Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi CHP’nin 37.Kurultayı’nda Genel Başkanlığa yeniden seçilen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlarım.
Sayın Kılıçdaroğlu’na içtenlikle, başarılar dilerim.
Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Kuruluş Bildirgesi” olarak açıkladığı tam 13 maddelik bildirge, Cumhuriyetin yeniden kazanılmasının ve özgürlükçü demokrasi ile taçlandırılmasının bugünden en kararlıca ilanıdır.
Hem 37.Kurultay hem de bildirge bu bakımdan tarihsel değerdedir.
Hem çok önemlidir ve hem de oldukça gerçekçidir.
Bildirgeye, elbet başka maddeler de eklenebilir ve de gereklidir.
Bildirgenin yönelimi için de birçok eleştiri yöneltilebilir.
Ancak belli ki somut koşulların, somut tahliline göredir.
Bu nedenle, bildirgenin kapsamı ve hedefi bellidir, nettir.
Ayrıca, ilerici karakterli olan örgütlü siyasal yapılarda, karar alma süreci oylanıp tamamlandıktan ve eylem süreci başladıktan sonra eleştiri yapılması, pek de anlamlı bulunmaz.
Yetki ve sorumlulukla birlikte önderlik üstlenenlerin önüne, zorluk çıkarılmaz.
İlkesel olarak, eylem içinde ve eylem sürecinde bu nedenle, eleştirel pek yaklaşılmaz.
Ortak kazanımlardan ve ortak başarılardan uzak kalınmaz.
Uzak kalınması kabul olunmaz.
CHP ve CHP’liler için kurultay, tamamdır.
Bu zamana kadar olduğundan farklı bakılmalıdır.
Şu ya da bu nedenlerle yaşanılanlar, geride kalmalıdır.
Eksikleri bulunsa da bildirgenin temel çağrısına sahip çıkılmalıdır.
Bildirgenin temel çağrısı ise adeta “Kartaca yıkılacaktır!”
Kurultayda oylanarak kabul edildiğinden bu bildirge; en başta genel başkan ve oluşan yeni üst yönetimi olmak üzere, CHP’nin bütün örgütleri ve bütün CHP’lilerin her biri için de bağlayıcılığı vardır.
Bildirgenin bağlayıcı hedefi açısından, mücadele kaçınılmazdır.
Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasında ve kurultayın kabul ettiği bildirgede de “baş çelişki” apaçık ortadadır.
İlk seçimlerde sandıktan zaferle çıkmaktır.
Mevcut iktidardan ülkeyi kurtarmaktır.
Lakin hiçbir teori başarı kazanmaz; aslolan pratiğe yansıtmaktır.
Bunu için de “birleşik dayanışma” esastır.
Israrla vurgulanan “Kartaca yıkılacaktır!”
M.Ö. 140’lı yıllarda, Romalı ünlü senatör Cato’nun, dünya siyasal tarihine geçerek yer eden, Fenikelilerle ilgili o ünlü sloganik sözüdür.
Senatör Cato, kürsüye her çıkışında, her ne konuda konuşursa konuşsun, konuşmasının sonunu mutlaka “Kartaca yıkılmalıdır!” “Yıkılsın Kartaca!” sözü ile bağlar ve asıl hep onu vurgular.
Sonuca ulaşırlar.
O günlerden beri siyaset alanında kazandığı anlamı açıktır:
“Boş verin gerisini, esas sorun budur!” anlamındadır.
Bir konuda, kararlılığı yansıtır.
İşte tarihsel, “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Bildirgesi:
1. Yeni bir Anayasa ile Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçilecektir.
2. Türkiye’nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır.
3. Devlet yönetiminde ve toplumsal düzende liyakat sistemi hâkim kılınacaktır.
4. “Seçim Yasası” değişecek, milletin vekilini millet seçecektir.
5. “Siyasi Ahlak Yasası” çıkarılacaktır.
6. Kamu İhale Kanunu, rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.
7. “Sayıştay” gerçek işlevine kavuşturulacak, “Ulusal Vergi Konseyi” ve TBMM’de “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacaktır.
8. Güçlü bir “Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulacaktır.
9. Eğitim sistemi, tüm bileşenlerinin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacaktır.
10. Gelecek nesiller için “Ekosistem Hakkı” korunacaktır.
11. Güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak “Aile Destekleri Sigortası Kurumu” kurulacaktır.
12. Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır.
13. “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” kurulacaktır.
Akılcı, barışçıl ve gerçekçilikten sapmayan, uluslararası hukuka ve meşruiyete önem veren bir dış politika izlenecektir.
Not:
“En güzel söz, henüz söylenmemiş olandır.”