı. Ben de not etmişim. Örnek olsun diye.

Siz sevgili okurlarımızın da haberi olsun istedim. Naim Öztürk gibi düşünen erkeklerimizin daha çok olmasını diliyorum ben de.

Emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun.

SPORA FİTNE SOKMAYIN!

“Ben sporcunun , zeki , çevik, aynı zamanda ahlaklısını severim”  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.
Yıl 1987..
MEKAN.. Diyarbakır Yenişehir.. DSİ EVLERİ
Diyarbakır stadının tam karşısındaydı evim. O zaman Diyarbakırspor 1. ligdeydi. Her gelen takımı halaylarla karşılarlardı. Diyarbakırlılar.. Gençler.. Çocuklar.. Ablalar..Abiler..
Maçları balkonumdan izlerdim. Beşiktaş maçını unutamam.. Diyarbakır yenildiği halde tüm Beşiktaşlı futbolculara koşturup sarılan o Diyarbakırsporlu futbolcuları.. Stadın önünde coşkuyla bağıran gençleri nasıl unutayım…
Ali Metin Feyyaz.. Biraz daha burda kal BEŞİKTAŞ..
Siyah beyaz bayraklar, kırmızı – yeşil formalı çocukların , gençlerin elinde.
Başımıza emperyal hainler sardılar bu PKK  derdini. Ülkemizin sporcusunun insan olduğunu unutturanlara lanet olsun.
Terörden acılar çeken o kadar çok insanımız var ki..
O acı çekenleri unutmayacağız..
Akıllı olup ülkemizin gerçeğini göreceğiz..
Teröre lanet olsun..
Bu vatan bizim…
Bölünmeyeceğiz.. Ayrışmayacağız..
Terörü yaratanlara lanet olsun..
Bursaspor – Amedspor maçında yaşananlar son olsun.
Bursa Atatürk Stadyumunda yaşadıklarımız yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Ülkemizde kavga istemiyoruz. Stadyumlarda küfür istemiyoruz.
Tribünlerde açılan pankartlarda ” Beyaz Toros” ve ” Yeşil”  kod adlı Mahmut Yıldırım gibi geçmişte faili meçhul cinayetlerle ilişkilendirilen pankartlar kullanıldı. Sahaya yabancı maddeler atıldı. Futbolcular dövülüp tartaklandı. Geçmişin acı olaylarını kaşımak neden futbol sahalarına taşınıyor? Mantığım almıyor. Türk sporcusuna yakışmayan olayları izlerken içim acıdı. Kavgadan, kaostan canımız yıllarca yandı kavruldu. Peki canı yanan anne- babalar, kardeşler, ablalar, abiler neler yaşadılar bileniniz var mı ?
Huzur ve güven duyduğumuz bir ülkede yaşamanın erdemini unutmayınız.
Skor ne olursa olsun, dostluk kazansın.. Gün gelir maçı da kazanırsınız.
Hepimizin aklının bir köşesinde bulunsun.
Birleşe birleşe kazanacağız..
Unutulmasın!.

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
DEPREM DERDİMİZ , DERMANI BİRLİĞİMİZ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!