“Liselere Geçiş Sınavı”
sonucu
yüzünden
babasıyla
tartışan
çocuk
balkondan atladı.
Kurtarılamadı.
Hayatını kaybetti.
Daha…
14’ündeydi.
14.
1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14.
Bitti.
Sonrası yok.
Ortaokul son.
Lisesi yok.
…
…
…
Günlük hayatta ne de çok “olma ihtimali” mevcut istenmeyen bir son.
Dersler, sınavlar, notlar yüzünden hangi ailede tartışma yok ki!
Sıradanlaşan bu tartışmalar çocukları hangi noktaya getiriyor?
Anlık üzüntü.
Anlık öfke.
Anlık kaçış.
Anlık karar.
Anlık bitiş.
…
Anne babanın halini düşünebiliyor musunuz?
…
Akıllarına gelebilir miydi böyle bir sonuç?..
…
Gelse kim tartışmayı o boyuta getirir ki!
…
Ama günlük hayat kabusu içinde bir şeylerin peşinde koşarken ne de çok şeyi kaçırıyoruz.
Fark etmeden hem de.
Ne de çok “bilinmeyen, öngörülemeyen” var yaşamlarımızın tam da en orta yerinde.
…
Bugün 14 yaşa takıldık.
Cümleler yol almıyor satırlarda.
Kelimeler yetersiz, yazmaya takat yok!
…
N’aptın be çocuk?..
…
Daha 14’deyken, nereye gittin?..
…
Çocuklar hayattır.
Çocuklar, hayatlarını bitirme noktasına gelebiliyorsa sınav stresleri yüzünden.
Bırakalım onları o stres çukuruna gömmeyi.
Dengeyi ve normali korumaya özen gösterelim.
Hayatlarını karartacak
noktaya gelmesinler.
İçlerinde esen fırtınaların mahkumu olup da girdaba sürüklenmesinler.
…
Çocuk çıktı mı hayattan..
Ne kalır ki yaşamda?