Covid, en çok da Milli Eğitim’i mi arapsaçına döndürdü?..
Baksanıza YÖK, üniversitelere “1 Ekim ve sonrasına göre açılış planlarınızı yapın” dedi.
Ki kendini virüsten en çok koruyabilecek kitle üniversitelilerdir!
Amma velakin anaokulları/kreşler çoktan açıldı…
Sayın Bakan Ziya Selçuk’un kesin talimatına rağmen bazı özel okullarda ilkokul 1.sınıfların yüz yüze derse başladığını duyuyor ve görüyoruz.
Bunun da mazereti hazır, açık havada, bahçede ders yapılacakmış da oyun oynanacakmış da…
Özel okulların da kafası karışık, zira yüz yüze eğitim yapamadılar mı velilerden serzeniş başlıyor, ücretlerin bir kısmı iade edilsin diye.
Haliyle her ne kadar 31 Ağustos’ta uzaktan/bilgisayar başında/online eğitim başlayıp, 21 Eylül’de okulların açılacağı ilan edilse de…
Kanımızca ve hastalığın bu tablosuyla ilk dönemin zor açılacağını düşünüyoruz.
Yanılan biz olalım da eğitim öğretim sistemi yavaş yavaş rayına girsin ancak tablonun patlama yapar noktaya yükseliyor olması büyük bir tedirginlik yaratıyor.
Velhasıl…
Yine özel okulların çoğunda geçen hafta, bir kısmında bu hafta uzaktan eğitimler başladı.
İlkokul 1’e başlatanlar da var…
Güya haftanın belli günlerinde birkaç saatmiş falan.
Eğitimimizin bir çorba hali eksikti, şükür o da oldu; allak bullak bir yapıya kavuştuk.
Bakan Selçuk’un 8 ve 12.sınıflar hariç hiçbir şekilde yüz yüze eğitim yok demesinin geçerliliği nerede kaldı bilinmez.
Bu arada….
Her şey serbest bırakılıp özellikle İstanbul gibi büyükşehirler çekirge misali sahil şeritlerine akmışlardı ya, bu kez bu eğitim sisteminin çorba hali yüzünden tersine göç başladı, bir oradan bir buraya taşınan virüs, yine bu kez aynı taşıma hallerine denk geldi.
Yine…
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, özel okullar veliler ses çıkarmasın diye hızlı bir şekilde uzaktan/online eğitime yükleniyorlar ya…
Maşallah ders programlarını da süperman için ayarlamışlar gibi.
Sabah 9.30’da bilgisayar başına oturacaksınız, akşam 17’ye kadar ders.
Bırakın liseliyi, üniversiteliyi…
Bir yetişkini oturtun bilgisayarın başına sabahtan akşama kadar aynı koltuk veya sandalyeye 8-10 saat bağlı kalmak öyle her babayiğidin harcı değildir.
Deneyin…
Sonra konuşalım…
Gerçekten tuhaf hallerdeyiz…
Eğitimde “zamansal” kayıp mı var?…
Ağustos’un 40 derece sıcağında bu “telafi”lerden gerçekten fayda sağlanacağına inanıyor musunuz?..
Samimi olarak soruyoruz; akla ve çocukların dünyasına aykırıdır bunlar.
Eğer amaç eğitimse, bunun daha basit bir yolu yok mu?
Siz önce pandemiyi halledin de yeni icat ara tatilleri iptal ediverirsiniz…
Olmadı mı, yarıyıl tatilini iptal ediverirsiniz…
Geldi mi size abes bir durum.
Dışarıda hava kaç derece sıcak?..
Okulların özeli çırpınıyor kendilerince…
Milli Eğitim başka telde…
Üniversiteler Ekim ve sonrası…
Yav, zaten bizim çocukluğumuzda okullar Eylül ortası açılır, üniversiteler de hiçbir zaman Ekim’den önce açılmazdı ki…
Her şeyi boza boza eskinin tüm doğrularını sildiğimiz için bunca kafa karışıklığı bundan olsa gerek, ne dersiniz?