Bir ülkenin geleceği çocuklarının ve gençlerinin ellerinde şekillenecektir. Bu artık hepimizin bildiği bir gerçektir. Geleceğin çok daha iyi olabilmesi ve ülkenin son derece gelişmesi bizim bugün çocuklarımıza ve gençlerimize yönelik kazandırdıklarımızın ya da kazandıramadıklarımızın eseri olacaktır. Daha Gençlik Bayramına epey bir süre var, nereden çıktı bu konu diyebilirsiniz. Doğru ama bu hafta çocuklarımızın ve gençlerimizin mutlak surette ilgilenmesi gereken kitap okuma alışkanlığının oluşturulmasını sağlayacak olan Kütüphaneler Haftası…
Evet günümüzde artık kütüphanelerin pratik anlamda fonksiyonları pek kalmadı. Ama özellikle küçük yaşlarda kitap okuma alışkanlığının oluşturulması amacıyla kütüphane olgusunun aşılanması mutlak surette gerekli. Kütüphane nedir bilmeden yetişen ve büyüyen bir çocuğun gençliğinde de kitap okuma alışkanlığının gelişmesi çok zordur. Bu doğrultuda özellikle ilköğretimlerde kütüphane kavramı verilmeli ve bunun aşılanması sağlanmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü bu işler kesinlikle küçükken alışkanlık haline geliyor. Büyüdükten sonra artık geçmiş olsun, uçtu gitti.
İyi ama biz çocuklarımızı bu çok cazip tabletlerden ve de cep telefonlardan uzaklaştırıp nasıl kitaplara yönlendirebiliriz diye bir soru mutlaka akıllara gelebilir. Doğru ama eğer biz çocuğumuza kitap okuma alışkanlığını vermek istersek bunun bin bir çeşit yolunun olduğu da bir sır değil. Aile olarak yapabileceklerimiz mutlaka var. Yukarıda da belirttiğim gibi ilköğretimlerin de yapması gerekenler var. Aileden hemen bir örnek verelim. Öncelikle biz anne-baba örnek olacağız ki bunun da ne kadar az oranda yapıldığını biliyoruz. Günlük gaile içerisinde bulunan anne ve babalar kitap okumaya fırsat bulamıyorlar denebilir ki, hak da veriyorum. Ama çocuğu teşvik etmek ve ödüllendirmek anlamında yaptırabiliriz bu işi… Bunun örnekleri var. Aile kısmını bu şekilde halledebiliriz. Peki okullar? Okullarda da başta idareciler ve öğretmenler bu işi çok ama çok ciddiye alıp da üzerine dururlarsa ben inanıyorum ki, sonuca ulaşabilirler. Çünkü kitap okumanın zevkini alan bir çocuk buna devam eder ve etmiştir de…
Bu anlamda Balıkesir son 2 buçuk yıldır çok şanslı. Kim ne derse desin okullara, çocuk ve gençlere ve de kitap okumaya azami ölçüde önem veren, bu anlamda ileride hem çocuklarımızda hem de şehrimizde pozitif neticelerini göreceğimiz çalışmalara imza atan bir Valimiz var. Vali Ersin Yazıcı bu çok önemli konuda(BENGİ Projesi) ısrarla devam ediyor ve bence de çok iyi yapıyor. Tabi bu arada Vali Bey’e bu konuda en büyük destek de İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız’dan geliyor. Çünkü Valimizin önderliğinde, kendisine bağlı kurumları çok iyi sevk ve idare eden Müdür Yıldız, üzerinde durulan projelerin koordinasyonunu aynı çabayla sürdürüyor. Yani bu ilin valisi ve milli eğitim müdürü çocuklarımızın en önemli hasletleri kazanmasında üst düzeyde gayretlerini gösteriyorlar. Burada tabii ki, onların iki üç saat birlikte olduklarında üzerinde durdukları bu önemli konunun sürdürülmesinde en önemli gayreti okul idarecilerinin ve öğretmenlerinin göstermesi gerekiyor. Çünkü bu iş vali ve milli eğitim müdürünün geldiği gün önemsenir diğer günlerde savsaklanırsa amaca tam anlamıyla ulaşılamaz. Burada üzerinde çok dikkat edilmesi gereken nokta da bu…
Ben de her fırsatta bu konulara değinmek istiyorum. Çünkü çocuklarımız ve gençlerimiz için ne yapılırsa yapılsın bizim geleceğimiz içindir. Bunun idrakinde olmak ve gereğini yapmak da en önemli vazifemiz ve onlara olan bir anlamda borcumuzdur…