Covid-19 pandemisi sebebi ile hayatımızda birçok değişiklik meydana geldi. Sağlık problemlerinden korunmak amacıyla evlerimizde zaman geçiriyoruz ve fiziksel izolasyon halindeyiz.
Peki bu süreçte çocuklarımız ne durumda ve onlar ile normalden daha fazla zaman geçiriyor olmanın avantajları ve dezavantajları neler oldu ?
Oyun, genel olarak tanımlanırsa; belli bir amaca yönelik olan veya olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilen, fakat her durumda çocuğun isteyerek ve eğlenerek yer aldığı fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için etkin öğrenme sürecidir.
Okul öncesi çocukların günde en az 5 , ilkokul çocuklarının da günde en az 3 saat oyuna ihtiyaçları vardır. Bu oyunlar çocuklarımızın fiziksel gelişimleri (ince ve kaba motor gelişimleri), paylaşma, sosyalleşme, iletişim kurma, sıra bekleme, çeşitli duyguları deneyimleme, çözüm bulma, karar verme vs bakımından oldukça önem arz eden etkinliklerdir.
3 yaşına kadar bebekler yalnız oynamayı tercih etseler bile akranlarının yanında vakit geçirmekten, farklı oyunlar oynasalar da bir arada bulunmaktan hoşlanırlar.
İnsanlar doğdukları andan itibaren sosyal varlıklardır ve öğrenme ve deneyimleme süreçleri oluşturdukları sosyal çevrede hayat bulur. Bu sosyal çevre ilk başta çekirdek aile daha sonra geniş aile ve ev dışındaki çevresi olarak şekillenmektedir. Unutmamak gerekir ki bebekler doğdukları andan itibaren bir hamur gibi ailesinin ellerinde şekillenmektedir.
Oyun oynama süreci aslında doğumdan hemen sonra başlamaktadır. bebeğin ellerini, parmaklarını, kollarını ve ayaklarını hareket ettirmesi oyun oynamaya başladığını gösterir. Elinde bulunan bir eşyayı yere atması ve ebeveynlerinden birinin bunu bebeğe geri getirmesi veya bebeğin ebeveynlerini taklit etmesi de bir oyundur. Bu oyunlar sayesinde büyür, öğrenir, gelişir..
Psk. Buket Duruhan