Türkiye çapında gelir vergisi rekortmenleri açıklandı.
Her yıl “isminin açıklanmasını istemeyenler” sayısı artıyor.
2000 yılında ilk 100’den 14’ü isminin açıklanmasını istemez iken bu yıl isminin açıklanmasını istemeyenlerin sayısı 57 olmuş.
Anlaşılan; çok yakın bir zamanda ilk 100 listesi açıklan-a-maz hale gelecek, çünkü açıklanacak isim kalmayacak.
İsmi açıklananlar listesinde yılların klasikleşmiş isimleri yer aldığı gibi kuşkusuz yeni isimler de var.
Lakin 100’den 57’sini göremeyip, ilk 100 diye sadece 43 isim listede yer aldığı için kuşkusuz herkes isminin açıklanması istemeyenleri merak ediyor.
İllerdeki durumlar, küçük şehirlerdeki tanınırlık, eş dost ilişkileri vs gibi “makul olması için zorlayabilerek ürettiğiniz” gerekçeler, ancak küçük şehirlere özgü özellikler baz alındığında birkaç minik ildeki çekinceler açısından belki belli bir ölçüde kabul edilebilir sayılabilir de ülke genelinde ilk 100’deki bu sır perdesini gördüğünüzde insan ister istemez düşünmeden edemiyor:
Bu çekince neden?..
Gururlanılması gereken bir husus değil midir, ülke ekonomisine vergi vererek katkı sağlamak netice itibariyle?..
Tamam çok kazanmanın da bir göstergesi elbet ama kazanıyorsan vergini de veriyorsun işte bunu saklamanın makul gerekçesi ne olabilir?
Hele hele isimlerinin gözükmemesini isteyenler sayısı gün be gün artıp dururken!
Gerçekten bu tablo ilginç.
Vergi vermekten utanılıyor olabilir mi?..
Veya bu kadar vergiyi veriyorsun da gelirinin kaynağının ne olduğunun araştırılmasından veya sorgulanılmasından mı korkuluyor?
Şüphesiz listede sürpriz ve listeye “şak” diye giren isimler de olabiliyor.
Haliyle sorgu geliyor beraberinde.
Bir iki yıl öncesine kadar yani zaman içinde düzgün bir ivme ile gelir artışı göremediğiniz isim veya isimler nasıl oluyor da bu kadar kısa bir zaman diliminde birden uçuşa geçiyor?
Müteahhitler açısından ve özellikle ismi kamuoyu gündemine sık sık gelerek ihalelerde hep ismi ön plana çıkan isimler olabilir mi isim gizleyenler arasında?
Peki gerçekten tuhaflık da tam burada değil mi; yaptığın işi herkes biliyor.
Ama vergisine gelince saklıyorsun.
Vergi vermek vatandaşlık görevi olduğuna göre ve bundan da ne utanılacak ne de hava yapılacak bir pozisyon olmaması gerektiğine göre…
Gerçekten anlaşılabilir bir hal değildir listede saklananların sayısının her yıl artış göstermesi.
Bize göre vergi yüzsüzleri de açıklanmalı, vergiyi veren ve sadece gurur kaynağı olarak takdir edilmesi gereken isimler de.
Yani isim saklama falan olmamalı.
Kuşkusuz vergi sıralaması gelir ile paralel fiili gerçeği yansıtıyor mu tümüyle; burası da konuyu bir başka açıdan irdelememiz gereken nokta.
Zira fiili durumunun uçtuğu ama vergi sıralamasında göremediğiniz isimler de yok değil mi?..
Burada temel problem vergi kaçağının önlenemediği gerçeği olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle iller açısından tek tek inceleme yaptığınızda bazı isimlerin listede yer almamasına ağzınız açık kalırken hiç ismi duyulmayan sessiz rekortmenler şaşırtıyor pek çok insanı.
Bu noktada da vergi denetiminin ne kadar sağlıklı boyutta yapıldığı tartışmaya açılıyor kendiliğinden.
Velhasıl 2018 vergi rekortmenleri açıklandı.
Hadi gerçek kişilerde 100’den 57’si sakladı ismini.
Peki kurumlar vergisinde durum ne?
Kurumlar kısmında da ilk 100’e giren şirket ve kuruluşlardan 27’si isminin açıklanmasını istememiş.
Gerçek kişileri zorladık zorladık anladık diyelim!
Peki isim gizleyen kurumlardaki bu sır perdesi nedir ki?
Görünen o ki; yakın bir gelecekte her iki vergi açısından da rekortmen listesi olarak iki boş liste açıklayacak Gelir İdaresi Başkanlığı.