Çocuk tacizleri iki açıdan incelenmesi gereken bir konu. Birincisi psikolojik, ikincisi ise sosyolojik… Taciz sırasında ve sonrasında çocuğun psikolojisinin ele alınışı çok önemli. Bununla birlikte çocuk tacizcilerinin temel dürtüsünün cinsel açlık olduğunu düşünüyorum. Elbette pedofili olarak ele alabileceğimiz vakalar da var. Çünkü sağlıklı bir bireyin, bir çocuğa cinsel arzu duyması mümkün değil. Ancak büyük bir çoğunluğun toplumumuzdaki cinsel açlıktan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Yani sokaktaki hayvanlara, damacanaya, hatta elektrik direğine karşı cinsel arzu besleyen insanlar gördük son dönemlerde. Bununla birlikte verilen cezaların yetersiz kalması da maalesef çocuk tacizlerini günden güne arttıran sebeplerden biri… Yani psikolojik olduğu kadar sosyolojik bir inceleme de yapılmalı bu konuda.
Çocuk tacizlerini ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki, duygusal taciz. Çocuğun duygularının cinselliğe alet edilmesi anlamına geliyor. Cinsellik içeren konuşmalar, görseller, filmler, videolar, fıkralar, oyunlar aracılığıyla çocuğun taciz edilmesi ya da “Hadi bana dokun.” gibi söylemlerle yönlendirmeye çalışılması duygusal tacize giriyor. Bununla birlikte halkımızın daha çok bildiği taciz türü fiziksel taciz. Cinsel arzu ile yapılan tüm dokunmalar ve daha da kötüsü saldırganca tecavüz etmek de fiziksel taciz içerisine giriyor.
Tabi ki belirteceğim maddelerin hiçbiri başlı başına tacizle ilgili ipucu vermiyor. Ancak bunlardan birkaç tanesi son dönemde ön plana çıkmaya başladıysa, bir uzman yardımı almakta fayda var. Bir anda başlayan uyku sorunları ve karanlıktan korkma davranışı, sık sık kâbuslar görme, bir anda iştahın azalması, ortada hiçbir sebep yokken sürekli karın ağrısı şikâyetlerinin ortaya çıkması fiziksel olarak gözlemleyebileceğimiz davranış değişiklikleridir. Bununla birlikte bazı insanlara ve onlarla yalnız kalmaya karşı korku geliştirdiyse, başka bir yetişkinle olan bir sırdan bahsedip bunu açıklamaktan kaçınıyorsa, sürekli olarak yeni ve kendinden yaşça büyük bir arkadaştan bahsediyorsa, oyunlarında sürekli yetişkin bir hayali arkadaştan bahsediyorsa, nereden geldiğini bilmediğiniz oyuncakları oluyor veya fazlaca miktarda harçlığı varsa mutlaka bir uzman ile görüşün.
Bu konuda bir önlem almak isteyen anne-babaların dikkat etmesi gereken en önemli şey, çocuğu bir birey olarak kabul etmek. Eminim hepiniz gün içerisinde böyle olaylarla karşılaşıyorsunuzdur. Toplu taşımalarda ayakta kalan küçük çocuklara “Aaa hadi gel yavrum kucağıma otur.” derler. Bakın, bunun iyi niyetli bir şey olduğunun farkındayım. Ama lütfen çocuğunuzun yabancılarla tensel temasını olabildiğince azaltın. Bayramlarda çocuk eğer tanımadığı insanları öpmek, kendini sevdirmek istemiyorsa lütfen “Hadi ama amca öpsün seni bir.” demeyin. Bu tavır, çocuğun beden bütünlüğüne saygı göstermediğiniz ve dahası istemediği zamanlarda bile birilerinin ona dokunabileceği, onu öpebileceği imajını normalleştirdiğiniz anlamına gelir onun için. Yine aynı şekilde çocuğunuz olumsuz bir davranış sergilediğinde “Bak amca kızıyor, bak gelip seni kaçıracaklar.” şeklinde korkutmayın. Hayatında hiçbir söz hakkı bulunmayan insanların kendisine kızıp bağırabileceği, onu kaçırıp gidebileceği algısı yaratmayın. Bunlarla hepimiz karşılaşıyoruz. Ama daha önemlisi çocukların böyle bir durumda üzerinde oluşan psikolojik baskının ve rahatsızlığın farkında mıyız? Yani anne babaların çocuk tacizine karşı alabileceği ilk önlem, çocuğun bireyselliğine ve beden bütünlüğünü saygı göstermektir. Bırakın komşu teyzeler “Cık cık cık ne terbiyesiz çocuk, öptürmüyor kendini.” desin. Hiçbiri çocuğunuzdan daha kıymetli değil.
Yapılması gereken bir diğer önemli şey ise, çocuğa yaş dönemine göre vücudundaki özel bölgeleri anlatmak, hangi tarzda dokunmanın ve öpmenin sevgi belirtisi olduğunu, hangi tarzda dokunmanın ve öpmenin taciz sayılabileceğini detaylıca anlatmak… 3-6 yaş aralığında çocuklar eğer özel bir bilgilendirme almadılarsa tacizi ayırt edemezler. Özellikle bu konuda bilgilendirmelerin çocukların yaş grubuna uygun olarak 3 yaş itibarıyla yapılmaya başlanabileceğini söyleyebiliriz.
Çocuklar ile acil durum planlaması yapmak da ebeveynler için oldukça önemli bir nokta… Çocuğa gerekli bilgileri verdikten sonra, böyle bir durumun onun suçu olmadığını belirtmek, ailesiyle konuşmasını teşvik etmek olası bir durumda çocuğun daha fazla zarar görmesini engellemektedir.
Son olarak ise, bu şekilde olumsuz deneyimler yaşayan ailelerin yasal olarak bir arayış içerisine girmesini çok önemli buluyorum. Biliyorum ki hem aile hem de çocuk için oldukça zor bir süreç… Doğal olarak çocuğun ileri ki hayatında böyle bir olay ile anılmasını istemiyorlar. Ancak bu konuda mağdur olanlar yasal arayışa girmedikçe, zanlılar hukuki yaptırımlara maruz kalmadıkça bir başka vakanın önü açılıyor.
Dilerim bu tarz olaylar hiç yaşanmaz. Dilerim bu konularda bizlere hiç ihtiyaç kalmaz. Ancak eğer içinizde biraz bile şüphe varsa, profesyonel bir yardım almayı ve hukuki yollara başvurmayı ihmal etmeyin.
https://www.balikesir24saat.com/author/sedef-olcay-atici/
Uzm. Klinik Psikolog Sedef Olcay Atıcı