Sevgili Naide Tokgöz, Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Kumarlar Köyü’nde yaşıyor. Kazdağları’nın doğal ve kültürel varlıklarına sahip çıkan Naide hanımı, bütün herkes doğa talanına karşı verdiği amansız mücadele ile tanıdı. Ve çok sevdi. Bunda elbette, Naide hanımın doğa ana gibi bütün herkesi kucaklayan kişiliğinin payı çok.
Köyü Kumarlar’da maden şirketlerine geçit vermeyen Naide abla, bütün dünyada yankı bulan Su ve Vicdan Nöbeti’nde önemli bir rol oynadı. Yüreği Kazdağları ile çarpan herkes ile büyük bir dayanışma örneği sergiledi. Köyünü ve güzelim insanlarını herkese tanıttı. Onun kapısı doğaya, yaşama ve geleceğe sahip çıkan, üreten ve emekten yana olan herkese açık.
Pek kıymetli Naide abla ve Kumarlar halkı üretmekten asla vaz geçmedi. Doğa harikası köylerinde tarım ve hayvancılığa şartlar ne olursa olsun devam ettiler. Köylerinin su kaynağına göz dikenlere karşı adeta savaş açtılar. Böylelikle Kumarlar, Kazdağları mücadelesinde simge haline dönüştü. Bunu birlik ve dayanışma ile sağlayan Kumarlar Köyü halkına ne kadar teşekkür etsem yetersiz kalır. Bin yaşayın, kutsal mücadeleniz ile…
Kazdağları’nın değerlerini koruyup olduğu gibi geleceğe aktaran Naide abla, geçen zaman içinde kendini hep aştı. Bu yönüyle birçok kadına ışık oldu. Onlara yepyeni yollar açtı. Emeği de el emeği ürünleri de köyünün sınırlarını çoktan aştı. Hamarat elleri ile köyünü temsilen birçok önemli etkinlikte yer aldı.
Bu haklı gururu ve mutluluğu yaşayan sevgili Naide ablacığım, son olarak, Çanakkale’nin simgelerinden biri olan tarihi Yalıhanı’nda düzenlenen ‘’Geleneksel Çanakkale Yemeklerinin Belgelenmesi’’ etkinliğinde yer aldı. Çanakkale Gastronomi Derneği ve Çanakkale Kent Konseyi’nin desteği ile gerçekleşen organizasyonda; birbirinden lezzetli yemekleri, konukların ilgisine ve beğenisine sundu.
Ve sıcağı sıcağına kendisiyle Çanakkale’nin geleneksel yemeklerini yaşattığı bu önemli etkinliği konuştuk. Bana bu harika fırsatı sunduğu için kendisine, siz sevgili okurlarımın huzurunda çok teşekkür ediyorum.
Kazdağları’nın emektar kadını Naide abla, köyünde günlük ve çiftlik işlerine devam ederken, çok sağ olsun bir taraftan da sorularımı bütün içtenliğinle yanıtladı. Kendisinin bu özverisi karşısında teşekkürüm belki de az kalacaktır diyor, sizleri Naide Tokgöz ve göce yemekleri ile baş başa bırakıyorum.
Şimiden keyifli okumalar. Ve afiyetler olsun. Kim bilir, belki bir gün, Çanakkale’de Naide ablanın açmış olduğu lokantada hep birlikte Kazdağı sofrasında buluşuruz. Naide abla da bu azim ve üretkenlik varken neden olmasın?
Çanakkale’nin ve köyünüz Kumarlar’ın geleneksel yemekleri nelerdir?
Çorbalar; sütlü tarhana, göce ve salçalısı yapılır. Bayat ekmekten yapılan tirit. Bunların yanına eşlikçi olarak turşu yenir. Bu yemekler, sabah kahvaltısında tüketilir.
Göce ürününü, bize tanıtır mısınız?
Göce ürünü, mutfağımızda olmazsa olmazlardandır. Çiğ buğday, dövülerek kepeğinden ayrılır. Sonra yıkanıyor. Ve kurutulup kırılıyor. Böylelikle göce ürünü elde ediliyor.
Çanakkale mutfağında göce niçin önemli?
