“Mahremiyet” kelimesi dilimize Arapçadan geçmiştir ve sözlük anlamı olarak “gizlilik”, “kişisel gizlilik” olarak tanımlanmıştır. “Çocuklarımız için mahremiyet” dediğimizde “özel alana saygı duymak” şeklinde dönüştürebiliriz.
Öncelikle “cinsel eğitim” mahremiyet eğitimi değildir. Mahremiyet eğitimi çok daha kapsamlı bir kavramdır. Cinsel eğitimin içeriğinde; çocuğun gelişim süreci, yaşayacağı fiziksel ve duygusal gelişmeler, ailesine soracağı sorular ve özellikle kendi cinselliğini tanımlaması yer alır. Mahremiyet eğitimi ise; cinsel bilgilere ilaveten kendisinin ve başkalarının “özelini” fark etmesi, sosyal hayatta kendi özel alanını koruyabilmesi ve doğru şekilde sınırlar koyabilmesi konularını içerir.
Mahremiyet eğitimi verilirken belli başlı noktalara özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Bunlardan ilki Özel Alan Tanımlama’dır.
Daha bebekliğinden itibaren ailesi ve çevresi tarafından özel bölgelerine saygı duyulan bebek, 2 yaş itibariyle bu bölgelerin gizlenmesi gerektiğini öğrenmeye başlar. Özel alanlarının gizlenmesi ve anne-baba bir de doktorlar dışında bu bölgeye kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir.
Çocuğa öğretilen özel alan aynı zamanda anne-baba ve diğer tüm insanların da özel alanlarıdır. Bu alanlar kimseye gösterilemez. Çocuk bunu talep ettiğinde izin verilmemelidir ve anlayacağı şekilde yumuşak bir dille açıklama yapılmalıdır. Cinsel organlar bireyler üzerinden değil kitaplar veya çocuk hikayeleri üzerinden anlatılmalıdır.
İkinci önemli nokta Çocuğun Cinsel Organını Sevgi Objesi Yapmama’dır.
Bebeklikten itibaren çocukların (özellikle erkek çocuklarının) cinsel organına dokunup onları konu yaparak sevmek kesinlikle yanlıştır. Bebekleri ve çocukları severken dudaktan öpme, özel alanlarına dokunarak sevme, mahrem bölgelerini sözel olarak sevgi unsuru olarak kullanma “öperim, yerim, severim…vb” gibi cinsel içerikli kabul edilebilecek davranışlar sevgi gösterme aracı olarak kullanılmamalıdır. Bu davranışlar çocuğun özel alanını ihlaldir.
Bu durum çocukların cinsel organlarının konu olmasını normal olarak düşündürür ve kendilerini istismarcı kötü niyetli insanlardan korumasını engeller. Çünkü normal olarak gösterilen bir duruma çocuk tepki vermeyecektir. Bu sebeple yetişkinlerin konuya çok özen göstermesi gerekir. Öyle ki bebeklik ve okul öncesi dönem boyunca çocuklar iyi ve kötü dokunuşu ayırt edemeyebilir. Bu nedenle çocukların bezini değiştirirken, krem sürerken veya temizliklerini yaparken çocukların cinsel organlarıyla oynamak doğru değildir. Bu işlemler olabildiğince hızlı ve oyun haline getirilmeden, fazla baskı uygulanmadan ve şakalaşmadan tamamlanmalıdır.
Üçüncü önemli nokta Çocuğun Özel Alanlarına Saygılı Olma’dır.
Bebeklik döneminden itibaren çocuğun özeline saygılı olmak çok önemlidir. Altını değiştirirken, emme sürecindeyken veya üstünü değiştirirken başka bir odaya gitmek çocuğun mahremiyetine saygı duymaktır. Farklı cinsiyetlere sahip olduğumuzu fark eden çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, 3-4 yaş itibariyle kardeşleri beraber banyo yaptırmamak, çamaşır değişimi yaparken ve temizliğine yardımcı olurken doğrudan özel bölgesine bakmamak çocuğun özel alanları öğrenmesine ve ona saygı duyduğumuzu anlamasına yardımcı olur.
Tuvalet eğitimi vermeye başlanılan dönemden itibaren de kendi temizliklerini yapmayı öğretmeli ve mümkün olduğunca çocuk tuvalette yalnız bırakılmalıdır. Aynı şeyi yetişkinler de onlardan bunu talep etmeli ve özelini kesin bir dille ifade etmelidir. Çocuğun tuvalet ihtiyacını, lazımlık kullanıyorsa, banyo – tuvalet hariç evin başka bir alanında gidermesine fırsat verilmemelidir. Yine aynı yaş döneminde, anne-babanın yatak odasına kapıyı çalarak girmeyi öğretmeli ve çocuklara model olabilmek adına yetişkinler de onların odasına aynı şekilde onay bekleyerek girmelidir. Çünkü odalar özel alandır ve mahremiyet ihlali yapılmamalıdır.
Mahremiyet eğitimi;
-Çocuğun cinsiyeti ne olursa olsun bir yabancı ile aynı ortamda yalnız kalmaması gerektiğinin öğretilmesi
-Kim olursa olsun zorla “öpme” “sarılma” gibi eylemleri yaptırılmaması
– Toplu taşımada çocuğun başkalarının kucağına oturtulmaması
-Evde yetişkin çocuğu olan akraba / arkadaşların evine yatılı gönderilmemesi
-Çocukların küfür, uygunsuz şakalar ve el hareketlerinin olduğu durumlardan uzak tutulması
-Sosyal medya kullanımlarının ebeveynler tarafından sürekli olarak takip edilmesi
-Çocuğa sık sık birinin ona “bunu kimseye söyleme” şeklinde bir söylemi olup olmadığının uygun bir şekilde sorulması
-Her gün sıcakkanlı bir tavırla “bugün bana anlatmak istediğin bir şey var mı?” sorusunun sorulması
-Evinin anahtarını taşıyan çocuğa bunu kimseye söylememesinin tembih edilmesi
-Çocuklara bazı durumlarda bağırma, itiraz etme, çığlık atma ve kaçma refleksinin öğretilmesi
-Farklı bir eve gidildiğinde çocukların kapılar kapalı olarak yalnız kalıp oyun oynamalarına müsaade edilememesi ve sık sık kontrol edilmesi olarak özetlenebilir.
Ezcümle, mahrem olan hak olandır ve ciddiyetle korunmalı, sahip çıkılmalıdır. Aksi durumlarda hak ihlal olunur ve mahremiyet son bulur.
Psk. Buket DURUHAN