“Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.” (1) Atatürk
Bir öğretmenin en zorlandığı an, öğrencisinin yaşadığı sorunuyla ilgili sorusuna, çözüm üretecek bir cevap bulamamasıdır.
Geçenlerde bir öğrencim koşarak yanıma geldi. Hal hatır sohbetinden sonra bir konuda görüşmek istediğini söyleyerek, anlatmaya başladı. Ortaöğretim Kurumları sınavını kazandığını, bir ilçemizdeki okula kayıt yaptırdığını, heyecanlanarak anlatı. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu, tebrik ettim. Buraya kadar her şey güzeldi. Ama öğretmenim ekonomik gücümüz yetmediğinden babam, beni istemeye istemeye, bir cemaat yurduna yazdırmak zorunda kaldı. Ben de kalmak istemiyorum, ama başka çaremiz yok ki, derken ağlamaya hazır, dolu gözlerle bakıyordu. Sanki kurtar beni öğretmenim mesajını verir gibiydi! Nasıl bir çaresizlik içinde kaldığımı, cevap veremediğimi, ifade etmem mümkün değil.
Birden;
2016 yılında ADANA’nın Aladağ ilçesinde,10’u öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda öğrencinin yaralandığı yurt yangınını, (2)
2008 yılında, KONYA’nın Taşkent İlçesi’nde, ruhsatsız 3 katlı Kız Kuran Kursu binasında 17 öğrenci,1 eğitmenin öldüğü ve 29 kişinin yaralandığı patlamayı, (3)
Öğrenciler yanarken, enkaz altında kalırken 4(dört) milyon öğrenciye dini eğitim vermekle övünen Diyanetin her nedense bu çocukların acı feryadını duymamasını, (4)
“Bir liraya karnımı doyurabilir miyim? Yemekhane kartımda 1 lira var. 1 lira 40 kuruşmuş…” notunu bırakarak çaresizlik içinde gencecik bedenini Samatya’dan denize bırakan Sibel Ünli’yi, (5)
1970’li yıllardan beri, her alanda çalınan (!) sorularla yapılan sınavlarla hak etmedikleri yerlere getirilenleri…. Ve gelecekleri çalınan milyonlarca genci… (6)
2023’te sayısı 1 milyonu aşacağı söylenen ve sayısı şimdiden İzlanda’nın nüfusunu geçen atanamayan öğretmenleri, (7)
Atanamadığı için intihar eden sayıları 50 (Elli)’yi aşan öğretmenleri, (8)
Okullarını bitirdikten sonra, iş bulamayıp da, geleceğini el kapılarında arayan her meslekten binlerce genç beyinleri, (9)
Ve nicelerini içim burkularak anımsadım. …
Oysa Atatürk 1923’ te yurt dışına gönderdiği gençlere:
“Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz!” (10) diyordu.
Çünkü O, çocukların cumhuriyete katkılarını da, vatanı korumanın ve kalkındırmanın da, ancak çocukları korumakla mümkün olacağını biliyordu. Alileri, Küçük Hasanları ve diğerlerini unutmamıştı.
Onlar ki;
“Kahveci Ali, 100 kuruş.”
“…”
… Küçük, cılız bir oğlan… Servetini çıplak masanın üzerine bıraktı: “Hasan, 5 kuruş.”(11)
Diyerek vatanın kurtuluşuna, Cumhuriyetin temeline katkı vermişlerdi.
Bu cumhuriyetin de, Alilere, Hasanlara… Ve diğerlerine verecekleri vardı. İşgal yıllarında çocukların çektiği acıları, yaptıkları fedakarlıkları çok iyi bilen Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder, çocuklara şöyle sesleniyordu:
¨… Arkadaşlarımla birlikte ne yaptıysak sizler için yaptık. Sizin mutluluğunuz, onurunuz için yaptık. Başınız dik gezin, kimsenin kulu kölesi olmayın diye yaptık. Bir daha bu acı günleri yaşamayın diye yaptık. Ödülümüz sizin temiz, güzel sevginizdir.¨ (12) Atatürk – (Bursa- 17 Ekim 1922)
Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetin, kimsesizlere ulaşması engellenince, meydan rantçıya, cemaatciye kalırken, kimsesizlerin de boynu bükük kaldı.
Ve acı bir çığlıkta, Buğdayın Anavatanı Anadolu’dan. (13)
“Türkiye, Suriye’den 20 bin ton hububat ithal etmeye hazırlanıyor.” (14)
Anadolu’da tarım bitirilirken, savaşın hüküm sürdüğü Suriye’den buğday alınacakmış! Adamlar silahların gölgesinde buğday üretip satıyor! Üstelik milyonlarca insanı ülkelerini terk etmişken! Pes doğrusu! Ve sözün bittiği yerdeyiz…
Bu, Cumhuriyetin çığlığı,
Bu, Anadolu’nun çığlığı,
Bu, Milletin çığlığı,
Bu çığlığı duyalım, çare olalım, yarınlarımızı kurtaralım.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen görevimizin; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmak olduğunu unutmayalım.
KAYNAKLAR:
- http://www.egitimis.org.tr/
- https://www.aa.com.tr,
- Hasan DÖNMEZ / DHA –Hürriyet Gazetesi
- https://www.diyanet.gov.tr/
- Gazeteler
- Şükran Soner- Cumhuriyet Gazetesi
- https://haberport.com/
- Gazeteler
- Ş. Taha İmeci1 -Beyin Göçü ve Türkiye, tahaimeci@halic.edu.tr
- Prof. Dr. Sadi Irmak 10 Kasım 1983 “Atatürk’ü Anma Günü ”konuşması
- Turgut Özakman – Şu Çılgın Türkler
- Turgut Özakman – Çılgın Türkler
- Doç. Dr. Öğr.Üyesi i Ahmet Uhri, https://topraklagelen.com.tr/
- Yeniçağ Gazetesi: Suriye’den hububat ithal ediyoruz! (09.01.2020)
Ayhan Öztürk