Anka kuşu, yeniden var oluşu simgeler. Yolunda gitmeyen bir işi çözen, herkesin saygısını kazanan bu kuş, bir gün ortadan kaybolmuş. Anka’nın, Kaf dağının arkasında olduğu anlaşılmış. Bulunduğu Kaf dağını aşmak için birçok vadiyi aşmak gerekiyormuş. Onu bulmak için yollara düşen çoğu kuş, vadileri aşmakta zorlanmış.
Masallardaki Anka’ya ulaşmak zordu. Sabırlı olmayı, emek sarf etmenin önemini anlatan, hayal sanatçısı olan Anka’nın kapısı ise herkese açık. Burnu da hiç Kaf dağında değildir. Atölyesinden içeri giren herkesi bir ana şefkatiyle kucaklar. Gecesini gündüzüne katıp çalışmayı ilke edinen Anka kendi hikâyesini başarıyla yazmıştır. Efsanevi bir kuşun adını taşımayı, hak ettiğini çoktan kanıtlamıştır. El emeği göz nuru olan eserleriyle insanların hayallerine, evlerine, hayatlarına konuk olmaktadır.
‘’Sen hayal et, ben yaparım der’’, başka da bir şey demez. Yaşadığı bölgeyi, tanıtmayı kendisine görev edinmiştir. Yüreklerde bir iz bırakır, bin hatırlanır. Anka’da kim, atölyesi nerededir gibi merak dolu soru oklarınız artık üzerime doğru gelmesin. Vereceğim yanıt ile sizler de anlayacaksınız ki; efsanevi kuşun vücut bulmuş hali bin pınarlı İda’ya çok yakışmaktadır.
İşte karşınızda hayal sanatçımız Anka Atölye’nin sahibesi sevgili Ayşın Aksu… İçinde sevgiyi, mücadeleyi, dayanışmayı barındıran sanat atölyesi de Kazdağı eteklerindeki Çamlıbel Köyü’ndedir. Kendisi, ekmeğini yediği topraklara karşı gönül borcunu ödemek için çabalamaktadır. Saygı duyulacak bu durum, belki sizlere az çok ipucu verir. Ayşın hanımın birçok eserine, ölümsüz ağaç zeytinin ilham verdiğini hemen anlarsınız. Anka Atölye’nin duvarlarına baktığınız da zeytin işlemeli kırk yama panolar, kasnaklar görürsünüz. Bazen de kullanımı oldukça rahat bir Anka yastığı zeytinin önemini anlatır. Başta Edremit Körfezi olmak üzere bütün Anadolu’da kutsal olan zeytin ağacı, atölyenin baş tacıdır.
Ayşın Hanım, “zeytin ağacının önemini çocuklara nasıl anlatabilirim” diye düşünüyormuş. “Öyle bir ürünüm olsun ki; ona sahip olan her çocuk zeytin ağacını çok sevsin. Yaşadığı sürece ona sahip çıksın.” demiş. Onun bu dileğini, “Zizi” adındaki zeytin perisi duymuş. Bugünden sonra, zeytin mucizesini çocukların kulağına Anka ile birlikte fısıldayacağı için çok sevinmiş. Hiç vakit kaybetmeden Anka Atölye’ye uçuvermiş.
Zeytin ağaçlarının koruyucusu Zizi, başlamış anlatmaya: “Zeytin, yeryüzü zenginliğidir. Ancak insanlığın bilgisine ve duyarlılığına ihtiyacı var. Her çocuk zeytin kültürünü tanımalı ve sahip çıkmalı. Bu düşünceleri taşıyan Hale Gökalpsezer, beni yazdı ve resimledi. Ercan Günaydın yönetmenliğindeki kitabımı, Yağmur Yayınları yayınladı. Her çocuk sanatçı doğar ilkesini benimseyen sen Anka da beni, kumaşa tasvir etmelisin. Uyku ve oyun arkadaşı olarak geleceğimiz çocuklar ile buluşturmalısın”
Ayşın Hanım, Zizi’nin bu harika önerisini hayata geçirmek için kolları sıvamış. Birbirinden güzel desenlere sahip yastıkları ve oyun arkadaşlarını çok kısa bir sürede üretmiş. Zeytin Perisi Zizi ile tanışan her çocuk çok mutluymuş. Onların bu halini gören diğer çocuklar da Anka yastıklarına kavuşmak için can atıyormuş. Barışın simgesi zeytin ağacının, değerini bilen aileler de çocuklarının bu isteğini yerine getirmeye çalışıyormuş.
Sevgili okurlarım, çocuklarımıza zeytin sevgisini aşılayan bu masalı anlatmaya doyamadım. Ama artık sonlandırıyorum. Diğer çocuklarımızın Zizi ile buluşma hikâyelerini dinlemek için sabırsızlanıyorum. İnanıyorum ki, Anka yastıklarına kavuşan her çocuğumuz, zeytin ağacını çok sevecektir. Onların yüreğine atılan her tohum gelecek için umuttur. Bu duygu ve düşüncelerimle yazıma son vermeden önce, bir zeytin dostu olarak bu projede emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum. Selam olsun zeytinin emekle yoğrulduğu Anka Atölye ’ye…
Çiğdem ÇİMEN’in tüm yazıları için tıklayın…
https://balikesir24saat.com/author/cigdem-cimen