CHP’de 31 Mart yerel seçimler öncesi yaşanan olaylara akıl sır erdirmek pek kolay değil.
Yerel seçim süreciyle başlayan inanılmaz olaylar silsilesi sürüp gidiyor.
CHP Genel Merkezi 8 adayın olduğu Burhaniye’de eğilim yoklamasına gerek duymadan Ali Kemal Deveciler’i aday yaptı.
Burhaniye ayaklandı ama Ankara’dakiler oralı olmadı.
Çünkü Deveciler’i genel başkan istiyordu!
Ardından Ahmet Akın’ın adaylığı, İYİ Parti ile yapılan ittifak gerekçe gösterilerek geri çekildi.
Bu kez tüm Balıkesir ayaklandı.
Genel merkez yine bildiğini okudu.
Büyükşehirdeki bu büyük özveriye karşın, İyi Parti ile uzlaşma sağlanamaması sonrası merkez ilçeler Karesi ve Altıeylül’deki adaylar bir türlü açıklanamadı.
Karesi’de beklemekten yorulan Levent Tellioğlu, adaylığını çektiğini bir gazeteci arkadaşımıza fısıldadı.
Haber bir anda gündeme düştü ve ortalık karıştı.
Karizmatik aday zor da olsa ikna edildi ve geri döndü.
Karesi’deki olay tam tatlıya bağlanmıştı ki bu kez Edremit olayı patladı.
İlçe ve il başkanı ile milletvekillerinin istemediği Kamil Saka, bir kenara konuverdi.
32 yıllık başkanın bunu hazmetmesi zordu.
Genel merkezi, başkanları ve vekilleri bombaladı.
Tabii ki Saka’yı haklı bulanlar da oldu, bulmayanlar da.
Ama bir gerçek var ki…
Kimse bu suçlamalara cevap vermedi, veremedi…
Burhaniye, Büyükşehir, Karesi, Edremit derken…
Bu kez sırada Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı vardı.
Başkan Sarı’nın Kılıçdaroğlu’ya görüştükten bir kaç saat sonra adaylığını geri çektiği ortaya çıktı.
Kimse inanmak istemedi.
Bize bile ‘yalan yazmayın’ diyenler oldu.
Bu arada Sarı’nın noter kanalıyla genel merkeze ve Yüksek Seçim Kurulu’na gönderdiği adaylıktan çekilme yazısı bir anda herkesin eline geçiverdi.
Yazı sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı.
Sarı’nın yaptığı bir taktik hamlesi gibi görünüyor.
Ama buna neden gerek duydu?
Acaba genel merkez Kamil Saka’dan sonra Hüseyin Sarı’yı da aday göstermek istemiyor mu?
Sarı ile birlikte Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın da koltuğu sallanıyor mu?
AK Parti, Balıkesir’de pek de parlak ve başarılı olmayan belediye başkanlarını yeniden aday gösterirken, CHP bu önemli ilçelerin ağırlıkları tartışılmaz başkanlarını neden bir türlü açıklayamadı ve durumu iyice içinden çıkılmaz duruma soktu?
İşte bunun yanıtı da önemli…
Bu konudaki en iddialı yorum bir gazeteci arkadaşımdan geldi:
24 Haziran’daki seçim sonrası çoğu delege olan başkanların büyük bölümü Kemal Kılıçdaroğlu’nun bırakması ve Muharrem İnce’nin partinin başına geçmesi için yapılan kurultay çağrılarına destek verdi.
Kamil Saka zaten Muharrem İnce ile yakındı.
Hüseyin Sarı açıkça kurultay istedi.
Dursun Mirza da partide muhalifler arasında yer alan ve kurultay için imza toplayan eski milletvekili Mehmet Tüm’le hareket etti.
Balıkesir’den de 15 delegeden 9’unun kurultay için imza attığı basına yansıdı.
CHP’nin İYİ Parti’ye bıraktığı illerin tamamının 24 Haziran sonrası Muharrem ince lehine imza verenler olduğu iddialarını da yabana atmamak gerek…
Eee..
Şimdi aslan sosyal demokratlar, bunun için başkanların başını koparacak mı?
Ne oldu demokrasiye?
Genel merkezin önceliği yerel seçimi kazanmak mı olmalı, yoksa seçim sonrası parti içindeki koltuğunu korumak mı ?
Yanıtı siz verin.
Şimdi yazının başlığına gelelim.
Belki merak eden olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de sahnelenen bir oyun vardı:
Latife Tekin’in kitabından uyarlanan “Sevgili Arsız Ölüm: Dirmit”
Hayatın bin bir zorluğu ile mücadele eden Dirmit, sürekli engellerle karşılaşıyor ama hiç pes etmiyordu.
Her düşüşünde yeniden ayağa kalkıyor ve her seferinde şunu söylüyordu.
“Durur muyum, durmadım”
İşte CHP’deki olaylar bana Dirmit’i anımsattı.
Dirmit durmaz da…
CHP’liler durur mu ?…
Durmadılar…
Ama CHP’liler’in Dirmit’ten bir farkı var.
Dirmit sorunların üstesinden gelmek için durmuyordu, CHP’liler ise sorun üstüne sorun çıkarma konusunda durmayı bilmiyor.