Eskiden çeşitlilik azdı. Göce, bir yıl boyunca tüketilebilir bir gıdadır. Göceyi saklaması ve pişirmesi kolaydır. Göce kullanılarak az malzeme ile çeşitli yemekler yapılıyor. En önemlisi de göce sağlıklı ve besleyicidir.
Göceden hangi yemekler yapılıyor?
Sütlü göce çorbası, salçalı veya domatesli göce çorbası, mantı, börek, göce kazıma, silkme mantı erişte gibi yemekler yapılır. Bunun yanı sıra göce, tarhana yapımında kullanılır. Ve ot ile yapılan yemeklere de göce konulur.
Üreten, emektar ve çiftçi bir kadın olarak sizin tarihi Yalıhanı’nda gerçekleşen ‘’Göce ile Yapılan Yemekler’’ etkinliğinde yer almanız oldukça önemli. Sizi canı gönlüden kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Bu etkinliğe nasıl davet edildiniz? Hangi yemekleri yaptınız? Okurlarımız için, bu etkinlikte yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
Kubilay Özben hocam, benim ile irtibata geçti. Böyle bir projeden bahsetti. Katılmam için bana teklifte bulundu. Kendisini daha önceden de tanıdığım için kabul ettim. Böyle kültürel etkinlikleri seviyorum. Bu proje, literatüre geçecek. Benim için de gurur verici.
Etkinlik günü; sütlü göce, çorbası, göçeli mantı ve göce böreği yaptım.
Halkımızdan çok güzel tepkiler aldım. Yapmış olduğum yemeklerin tadımını yapanlar, beğenilerini sundu. Yemeklerin lezzetli olduğunu belirtti. Katılımcılar geleneksel yemeklerin nasıl yapıldığını, yemekleri nerede bulabilecekleri gibi çeşitli sorular sordular.
Köyünüz Kumarlar olmak üzere bölgede yaşayan herkes mutlaka sizinle gurur duyuyordur. Etkinlikten sonra nasıl bir tepki aldınız?
Birçok tebrik mesajı aldım. En güzeli ailemden gelen destek oldu.
Tanıdığım emekli bir öğretmenden aldığım telefon, beni çok daha mutlu etti. Kendisi: ‘’Naide, Çanakkale’de yöresel yemekler yapmanı istiyorum. Böyle bir lokanta açmalısın” dedi.
Böyle bir işletme açmak, benim bir hayalim.
Siz bölgenizin hem doğal hem de kültürel varlıklarına sahip çıkan öncü bir kadınsınız. Bu açıdan diğer kadınlarımız ile olan iletişiminiz önemli. Kadınlarımıza buradan mesajınız ne olur?
Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim, sevgili Çiğdem.
Ben, beni yaşıyorum. Çevrede örnek olmak ve takdir görmek beni onurlandırıyor. Kadınlarımıza neler yapabileceğimizi gösteriyorum. Onlar da artık daha cesaretli. Ve düşüncelerini daha açık ifade ediyorlar. Bu da bir gelişme.
Kabuklarımızı kırmak ve daha sosyalleşmek gerekiyor. Bunu başaran kadınlarımızın, daha mutlu ve daha verimli olacaklarına inanıyorum.
Gastronomi alanındaki çalışmalarınız devam edecek mi?
Kubilay Özben hocamın teklifi ile böyle bir çalışmanın içinde yer aldım. Bu gibi etkinlikler için yeni bir teklif olursa değerlendiririm. Ailevi ve yaşam şartlarım uygun olduktan sonra katılırım. Malum köyde yaşıyorum. Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorum. Dolayısıyla zamanım yoğun geçiyor.
Son sözleriniz olarak, okurlarımıza iletmek istediğiniz başka bir konu var mı?
Doğu batı diye ayırmayalım. Kadınlarımız üzerindeki baskı kalktığı zaman ve kadınlarımıza destek olunduğunda kadınlarımız üretir. Bunun için gereken koşullar sağlanırsa elbette kadın; çalışır ve üretir. Bunu genelleştirerek söylüyorum.
Her kadının bir mucize olduğuna inanıyorum.
RÖPORTAJ: Çiğdem ÇİMEN