ERTÜRK ÖZEL / KONUK YAZAR.
Ertürk Özel genç bir yazar. Sayfa arkadaşım. Yazılarını ilgiyle takip eder , okurum , sayfamda ve gruplarda paylaşırım. Konuk yazar olarak bu yazınızı yayınlayabilir miyim dedim. Beni kırmadı. Kendisine çok teşekkür ederim. Siz okurlarımla buluşturduğum için şanslıyım. Başarıları daim olsun. Kendisini şöyle anlattı bana.
“Merhabalar Öncelikle Zehra Hanım’a ilgisi ve desteği için büyük teşekkür ediyorum. 1983 Manisa doğumluyum. 9 Eylül ve Anadolu Üniversitelerinde idari bilimler eğitimi almış olsam da zaman içinde müziğe duyduğum ilgi gibi tarihe de büyük ilgi duyar oldum. Bu ilginin meyvesi de İngiliz basını üzerinde uzun bir süre boyunca yaptığım çalışmalar oldu. Çalışmalarım, Cumhuriyet tarihinde ilk defa, Millî Mücadele Dönemi üzerine yapılmış geniş kapsamlı bir araştırma niteliğindedir ve önemli bir kaynağı ifade etmekte. Geçmişte çeşitli organizasyon ve özel şirketlerde pek de uzun süreli olmayan işlerde çalıştım fakat tarih ve müzik alanındaki çalışmalarımdan vazgeçemedim. Tarihin her köşesini seviyorum. Siyah beyaz fotoğraflarda, görüntülerde kaybolmak; kitaplarından kokusunda geçmişe zaman yolculuğu yapmak, herhalde yaş ilerledikçe insanın zevkleri arasında yerini alıyor. Şu an kendi işime odaklanmakla beraber bir yandan çok önemli romanların çevirilerini de yapmaktayım. Elimden geldiğince İngiliz basını üzerinde çalışmalarıma da devam edeceğim. Yazar, gazeteci, araştırmacı tüm dost ve büyüklerimin ilgisi ve kıymetli destekleri, çalışmalarımda bana büyük güç katıyor. Her birini çok seviyor, saygıyla teşekkürlerimi sunuyorum. Zehra Hanım’a ilgisi ve desteği için bir kez daha büyük teşekkür eder, çalışmalarının daim olmasını dilerim” ERTÜRK ÖZEL.
1922’de Çanakkale’de çekildi bu fotoğraf. İşgal askerleri ve bir Türk askeri yan yana… Yabancı gazeteden aldım. Peki bizim arşivlerde niye yok bu fotoğraf?
1915’te geçilemeyen Çanakkale, 1918’de geçildi. Ders kitaplarında bu süreç yok.
1915’te geçilemeyen Çanakkale, 1918’de öyle bir geçildi ki işgalcileri çıkarmak için 3 yıl uğraşmışız. Yabancılar, Çanakkale’yi Türklere karşı savunmak için yığın yığın asker ve savaş gemisi getirdiler…
Kuşadası’ndan, Soma’dan, Balıkesir’den geçen görünmez bir çizgi çektiler. İstanbul’a kadar bu çizgiyi uzattılar. Adına Milne Hattı dediler. Hani Beşiktaş’ın efsane hocası Gordon Milne vardı; işte onun dedesi Soma’da çekmişti o çizgiyi… Türklere, “Bu çizgiyi geçmeyin. dedi. “Buradan ötesi tarafsız ve yasak bölgedir.”
Padişah, İstanbul’dan çıktığında o hat üzerinden seyahat edecekti. Sevr Anlaşması’nda bilakis padişahın ekibi istedi bunu. Kendi topraklarında aşağılanmak, küçümsenmek…
Ne mutlu ki o çizgiyi onların başında paralayıp hem padişahın hem milletin onurunu kurtaracak gözü pek bir dahi komutanımız vardı. Gazi Mustafa Kemal Paşa!
1922’de İzmir’i alınca, kutlu askerlerini bu tarafsız bölgeye doğru sürdü. İstanbul’u geri almak için…
İngiliz hükûmeti “tarafsız bölgeyi geçeni vurun” emri verdi.
Geçtik…
“Geri çekilin!” dediler.
“Geri çekilme emri almadık.” diye yanıtladık.
Ateş edemediler. Kendi askerleri bile artık kendi hükûmetlerinin emrine uymuyordu. Sonunda müzakere teklif ettiler… Mudanya Ateşkesi…
İşte o geçiş sırasında çekildi bu fotoğraf. Sulh içinde.
Geçtikten sonra İstanbul’un idaresini aldık.
Kısa süre içinde İtalyanlar ve Fransızlar, İstanbul’u ve bu bölgeyi terk ettiler. Ancak İngilizler çıkmıyordu. Dünyadan tepki ve baskılar geliyordu. Bir kriz doğdu. İşgalciler arasında bir bunalım… Adına Çanakkale Krizi dendi. Bu ilk krizdi. 2. Çanakkale Krizi ise Lozan’da yaşanacaktı…
Siyaseten öyle çaresiz kalmıştı ki İngiltere, bizden tek bir kurşun beklediler. Böylece savaş hukukunun devam ettiğine tüm dünyayı ikna edeceklerdi.
O tek kurşunun hikayesi böyledir aslında. Tuzaktır. Gazi Paşa’nın düşmediği bir tuzak.
Tüm bu mücadeleler yıllar içinde Türk çocuklarına unutturuldu. Geriye sadece bir cümle kaldı:
Çanakkale Geçilmez. Ertürk Özel
1922 Çanakkale’de, tarafsız bölge denen yerde çekilmiş çok kıymetli üç fotoğraf. Bu askerler; Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Afyon’u düşmana mezar edip İstanbul’a yürüyen kutlu askerlerimizdendi. İngiliz basınında onları “Kemalist jandarmalar” olarak nitelediler. (Dünkü paylaşıma ek olarak … Ertürk Özel)
***
21 Ekim 1922’de İngiliz basınında çıkmış olağanüstü bir tablo.
“Çanakkale Mıntıkasında İngiliz Atlılar ve Kemalist Süvariler Arasında Üstünlük Kurma Yarışı” başlığı atılmış.
“Çanakkale mıntıkası” dediği, tarafsız bölgedir. Daha önce açıkladık.
Resmi yapan sanatçı F. Matania olarak belirtilmiş.
Açıklama şöyle:
“Bu; Çanakkale’ye yakın bir bölgede, Kemalistler ve İngilizlerin belli bir noktayı şiddetle istemesi üzerine gerçekleşmiş bir hadise. Her iki taraf, diğerinin bu noktaya yaklaştığını gördükçe bir sahiplenme yarışı baş gösterdi. Çekilen kılıçlar ya da pimler olmadı fakat buna rağmen yarış kızıştı. Adamlarımız meseleyi nedense hafife aldı. Başka bölgelerde yetişen incir gibi verimli ağaçlardan tamamen yoksun olan bu mıntıka, ressamın da ifade ettiği üzere bir çeşit sarımsı dikenli bitkilerle kaplı. Adamlarımız birkaç metreyle galip geldi.”
O yüzden arkadaşlar hep söylediğim üzere “İngilizlerle savaşmadık.” diyenler doğru söylüyorlar nitekim İngilizlerin de dediği gibi onlarla savaşan Türklerdi…
Ertürk Özel