Alem bir ülkede yaşıyoruz.
Neye şaşıracağız, neye inanacağız, neyi yadırgayacağız meçhul.
Gazetede bir haber okuduk, aktaralım, bakalım ne düşüneceksiniz?
“Yıllardır kaybedilen onlarca cana, sönen ocaklara rağmen düğünde havaya ateş açma ilkelliğinin önüne geçilemedi. Türkiye’ye yakışmayan ayıbın önüne geçmek için harekete geçen İçişleri Bakanlığı ise 81 ilin valiliğine düğün genelgesi gönderdi. Buna göre silah kullanılmaması için düğün sahiplerinden taahhütname alınacak. Kutlamalarda tetiğe bastığı tespit edilen kamu personeli hakkında disiplin işlemi yapılacak.”
Hatırladınız mı?..
Bir şeyler çağrıştırdı mı?..
Bu genelge tıpatıp geçen yıl da yayınlanmış ve yine 81 ilin valiliklerine gönderilmişti.
Her yıl aynı genelgenin gönderilmesi, genelgenin uygulanmadığını mı gösteriyor?
Yoksa tekrar unutulma ihtimaline binaen hatırlatmaya mı yönelik?..
Peki esas soru şu:
Bu konuda genelgeye gerek var mı?..
Etkin ve cezai yaptırım uygularsın; silaha dokunana gerekli müeyyideyi hak ettiği gibi uygularsın…
Zaten görevin bu değil mi?..
Yani Bakanlık, genelge göndermese o ilin emniyeti bir şey yapmayacak mı?..
Maganda kurşununu görmezden mi gelecek?..
Pek merak ediyoruz, kaç düğün sahibinden taahhütname alınmış ülke genelinde?
Magandaların haltlarını istemesek de zaman zaman görüyoruz…
Yanlış kurşunlarla ölüp giden insanları, pisi pisine sonlanan hayatları…
Peki ceza?..
Genelgede tetiğe bastığı tespit edilen kamu personeli hakkında disiplin işlemi yapılacağı belirtiliyor.
Disiplin?..
Nasıl olacak o?..
Uyarma cezası mı?.. Kınama mı?..
Çok mu tırsacak şimdi kamu görevlisi disiplinden?..
Kamu görevlisinin disiplini bu seviyede ise yani düğünde magandalaşabiliyorsa, meyilliyse kurşun sıkmaya sorun başka tarafta değil mi?..
Hele hele vekillerimiz misal…
Seçim sonrası göreve gelen belediye başkanlarının bazıları misal…
Dan dan dan di mi?..
Vekil düğünde kurşun sıktı haberleri az mı çıkıyor basında?
Belediye başkanlığına seçilenler konvoy olup kurşun sıka sıka gitmiyor mu makamı devralmaya…
Elbet sadece “bazıları” ama bir teki bile ayıp ve ilkellik değil mi?..
2019 yılındayız.
Dünyaya bakalım.
Kendimize bakalım.
O vekil de baksın.
O başkan da.
Bakarken de şunun farkına varalım:
Sırf diplomatik karmaşıklıktan öte geçemeyen, uygulamada varlığı yokluğu fark edilemeyen genelgelerle bu sorunun çözülemeyeceği aşikar!..
Aslına bakarsanız, bu meseleye çözüm yolu ararken; eğitimden başlayan uzun bir silsile dahi saymak mümkün de…
Suyu değirmenin başında tutamadığımızdan olsa gerek o uzun uzun çözüm önerileri de havada kalmaya mahkum…
Düğün sahibinden taahhüt almaksa hele, şu meşhur cezaların şahsi olması ilkesine apaçık aykırı…
Suça zamanında, yerinde, etkili müdahale tek mantıklı ve olması gereken yol gibi görünüyor.
Kim maganda kurşunu sıktıysa, kim ruhsatsız silah taşıdıysa, kim halkta korku ve panik yarattıysa anında etkili ceza…
Ama fail kim olursa olsun, en tepeden en aşağı kadar…
Yoksa…
Sorun çok, çözüm yok…
2020’de bir genelge daha…
2021’de bir tane daha…