BU SORUMLULUK VATANDAŞA BIRAKILMAMALI! 

Canlar,

Hepinizin malumu, tüm dünyayı kasıp kavuran korona salgını dur durak bilmiyor. İPSOS araştırma kuruluşunun yapmış olduğu koronavirüs salgını ve toplum araştırmasının sonucuna göre, toplumun %61’i AVM, işyeri, restoran, kafe gibi kapalı alanlara aşı olmayanların alınmaması gerektiğini düşünüyorlarmış. Hatta aşılı olanların %73’ü, aşısızların kapalı alanlara alınmasını istemiyorlarmış. Aşısı olmayanların ise %53’ü böyle bir uygulamaya karşı olduklarını belirtmişlerdir.

Canlar,

Diğer taraftan Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 72. Maddesinde der ki, salgın hastalık durumlarında;

– Filyasyon hizmeti yapılır, şüpheli şahıslar tecrit ve müşahede altına alınır.

– Hastalığa maruz kalanlara aşı ve serum tatbik edilir.

– Salgın hastalığı durumunda, tehlike giderilinceye kadar kontrol altında tutulur.

Yasaların öngördüğü gibi, toplumun genel sağlığı söz konusu ise ülkeyi yönetenler yani iktidar sahipleri başta Sağlık Bakanlığının öncülüğünde ‘’AŞI UYGULAMA MECBURİYETİ’’ söz konusu olduğunda AŞILANMA, kişilerin iradesine bırakılmaz.

Aşılanmanın toplumsal bir sorumluluk olduğuna önderlik eder ve topluma benimsetir. Bugün itibariyle salgının geldiği nokta bu sorumluluğu gerektirmektedir. Çünkü Türkiye’de vaka sayısı 6,5 milyonu, ölen kişi sayısı 58 bini geçmiştir.

Dünya’da vaka sayısı 219 milyon olup,  ölen kişi sayısı 4,5 milyonu çoktan geçmiştir.

Ülkemizde her gün 250-300 kişi hayatını yitirirken, yoğun bakım yataklarının tamamı doludur  ve özellikle aşısızların tamamına yakını yoğun bakımı işgal etmektedir. Bir çoğu entübe vaziyettedir.

Canlar,

Elimizdeki tek çare aşıdır ve yeterince aşı varken lütfen aşı olalım. Önerilen önlemlere de uyduğumuzda, hayatta kalmamız mutlak olacaktır.

Herkes aşı olursa ve %70-%80 toplumsal bağışıklığı yakalarsak, işte o zaman hep beraber sağlıklı kalırız.

Canlar,

6 Eylül itibariyle okullar açıldı. Aşılanma oranı, istenilen düzeye ulaşmadı, bir de inat uğruna aşı reddinde bulunanlar var. Maske-mesafe ve hijyen kuralına yeterince uyulmazsa ve de kapalı ortamda eğitim olacağına göre, 20 Eylül’den sonraki her gün, açıklanacak istatistiki bilgileri merak ediyorum.

İşte tam bu noktada Sağlık Bakanlığı, ülkemizde toplumsal sağlığı önceleyerek aşılanmayı zorunlu tutmalıdır.

Haftada iki kez aşısızların yaptıracakları PCR testleri çözüm değil, bilakis devlete ekstra maliyet getirmesinin yanında, kişilere de büyük eziyet olacaktır.

Canlar,

PCR testinin maliyeti en az 170 TL olup, hafta da iki kez, ayda 8 kez yapıldığında devlete ayda yaklaşık 1500 TL’ye mal olacaktır.

Halbuki bir doz BionTECH aşısı yaklaşık 300 TL’dir. Özellikle BionTECH aşısından ölen yoktur. En fazla 3-5 gün hasta olan kişiler olmuştur.

Bilim adamları, Bilim Kurulu üyeleri ve aklı selim tüm bilim adamları aşının tek tedavi ve kurtuluş yolu olduğunu kamuoyuyla paylaşmaktadırlar.

Lütfen aşınızı olunuz, kimseler ölmesin.

Sağlıkla kalınız…