Deizm gençler arasında hızla yayılıyor.
İlginç olanı ise; artışın Konya gibi dindarlığın oldukça yoğun yaşandığı illerde oluşu.
Deist gençler “Biz tanrıya inanıyoruz ama dine inanmıyoruz” diyorlar.
Normalde dindarlığın güçlü olduğu illerde deizmin daha az görülmesi gerekmez mi?
Eskiden cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, devlet ricali özellikle dini ritüellerden kaçınırdı.
Tuttukları orucu, kıldıkları namazı, yaptıkları hayrı göstermezlerdi.
İnönü oruç tutardı fakat ev halkından başka kimse bilmezdi.
Öyle siyasi nutukların atıldığı şaşalı iftar sofraları kurulmazdı.
O dönem, bu gün iktidarda olanların ”Dinimizi yaşatmadılar” dedikleri laik devlet geleneğinin hâkim olduğu dönemdi.
Atatürk’e, İnönü’ye, Ecevit’e dinsiz dediler ama hırsız diyemediler.
Gençler artık sorguluyor.
Yetiştirme yurtlarında kız-erkek çocuklara tecavüz edeni koruyan bir sistem gördüklerinde ve bunu da dindar olmayı öğütleyenler yapınca ve de onlara bir şey olmayınca, gençlerin azımsanamayacak bir bölümü; bu nasıl dindarlık dedi?
Kaderin cilvesine bakın ki dinin zayıflaması en dindar parti iktidarında oluyor.
Çocuklara başını örtmeyi öğretmeden önce onlara insan olmayı haram yememeyi, hırsızlık yapmamayı hak yememeyi, adaletli olmayı, haksızlık yapmamayı öğretmezsen genç aklı kemale erdiğinde hesabını sorar.