Roma döneminde bölgenin ve Anadolu’nun en büyük ve en önemli kentlerinden biri olan Aleksanria Troas Antik Kenti, Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan Köyü Kestanbolluk mevkiindedir. Kemallı ve Körüktaşı köyleri ile Ege Denizi arasında yer alır.
M.Ö. 310 yılında, Makedonya Kralı Büyük İskender’in emri ile O’nun komutanlarından biri olan Antigonos Monophtalmos (tek gözlü Antigonos) tarafından ‘’ Antigoi’’ kenti olarak kurulmuştur. Büyük İskender’in ölümünden sonra Lysimakhos tarafından Troas’daki İskender’in kenti anlamına gelen “Aleksandria Troas” olarak adı değiştirilir.
Kent kurulduktan sonra, Pers saldırılarına karşı ortak güç oluşturmak için, Güney Troas kentlerinden olan Skepsis, Keprene, Gergis, Neandria, Larisa ve Kolonai kentlerinin halkları buraya yerleştirilmiştir.
Kent, yaklaşık 9 km.’ye varan sur duvarlarının uzunluğu ile Anadolu’nun en büyük kentlerindendir. Bu sur duvarları üzerinde dört ana giriş kapısı bulunmaktadır. Bu giriş kapılarının önünde önemine göre sıralanmış nekropol alanları bulunmaktadır. En önemli giriş kapısı Neandria adı verilen doğu kapısıdır. Yuvarlak yapılı olan kapı, iyi yanında bulunan iki kule ile korunmuştur. Kapının ön kısmında Kestanbollu kaplıcalarına kadar uzanan yaklaşık 1 km. uzunluğundaki nekropoli bulunmaktadır. Bu nekropol alanı kentin en önemli nekropolüdür. Buraya kentin saygın aileleri gömülmüştür. Nekropol alanında çok çeşitli gömü tiplerinin bulunması oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra çeşitli oda mezarları, anıt mezarlara ait kalıntılar, tümülüs ve lahit gömülerine ait kalıntılarını da görmek mümkündür. Diğer kapıların önlerinde bulunan nekropol alanları daha küçüktür. Ve daha çok toprak ve lahit gömüler vardır.
Kent tamamen planlanarak kurulmuş tapınakları, küçük hamamı, stadyumu, çeşmesi, taş döşeli caddesi, 150 bin kişilik tiyatrosu, kente su getiren suyolu ve hala tüm özellikleri görülebilen limanı kentin günümüze ulaşan önemli yapılarıdır. Son yıllarda kazısı yapılan odeon ve Augustus tapınağı çevresindeki Agara’da çıkan mimari parçalar, kent içinde bulunan anıtsal yapıların ihtişamını ortaya koyar.
Kent içinde ayakta kalmayı başara yapılardan biri de Atinalı banker Herodes Atticus tarafından yaptırılan gimnazyumdur (spor salonudur.) Bu yapı, Herodes Atticus Gimnazyumu olarak adlandırılır. Anadolu’nun en büyük gimnazyumlarından birisi olduğu için önemlidir.
M.Ö. 281 yılında kent; Seleukos Krallığı, M.Ö. 226/27 yılında da Pergamon Krallığı topraklarına bağlanır. M. Ö. 133 yılında Pergamon Kralı 3. Attalos’un vasiyeti ile Roma İmparatorluğu’na bırakılır.
Kente, Roma İmparatorluğu büyük bir önem verir. Kent, M.Ö. 1. Yüzyılın ortalarında İmparator Augustus tarafından imar ettirilir. Augustus’un emri ile Romalı emekli askerler için burada bir koloni kurulur. Bölgenin iklimi ve sahip olduğu sıcak su kaynakları da alınan bu kararda etkili olmuştur. Ayrıca Augustus , Aleksandria Troas’ın Doğu Roma’nın başkenti olması için birtakım çalışmalarda bulunmuştur.
Hristiyanlığı yaymak için büyük çaba sarf eden Tarsuslu Aziz Paulos , M.S. 50 ve 56 yıllarında olmak üzere iki defa Aleksandria Troas’ı ziyaret eder. Burada vaazlar verir. Kentin adı, Hristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil’de de geçmektedir. Kent, Romalılar da içinde kutsaldı. Bu nedenlerden dolayı kent Hristiyanlığın kutsal kentleri arasındadır. Ve Bu ziyaretlerinden sonra Tarsuslu Aziz Paulos, Aleksandria Troas’tan Assos’a, buradan da Midilli Adası’na geçerek Hristiyanlığı yaymıştır.
Hadrian döneminde de şehirde büyük imar faaliyetleri yapılmıştır. Özellikle M.Ö. 3. yy.’dan itibaren kentin kutsal alanı kabul edilen bölgedeki bir diğer antik kent olan Gülpınar Apollon Smintheion’a giden yol, Tuzla Ovası’ndaki köprü ve alandaki hamamlar Hadrian tarafından yapılmıştır. Ve bu dönemde Smintheion’da Smintheion Şenlikleri, Aleksandria Troaas’da ise olimpiyatlar yapılmıştır.
M.S. 262 yılında kenti Gotların yağmalanması ve M.S. 500’lerdeki iki deprem kentin yıkılmasına neden olan önemli gelişmelerdir. Orta Çağ’da, kentin harabelerinin ihtişamını gören araştırmacılar burasının efsanelere konu olmuş olan Troia kenti olduğunu düşünmüştür.
M.S. 4. yy.’da stratejik açıdan daha önemli bir konumda olan Kostantinapolis’in kurulması ile halkın çoğunluğu oraya göç etmiştir. Böylelikle kent küçülmüştür. Önemli mimari yapılarının çoğu sökülmüş ve Kostantinapolis ve Ege adalarında yapılan yeni yapılarda kullanmak için taşınmıştır. Daha sonra ise kent sadece sadece taş ocağı olarak kullanılmıştır.
Kente su sağlayan su kanalları ve su kemerleri, sur duvarları, limanı, caddeleri, çeşmeleri, gimnazyumu, stadyumu, tiyatrosu, odeonu ve agorası ile planlı bir kent olarak kurulmuş, antik çağ şehirciliği hakkında bilgi vermesi açısından önemlidir.
Aleksandria Troas’da 2000 yılından beri arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir.
KAYNAK:
Musa Tombul/ Arkeolojik Yerleşim Alanları ve Sanat Tarihi Yapıları (Çanakkale Kültür Envanteri Kitabı)