Bahçeden duyduğum inşaat sesi, evden adım atar atmaz gördüklerim beni çocukluğuma her seferinde daha büyük bir üzüntüyle, derin bir kaygıyla götürüyor.
Anafartalar Caddesi’nin, adını nereden aldığını unutmuş olamayız, olmamalıyız! Elbet bir cevabı olur Kuvayi Milliye şehri sakinlerinin, tarihi Şadırvan ve Saat Kulesi‘nin hiç bir önemi yokmuş gibi davrananlara…
Ne güzeldi çocukluğum. Yıkıldığına halen daha inanmak istemediğim Mehmetçik İlköğretim Okulu’mun bahçesinde basketbol oynardık. Bisikletten hiç inmezdim. Neredeyse her cumartesi günü, Bahçelievler Mahallesi Avukatlar Caddesi Örnek Sokak’taki evimizden pazara gelirdik. Mahallemizin adına yakışan evler daha çoktu.
Bugün ise çocuklarımızın sokağa çıkmasından endişe duyuyoruz. Onlara sokakta oynamanın keyfini yaşatamadık. Birbirine güvenen komşuların dostane ilişkilerine tanık olamadılar. Umarım bizi affederler. Şöyle silkelenip kendimize gelelim. O güzel günlerimizi özlediğimiz kadar çabalayalım.
Pazardan sonra, Hacıilbey Mahallesi’ndeki dedemin fırınına gelirdik. Pek çok Balıkesirlinin halen daha anlattığı o meşhur sakızlı kurabiyeden, tereyağlıdan yerdik. Fırının binası aynı zamanda annemin doğduğu evdi. Onların çocukluğunu düşününce kendi dönemimizin iyi mi kötü mü olduğunu düşünürdüm. Günümüzün böyle olacağını bilmeden…
Evimize dönmeden önce, yıkılan sigorta binasının karşısındaki büfemize yani babamın yanına uğrardık. Çoğu zaman da ablamla ile birlikte Eser Pasajı’na giderdik. Okuma ve boyama kitapları alırdık. Pasajın o hareketli dönemi güzeldi. Annem, şuan market olan yerin eskiden Eser Düğün Salonu olduğunu söylemişti. Gençlik zamanlarındaki açık hava sinemalarını, akraba ziyaretleri için gittikleri Çamlık’ı, Hacıilbey’den Karatepe’ye at arabası ile gittikleri bağ gezileri gibi nice anılarını zaman zaman anlatır. Anlatışından o zaman çok mutlu olduğunu anlamamak imkânsız. Onların Rüya Sineması, bizim Şan Cafe olarak bildiğimiz mekânı, bugünün çocukları ise şehrin tarihi dokusunu değiştiren bir yapı olarak bilecekler. Buna üzülmemek elde değil.
Aradan yıllar geçti. Bahçelievler Mahallesi’nden taşınmıştık. 2001 yılında Balıkesir Lisesi’ne başlamıştım. Şehrimizdeki bir başka Örnek Sokak ile yolum kesişmişti. Tarihi lisemizin bulunduğu sokak gibi eski Balıkesir evlerinin bulunduğu diğer sokakları tanımıştım. Okuldan çıkıp Kızılay Caddesi’ne doğru inerdik. O zaman Nadir Spor’un bulunduğu yapının merdivenlerini çok severdim. Şan Sineması’nda film izlemesem bile haftalık programı mutlaka alırdım. Eve dönerken bugün yerinde yeller esen otobüs durakları önündeki gazete bayisinden Fanatik Basket alırdım. Saygı ve rahmetle andığım İsmet Badem’de çocukluğumun, gençliğimin izlerindendir. Ne mutlu ona sayısız gence sporu ve basketbolu sevdirdi.
Sevgili okurlarım, otuz üç yaşındayım. Belki çoğunuzun kızı, torunu yaşındayım. Daha güzel günler yaşayacağıma inanıyorum. Onca güzel anılarıma tanık olan yerlerin büyük bir çoğunluğu bugün olmasa da, nostaljiye dönüşü büyüklerimden çok önce yaşıyor olsam da inancımı koruyorum. Şehrine, tarihine, değerlerine sahip çıkan sizlerin de çocuklarımıza daha güzel bir Balıkesir bırakmak istediğinizi biliyorum. Beni haklı çıkartırsınız değil mi? Güzel yarınların umudu ile sizlere güzel bir hafta diliyorum.