Bilgisayar oyunları yaygın bir boş zaman aktivitesi olarak hayatlarımızda yerini alalı uzun zaman oldu. Ancak özellikle son 20 yıl içinde yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler ve internetin yaygınlaşması ile bilgisayar oyunları da hayallerin ötesinde bir gelişme gösterdi. Artık tek başına ya da bilgisayarın yapay zekasına karşı oynanan geleneksel oyunların yerine eş zamanlı olarak arkadaşlarla ya da belki dünyanın bir ucundaki yabancı biriyle oynanabilen çevrimiçi oyunlar popülerlik kazanmaya başladı.
Kontrollü ve uygun miktarda oyun oynamak keyifli zaman geçirmek için iyi bir yol olabilir ancak görünen o ki oyun oynamayı durduramamak insanların hayatlarını olumsuz etkilemeye başladı. Bu yazımızda çevrimiçi oyun bağımlılığını kısaca ele aldık.
Öncelikle her oyun bağımlılık yapar gibi bir genelleme doğru değil. Çalışmalar gösteriyor ki karşıdaki kişilerle etkileşimde olmayı gerektiren, gruplaşma ya da rekabetin olduğu aksiyon, macera, strateji ve savaş içerikli oyunlar bağımlılık yapmaya daha yatkınlar. Genelde oyunları oynarken insanların daha ileri seviyeye ulaşmak, oyunu daha iyi oynayabilmek ve yeni görevlerle sınırlarını zorlamak gibi amaçları olduğundan, bunları başarmak, kişide belli bir tatmine yol açar ve böylece kişiler oyun oynamayı bırakamaz hale gelebilir.
Karşılıklı etkileşime dayanan bu oyunlarda kişiler, oyuncular arasında yaşanan sanal etkileşimi gerçek hayatlarında eksik olan sosyal etkileşimin yerine koyabilirler. Ayrıca oyunların çoğunun merak uyandıran hikayelerinin olması da oyuncuların, hem ileride ne olacağını merak ettikleri için hem de oynarken hikâyeyi kitaplardan ve filmlerden çok daha etkili bir şekilde deneyim ettikleri için gerçek dünyadan geçici süre kaçmalarına neden olmakta.
Online oyun bağımlılığı ile ilgili halen araştırmalar sürmektedir ancak bu bozukluğu tanımlamak için önerilen bazı semptomlar önerilmiştir. Son olarak DSM-5’te “internet oyun oynama bozukluğu” olarak yer alan çevrimiçi oyun oynama bağımlılığının bazı semptomları şöyle sıralanabilir:
Zihnin oyun oynama düşüncesi ile fazla meşgul olması, oyun oynanmadığında yoksunluk semptomları göstermek, giderek daha fazla süre oyun oynama isteği duymak, oyun oynamayı bırakmaya yönelik girişimlerde bulunup başarısız olmak, oyun oynamak dışında diğer aktivitelere karşı ilgiyi kaybetmek, tüm sorunlara ve olumsuzluklara karşı oyun oynamaya devam etmek, oyun oynama süresi ve sıklığı ile ilgili insanlara yalan söylemek, kaygı ya da suçluluk gibi duyguları hafifletmek ve duygu durumunu düzeltmek için oyun oynamak, oyun oynamak yüzünden işini ya da ilişkisini kaybetmesi ya da tehlikeye sokması (APA 2013).
Oyun oynama bağımlılığının altında yatan nedenler çok net olmasa da bazı sebepler üzerinde durulmaktadır. Utangaçlık, depresyon, kaygı, düşük özgüven, düşük kendilik kontrolü ve narsisizm gibi kişilik özelliklerinin bazı kişilerde oyun bağımlılığına sebep olabildiği saptanmıştır. Örneğin; düşük özgüvenli bir kişi, bir oyunu bitirdiğinde oyunda çıkan “aferin”, “başardın” gibi kelimeler ile karşılaşmakta ve bu onun özgüvenini bir nebze olsun artırmaktadır.
Ayrıca ergenlik çağındaki erkeklerin çevrimiçi oyun oynama bağımlılığı için kadınlara ya da yetişkin erkeklere göre daha çok riskli olduğu söylenebilir. Video ve internetten çevrim içi oynanan oyunlarının çok fazla oynanması ve bağımlılık oluşumu sosyal izolasyon, uykusuzluk, akran zorbalığı; göz bozuklukları ve hatta hipertansiyon dahil birçok psikolojik ve fiziksel olumsuzluğa sebep olabilmektedir.