Hitler Almanyayı dolaşmaya çıkmaya başlamadan önce adamları halka emir yağdırmış. Demişler ki Hitler’i karşılamaya gelenler yıkanmış ve pirüpak olacak…
Ne oldu biliyor musunuz…
Bir avuç çocuk biz yıkanmayacağız, dedi.
Yıkanmayan çocuklar toplumları ileriye götürür…
* Dönemin Mekke’si için Hazreti Muhammed yıkanmayan çocuktu…
* Dönemin firavunu çağırdığında yanına eşekle (o dönem eşek güçlülerin binebildiği hayvandı) giden Hazreti İsa yıkanmayan çocuktu…
* Dönemin İstanbul’un da oturan padişaha göre Atatürk, yıkanmayan çocuktu…
* Ütülü ve hatta kolalı takım elbise ve kravat ile devlet memurluğu yapılacak diyen Cumhuriyete karşın ütüsüz pantolon ile başbakanlık yapan merhum Süleyman Demirel yıkanmayan çocuktu…
* Atatürk yeni anayasayı hazırlarken kuvvetler birliği olsun dediğinde karşısına dikilen iki genç avukat(Mahmut Esat Bozkurt, Rüştü Saraçoğlu) hayır olmaz, kuvvetler ayrılığı olacak dediğinde yıkanmayan çocuktular…
* İnönü, 12 Mart Muhtırasına karşı çıkmadığında İnönü’ye karşı çıkan merhum Bülent Ecevit yıkanmayan çocuktu…
* Cumhuriyetin ilk yıllarında saçlar kulağı geçmeyecek diyen okul idaresinin baskısına rağmen saçlarını kestirmeyip okul girişlerinde idare tarafından berbere gönderilen her çocuk yıkanmayan çocuktu…
* İttihat ve Terakki’nin dayattığı “Tek Irk” dayatmasına “Türk Milleti” diyerek karşı çıkan Atatürk yıkanmayan çocuktu…
* Rakı ve sigaradan elde edilen vergiyle bütçeyi doğrultan ancak sürekli tu kaka edilerek aşağılanmaya itilen, ahlaksızlık ile itham edilen ve ötekileştirilen, bizden değilse bu şekilde mağdur edilen anlayışa karşın korkmadan içiyorum diyen herkes yıkanmayan çocuktu…
* Başörtüsü ile üniversite eğitimi alınamaz diyen dayatmacı anlayışa direnen herkes(kadına baskı yapmayan herkes) yıkanmayan çocuktu…
* Atatürk barajının dolusavak kapaklarını yapacak ülkeye ambargo uygularım diyen ABD’ye sus diyen Gaziantepli ustalar yıkanmayan çocuktu…
* Okul bitirme dönemlerinde yapılan mezuniyet törenlerine giydikleri giysiler(açık giysilermiş) nedeniyle törenlere müdür talimatıyla(ve jandarma duvarıyla) alınmayan herkes yıkanmayan çocuktu…
* 6. Filo’ya secde etmeyip direnen ve onu denize döken her yürek yıkanmayan çocuktu…
* Neredeyse bütün ülke halkının asılsın diye ayağa kalktığı bir süreçte hayır asılmasın diye imza toplayan Metin Oktay ve imza verenler yıkanmayan çocuktu…
* Erkeğin şiddetine ve her gün öldürülmelerine rağmen dimdik ayakta duran ve boyun eğmeyen her kadın yıkanmayan çocuktu…
* Öldürüleceğini kendisi dahil neredeyse bütün ülkenin bildiği buna rağmen korkmadan cesaretle ölümün üstüne yürüyen Sinan Ateş ve ailesi yıkanmayan çocuktu…
* Velhasıl dayatmalara teslim olmayan, geleneklere boyun eğmeyen ve kendi iradesini ortaya koyan ve bunun için namuslu bir şekilde mücadele eden herkes yıkanmayan çocuktu. Toplumlar yıkanmayan çocuklar ile değişime uğrarlar ve ileriye giderler…
* Yıkanmayan çocuklar “hayır” diyen insanlardır. “Evet” kültürü biat sistemini tetikler. Evet diyen kültür yapısı ile ne devlet, ne toplum, ne aile, ne birey değişebilir. Böyle bir sistem köleci bir sistemdir. Üretmez. Herkes birbirini sömürür. Birbirinden beslenir ve birbirinin kuyusunu kazır. Sahtekarlık, hırsızlık, “Yağma Hasan’ın Böreği” anlayışı içinde çürüme son hızla devam eder…
“Hayır” kültürü, dayatmalara ve özgür aklın kullanılmasının önünde ki tüm aykırılıklara karşı durmayı ve kendi aklını geliştirerek birşeyler yapmayı hedefleyen duruşu ile değişime işaret eder…
Teslimiyeti değil mücadeleyi hedefler… Dinlemeyi değil öğrenmeyi teşvik eder… Özeleştiri ve Özsaygıyı teşvik eder…
Tercihiniz hem sizin, hem içinde bulunduğunuz toplum ve devlet yapımız için belirleyici olacaktır.
Ve
Cumhuriyet “yıkanmayan çocuklarla” yoluna devam edecektir…
Sevgi ve saygılarımla Vecdi Yılmaz