Sözcüklerin derin anlamlarını bilmeden konuşmak, yazmak hiç bir anlam ifade etmez. Anlamanın ve anlatımın; anlamlı olması için her sözcüğün; cümle içinde alacağı göreve göre, anlam kazanır.
Başında takkesi, elinde tesbihi, ayağında mesiyle tamamlamış kendini. Bezetmiş kendini. “Sırtında libası, başında takkesi, bir kucak sakalıyla…” bu benim adamım.
Değişim ve dönüşüm sözcüklerinin aynı anlama yakın kullanıldığına tanık oluyoruz.
“DEĞİŞİM; TDK” 1.Bir zaman dilimi içindeki değişikliliklerin bütünü. 2. (biyo.) Yeni döllerin, atalarına tıpa tıp benzemesini sağlayan özelliklerin bütünü. 3.(ekon,) Üretilen malların başka mallar ve para karşılığı değiştirilmesi. 4. (mat,) Bir niceliğin birbirinden ayrı değerler alması veya böyle iki değer arasındaki ayrım. 5- (denizcilik) Rüzgarın yön değiştirmesi.
DÖNÜŞÜM: is. 1.Olduğundan başka biçime girme, başka bir durum alma. 2. ısı. Isı tesisatını başka biçime( doğal gaz..) dönüşümü. 3.(biyo.) Görevinin değişikliğe uğraması yüzünden, bir organda ortaya çıkan değişme. 4.(psikol.) Bilinç altına itilmiş bir duygu veya isteğin karşıtı görünümünde ve başka biçimde yükselmesi.
EYTİŞİM; is. DİYALEKTİK: is. fr.dialectique, (felse.) 1. Tartışma, münazara, veya akıl yürütme sanatı eytişim. 2. Doğa, toplum ve değişim halinde bulundukları kabul edilen yaklaşım.”
Başlığımıza konu sözcüklerin anlamları bunlar. Kaynağımız TÜRK DİL KURUMU sözlüğü; Ankara 2000
Değişim kendi içinde , kendi dinamiklerini yaşar. Değişimin kendi içindeki dinamikleri (evreleri) dediğimizde, anlamamız gerekenler; yüreklilik, doğruluk, dürüstlük, aleniyet (şeffaflık), görüle bilirlik, ölçülebilirlik ve en önemlisi akılcı davranışlardır.
Kendi yaşamınızdaki değişimlere bir bakınız. Yüreklice risk alma, işinizin, sevdiğinizin, sorumluluklarını yüklenmek. Yüklenmek yetmez, her türlü olumsuzluklara göğüs germek, katlanmak, sabır, sebat sadakat(bağlılık) gerekir.
Ülkemizdeki yaşadıklarımızın değişime ve gelişime etkisine baktığımızda; duygu sömürüsü, din sömürüsü, maddi ve manevi sıkıntılarımız üzerinden yapılan çıkar çatışmaları dikkat çekmektedir. Siyasal oluşumların temelsiz asılsız yaklaşımları umutsuzluklar yaratmaktadır. İnsanlarımızın iyimser, görünüm altında; kötümser görüntüler, toplumsal değişimin önünde yaratılan engellemeler toplumda dindar ve kindar ve benzeri oluşumlar yaratılmaktadır. Zıtlaştırmalar, kutuplaştırmalar bir aşamadan sonra kendi yatağında şekillenir. Tavan ve taban, artı ve eksi, negatif ve pozitiflik gib kavramları özü birlikteliktir. Bu kötümser tutum ve davranışların uçları, sömürücü güçlerin işlerine gelmektedir.
Değişimin kendi içindeki güçlerden söz ederken, kendi genetik yapımızın, 40 bin yıl öncesinden getirdiğimiz genetik yatkınlıklarımızı unutmamalıyız. Bu fırsatçı, sinsi, havai, akılsız davranışlarımızın, kendi geleceğimizi ipotek altına aldığını da unutmayalım.
İtalyan Filozof Giordano Bruno; günümüzden 400 yıl önce, “ Tanrı iradesini hakim kılmak için yer yüzündeki İYİ İNSANLAR kullanılır; kötü insanlar kendi iradelerini egemen kılmak için ALLAH adına hareket ettiklerini söylerler.” diyor.
Anadolu’muzu işgal edenlere karşı, bağımsızlık mücadelesini baltalamak üzre; Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamı için Dürrizade Abdullah gibi şeyhülislam bularak; FETVA yayımlatmışlardır İşgalci zihniyetler… Türk’lüğü ve İslam’ın özünü benimsememişlerin değişimini takdirlerinize bırakıyorum.
Filozof Heraklitos, 2400 yıl öncesi bu toprakları nefesi olarak; “DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY, DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR.” diyor.
Doğanın temel kuralı “tüm canlılar yok olmayı yaşayacaktır.”
Değişerek, dönüşerek ve yeni oluşumlar yaratarak…
Ulu ağaçlar kurur, çürür, yanar kül olur. Çürüyen kuru dallar çürür toz olur. Tozlar; doğal olayların erozyon, rüzgarlar ve yağışların etkisiyle sürüklenirler yükseklerden aşağılara.Verimli topraklar, alüvyonlu ovalar meydana gelir. Bu topraklara düşen tohum; ısı, ışık, su ve besinle yeniden canlanır. Kendine benzer canlar oluşur.
Asmadaki tatlı üzüm; sirke, şarap ve alkole dönüşür. Bugün kendimizi Koronavirüsten korumak için kullandığınız mikrop öldürücü, temizlik ürünü oluşumu bir dönüşüm ürünüdür.
DOĞANIN KENDİ İÇİNDEKİ görünmeyen gizleri;
DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM VE OLUŞUM(EYTİŞİM)’un özüdür.
Kendi gizli güçleri içinde gelişerek, değişerek, dönüşerek yeni duygu düşünce ve ürünler, ortaya gelir…
* İ D U R A K İ *nin üstadları …
5000 yıl öncesinden sesleniyor;
DİKKAT EDİNİZ !..
“Hayallerinize dikkat ediniz, düşüncelerinize dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat ediniz, sözlerinize dönüşür,
Sözlerinize dikkat ediniz, tavır ve edanıza dönüşür.
Tavır ve edanıza dikkat ediniz, davranışlarınıza dönüşür.
Davranışlarınıza dikkat ediniz, KADERİNİZE DÖNÜŞÜR….”
Mevlana ünlü “MESNEVİ’sinin tümünde bu düşünceleri işler.
Oluşumun evrelerinde gezinmek, anlamlı olur.