Anlatacağım konu…
Herkes için..
Hepimiz için..
İnsanlık ve bilim adına..
Çok önemli ve de çok anlamlı..
***
Önce eşim anlattı.
Çok etkilendim.
Bir daha dinledim.
Dayanamadım..
Aileyi aradım.
Yakından tanıdığım bir aile..
Onlardan bir daha dinledim.
Ayrıntılı anlattılar..
İzin istedim yazmak için..
“Yazıp paylaşmak istiyorum” dedim.
Hatta “adınızı vermeyebilirim” dedim..
“Hayır” dedi ailenin “öğretmen” ferdi..
Aydın, pırıl, pırıl bir eğitimci kardeşim..
Hülya Yuyar…
Dedi ki:
“Abi siz yazın ki herkes duysun…
Işık tutmuş oluruz hep beraber insanlara..
Acımız var ama..
Mutlu oluruz..”
Bir kez daha etkilendim.
Çünkü…
Herkesin yapmayacağı bir bağış!..
Yapmadığı bir davranış..
Para değil mülk değil!..
Çok kutsal bir görev…
***
Film gibi derler ya..
Aynen öyle..
Aile; Balıkesir’de yerleşik çok çocuklu sayılabilecek bir aile…
Hala aile fertlerinin çoğu Balıkesir’de..
Benim de dostlarım..
Hikayenin kahramanı ise..
Yıllar önce “Ver elini gurbet” deyip..
Almanya’da yıllarca bankacılık yapmış ve “çocuksuz” bir evlilik sonrasında da ülkesine dönmüş çağdaş bir Türk kadını..
Eşini kaybettikten sonra yalnız başına verilen dimdik bir yaşam mücadelesi..
O bir cesur yürek!..
Adı Yıldız Baykal..
On yıl önce kararını kardeşlerine açıklamış!.
Vasiyet etmiş..
***
Demiş ki:
***
“Ben kararımı verdim.
Her insan ölümlü!..
Bir gün ben de öleceğim..
Ama bedenimi insanlığın hizmetine bağışlayacağım.”
***
Ne demek o ?.. Demiş kardeşler..
***
“Tıp Fakültesi öğrencilerine
KADAVRA olmak istiyorum.
Öldüğüm zaman lütfen
vasiyetimi yerine getirin.”
***
Sessizlik ve bir afallama..
Ama o kararını vermiş!..
Aradan yıllar geçer..
Ve o “mutlak son” gelir kapıyı çalar..
Yıldızlar …
Baykal hanımın yoldaşı olur..
Kardeşler artık son görev için hazırdır..
Tüm dini vecibeler yerine getirilir.
***
Şairin dediği gibi..
Yıldız hanım için de..
Geçerlidir o dizeler..
***
“Neylersin ölüm herkesin başında
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerede nasıl kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında..”
***
Evet!..
Merhume artık tahtındadır!..
Ama vasiyet de akıllardadır!..
Bağış haberi verilmiştir çünkü..
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Başkanı ve ekibi Baykal ailesinin en büyük ferdi Yıldız hanımı almak için oradadır.
Malum konuşmalar yapılırken..
İmam efendi der ki.
“İnsan hayatı kurtarmak en büyük ibadettir.
Kadavra bağışı da dinen caizdir.
Hakkınız helal edin”
***
Helal olsun sana Yıldız hanım..
Öyle bir cesur yürek oldun ki..
Kimsenin cesaret edip yapamadığını yaptın.
Bilime inandın..
Bedenini “kadavra” olarak bilime adadın..
Çocuğun olmadı ama..
Artık binlerce çocuğun olacak!.
Ne mutlu sana..
Hizmetin sona erdiğinde..
Ailenin istediği yerde..
Mezarın da olacak!..
Belki bir otuz yıl daha..
Bilime ve insanlığa bu dünyada
hizmetin olacak..
Ülkemizde tıp fakülteleri öğrencilerine eğitim için yurt dışından 20 bin dolara kadavra ithal edilirken…
Sen binlerce doktor adayına kendiliğinden gönüllü ışık oldun..
İlk kadın kadavra ülkemizde beş yıl önce..
Belki de sen bu yolda ikinci oldun..
En önemlisi ise..
İnsanlara..
Örnek oldun!..
Rahat uyu Yıldız hanım..
Bu teşekkürü Baykal ailesi olarak,sevgili Tanyol Kıpçak abimize,dostumuza yapıyoruz,bu yolla sesimiz oldunuz sizlere ne kadar teşekkür etsek az🙏🏻🥰