“Millete efendilik yoktur. Hadimlik vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.”Atatürk
5393 Belediye Kanununun Madde 3 – / a) “Belediye: Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini,” ifadesiyle belediyenin tanımı yapılmakta.
Tanımdan anlaşılacağı üzere, temel görevi “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak”tır.
Belediyelerin karar organlarını seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan meclis üyeleri, göreve başladıkları andan itibaren hizmet götüreceği, sorununu çözeceği yalnız kendini seçenlerin değil, belediye sınırları içerisinde yaşayan tüm vatandaşların temsilcisi olur.
Belediye başkanı da seçilip göreve başladıktan sonra ilgili mevzuatın verdiği yetkinin dışında bir ayrıcalığı yoktur ve herkesin başkanı olmak zorundadır.
Gerek, belediye başkanı gerek meclis üyeleri görevlerini ilgili mevzuat doğrultusunda, kamu yararı gözeterek, hizmette adalet ve eşitlik, şeffaf ve hesap verebilirlik çerçevesinde yaparlarsa belediyeler de gerçek anlamda kimsesizlerin kimsesi olur.
Covıd-19 dünyada olduğu gibi ülkemizi de olumsuz etkiledi. Evlere kapandık. Resmi açıklamalara göre 4 bine yakın insanımızı kaybettik. Binlercesi işinden aşından oldu. Okullar, İbadet yerleri kapatıldı… Kısaca fena yakalandık. Normal yaşamı erteledik.
Ulusça böyle zorda kaldığımız dönemlerde, bir ve beraber olma özelliğimiz öne çıkıyor. Bu salgında başlangıçta da öyle oldu. Yerel yönetimler büyük bir özverili çalışmayla beldesindeki vatandaşa dokunmaya, derdine çare olmaya başladılar ki, ulusal birliğe- beraberliğe öncülük etmesi gerekenlerin söylemleriyle birden durum farklılaştı?! Birlik, dirlik dili kullanılsa daha iyi olurdu.
Böyle dönemler vatandaşa en kısa sürede ulaşıp derdine çare olma dönemi. Vatandaş derdiyle uğraşırken işin, kimi belediyelerin “Topal ördek” benzetmesiyle , “benim belediyem, senin belediyen” ve “senin fakirin, benim fakirim” noktasına getirilmesi ise nasıl açıklanmalı?
Milletçe yaşadığımız zor günlerimizde bile ulusal birlik ve beraberlik sağlanamadı… Ne acı!…
Kamu hizmeti veren belediyelerde meclis toplantılarının ertelenmesi, meclisin karar alma ve denetleme görevini yapmasını olumsuz etkilemiştir.
Bütün olumsuzluklara rağmen belediyeler büyük bir özveriyle pandemiye karşı başarılı bir mücadele veriyorlar.
Salgında “Kontrollü sosyal hayat” aşamasına geçildiği de açıklandı. Herkesin isteği bir an önce bu virüsten en az kayıpla kurtulmak, en kısa sürede normal yaşantıya kavuşmak. Bu da kurallara uymaya bağlı, sosyal alanlardaki görüntüler ise umut karartan ve toplumsal bağışıklık kazandıracak türden!
Bu ortamda Sayın Sağlık Bakanı da; “…sosyal hayatımızı kontrol altına alırsak güzel günler göreceğiz. Güzel güneşli günler” açıklamasıyla umut aşılamaya çalışıyor. Umarım görürüz!!.
Bir de “Yılan hikayesine dönen” maske sorunu var. Maske takmak artık zorunlu ve katmerli yaptırımı var. Aman dikkat !.. COVID-19 cezaları gelir kapısı oldu. Bu gidişle borç aramamıza da gerek kalmayacak !…
Belediye hizmetlerini seçmen değil, insan anlayışıyla götüren tüm çalışanlara teşekkürler.
Çünkü ölen seçmen değil, insan…
Ayhan Öztürk