CHP İlçe Kongresi öncesi, “Beyaz Liste” Başkan Adayı Hüseyin Bahar’ın geçmiş yıllarda yaptığı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na sert eleştiriler yönelttiği paylaşımların ortaya çıkmasının ardından “Beyaz Liste” bileşenleri Bahar dışında bir aday bulma arayışına yöneldi. Ahmet Alp’in de geçmişte “Başkan adayımız Hüseyin Bahar” açıklamaları göz önüne alınmış olsa gerek adaylığına sıcak bakılmadığı ya da Alp’in Metin Ok ile yakınlığı bazıları için risk olarak görüldü gibi bir durum ortaya çıktı ve üçüncü bir isim arayışına girişildi.
Öncelikle Hüseyin Bahar’ın geçmişte yaptığı paylaşımlar CHP’de bir parti suçuysa kesinlikle disiplin süreci başlatılmalı yani CHP bu işi kendi içinde çözmeli. Kişileri eleştirebiliriz ama her zaman demokrasiden yana olmak zorundayız. Durum gerçekten de bir operasyonsa bunun bedelini de ödeyecek olan kesinlikle Bahar’ın karşısına çıkan üçüncü isim olacaktır. Düşünsenize Gökhan Yankol ve Hüseyin Bahar sürecin başından beri aday olacaklarını söylüyor ama kongre erteleniyor ve bir hafta kala birileri “Facebook paylaşımları” nedeniyle Bahar’ı oyun dışı bırakmaya çalışıyor ve üçüncü isim ortaya atılıyor. İşte o üçüncü isim kimse bu yaşananların bütün sorumluluğu ona yüklenecektir. CHP geçmişte “2’ye bölündü” diyenler bugün bu bölünmenin kaça ulaştığını bile hesap edemeyecek duruma gelecek. Beyaz Liste’nin ortaya attığı 3’üncü kişi Dursun Mirza, Mehmet Tüm ekibiyle sorun yaşarken bir yandan da Hüseyin Bahar’ın çevresinde bulunan insanlar tarafından benimsenmeyecek. Buna bir de Ahmet Alp’in çevresini eklersek üçüncü isim CHP’de insanları birleştirmek yerine tam tersine sorunları derinleştirecek. Derinleşen sorunların sorunlusu olarak da Tolga Tosun gösterilecek. Aslında operasyon yalnızca Hüseyin Bahar’a değil, Tolga Tosun’a da yapılmış olacak. Ayrıca Tolga Tosun, Ömer Lüftü Kayalar gibi isimlere genel merkezin soracağı en önemli soru “Siz Hüseyin Bahar’ı desteklerken bunları biliyor muydunuz yoksa bilmiyor muydunuz ?” olacak. Bu soruya “biliyorduk” ya da “bilmiyorduk” demelerinin de bedeli ağır olacak düşüncesindeyim. Kısacası; “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık”.
BİR ÇOK MECLİS ÜYESİNİN ADI GEÇİYOR
Tolga Tosun cephesinde birçok meclis üyesinin başkan adaylığı için adı geçiyor. Selim Panç ve Fatma Sibel Karabacakoğlu öne çıkan kişiler. Bu kişilerin önümüzdeki dönemde ya da erken seçim durumunda milletvekili aday adayı olacağını herkes biliyor. Şunu özellikle söyleyelim; her iki isim de siyaseten geleceği olan ve Bandırma için değerli kişiler. Doğru adımlar attıklarında CHP tabanında karşılık bulabilirler ancak bu karmaşanın içine girdiklerinde bütün olumsuzluklar bu kişilere havale edilecek ve yukarıda dediğim gibi yalnızca mavi listeyi değil, beyaz liste içindeki Hüseyin Bahar ve Ahmet Alp destekçilerini de karşılarına alacaklar. Milletvekilliği düşünenler için yapılmaması gereken bir hata. Ayrıca iki isim milletvekilliği düşünüyor ve biri ilçe başkanı oluyor. O zaman bu haksız bir rekabet ortamı da doğuracak. Çünkü genel merkez açısından ilçe başkanlarının söyledikleri, meclis üyelerinden daha önemli. Durum bu şekilde ilerlediğinde ilçe başkanı olmayan kişi Tolga Tosun’a başvuracak. Tolga Tosun bu kez sadece dışarıdaki grupla değil, aynı zamanda kendi çalışma ekibiyle sorunlar yaşayacak. Bu sorunlar artarsa bugün CHP’nin “meclisi 3 ayrı grup var” şeklinde yorumlanırken bu sayı 5’e çıkacak. Yedeklerden gelenleri, İYİ Parti’nin durumunu anlatmıyorum bile.
NE YAPILMALI?
Doğru olan seçime son dakika adaylarıyla değil, gerçekten başkan olmak için yola çıkan kişilerle gitmektir. Parti içi demokrasi yalnızca kongrede oy kullanmak değil, parti için emek vermektir. Başkanlık için proje üretmek, insanların sorunlarına çözüm bulmak, toplantılar yapmak hepsi birer emektir. Bugüne kadar alanda ve çevrede bunları yapan iki kişi var Hüseyin Bahar ve Gökhan Yankol. CHP geleneği ve hafızası olan bir partidir. Hüseyin Bahar ile ilgili parti ilkelerine ve ahlakına aykırı bir durum varsa, CHP’nin delegeleri zaten bunun hesabını sandıkta kendisinden soracaktır. Bizim savunmamız ve söylememiz gereken ise “emek ve demokrasi” kavramlarının arkasında durmak. Hak eden, üyelerde ve parti tabanında karşılığı olan, mertçe yarışan kazansın…