Bugün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. Bundan dolayı bugünkü sohbet konumuz çiftçilik üzerine olacaktır. Çünkü çiftçilik insanın en temel ihtiyacı olan gıdayı üreten meslektir. Bundan dolayı çiftçilik olmazsa insanlık olmaz.
İnsanlar temelde hayvansal gıdalar ve tarımsal gıdalar ile beslenirler. Taş devrinde erkekler avcılık yaparken, kadınlar toplayıcılık yapmışlardır. Kadınlar daha sonra topladıkları bitkileri toprağa ekerek tarımı başlatmışlardır.
Tarımın başlaması ile yerleşik hayat ve dolayısı ile uygarlık başlamıştır. Köyler ve kentler kurulmuş ve zanaatkarlık, esnaflık gibi iş bölümleri ortaya çıkmıştır. Daha sonra devlet ve ordu ortaya çıkmış ve insanlık bugüne gelmiştir.
Her dönemde tarımsal bakımdan zengin topraklar çekişme konusu olmuştur. Bu topraklar için kanlı savaşlar yapılmıştır. Zengin topraklara sahip ülkeler bolluk içinde yaşarken, fakir ve çorak topraklara sahip ülkeler beslenme bakımından sıkıntı çekmişlerdir.
Anadolu coğrafi yapısı bakımından çok fazla tarımsal ürünün üretildiği bir yapıya sahiptir.
Ege kıyılarında zeytin, incir, üzüm, Marmara’da kiraz, şeftali, kestane, Trakya’da buğday ve ayçiçeği, Karadeniz’de fındık ve çay, Akdeniz’de portakal ve seracılık, Çukurova’da pamuk, karpuz, İç Anadolu’da buğday, patates yetiştirilmektedir.Doğu Anadolu’da hayvancılık yapılmaktadır.
Bu özelliğinden dolayı ülkemiz son yıllara kadar Dünya’da kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi idi. Fakat sanayileşmenin ve ticaretin öne çıkarılması ile tarım geriye itildi. Bu yüzden bugün bu özelliğimizi kaybetmiş durumdayız.
Ülkemizde Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı vardır ve bu bakanlık tarımsal ve hayvansal üretimi kontrol eder. Üniversitelerimizdeki Ziraat fakülteleri de bu konuda mühendis yetiştirir.
1940 yılında kurulan Köy Enstitüleri köylünün tarımsal bilgisini geliştirip tarımsal üretimi arttırmak için kurulmuştu.
Dünya ülkeleri ürettikleri tarım ürünlerinin fazlasını ihtiyacı olan ülkelere satarlar. Dolayısı ile dünyada bir tarımsal ürün döngüsü vardır.
2.Dünya Savaşı’ndan sonra dünya tarımsal üretimini kontrol etmek için 14 Mayıs 1946 tarihinde Tarım Üreticileri Federasyonu kuruldu.
Kısa adı İFAB olan bu kuruluşa Ziraat Odaları Birliği de üye oldu.
1984 yılında Hindistan’daki toplantıda 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanması kararı alındı ve o tarihten beri kutlanmaktadır.
Yalnız son yıllarda tarım konusunda bazı yanlış anlaşılmalar görülmektedir.
Artan nüfusu doyurmak için yoğun bir tarım yapılması gerekmektedir. Bu ise hem bilgi hem sermaye gerektirir.
Oysa ülkemizde 1950’li yıllardan itibaren köylerimiz kentlere göç ederek boşalmaktadır.
Köy enstitüleri 1954 yılında kapatılınca köylerde karayollarının gelişmesi ile kentlere göç etmeye başladı.1960 yılında ise Almanya’ya göç başladı. Böylece köylerde tarımsal üretim azaldı. Oysa kentlerde gıda ihtiyacı göçlerle birlikte arttı. Bu ihtiyacı karşılamak için sermaye tarıma el attı ve büyük çiftlikler kurdu.
Sermayenin yaptığı çiftçiliğe “endüstriyel çiftçilik” adı verilir. Bu çiftçilikte amaç tarımsal ürünü en kısa zamanda en yüksek miktarda üretmektir. Yine üretilen bu ürünler hızla market raflarında yerini almaktadır. Oysa tarımsal ürünler çabuk bozulan ürünlerdir. Bu ürünlerin raf ömürlerini uzatmak içinde ürünlerin içine çeşitli kimyasal maddeler katılmaktadır.
Yine tarımsal ürünlerin ömrünü uzatmak için genetiği ile oynamalar yapılmaktadır. Bu tür ürünlere GDO adı verilmektedir. Son yıllarda bu ürünlerin insan sağlığına bazı zararları olduğu tespit edildi. Köylerde kalan az miktardaki gencin tarıma yönelmesi için çalışmalar yapılmaktadır.
Köylülerin tarımı geleneksel tarımdır. Ürünleri daha doğaldır. Çitçiler Günümüz kutlu olsun. Saygılar.