Ülkemizin hiç de hoşumuza gitmeyen rekorları var biliyorsunuz…
Uzun tutukluluk süresi…
Tutuklu sayısı…
Cezaevlerindeki yoğunluk…
Hak ihlalleri, AİHM’ye yapılan başvuru sayıları ile alınan mahkumiyetler…
Basın özgürlüğü…
Hukuk endeksi…
Neyse ki hepsinde şampiyonluk(!) kürsüsünde değiliz ama hep kötü yerlerdeyiz…
Bir süre önce bunlara yeni bir halka daha ekledik…
Pek kamuoyu gündemine de girmedi, giremedi nedense.
Dikkatle okuyalım şimdi:
İstanbul; New York’tan sonra en fazla uyuşturucu kullanılan kent olmuş.
Araştırmayı yapan eloğlu da değil bu kez.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkan tablo.
Vahameti görüyor musunuz?..
Uyuşturucu kullanımında ikincilik kürsüsünde İstanbul var.
Ne diyeceksiniz?..
E pudracılar bile rating malzemesi olur, menfaat için siyasete bulaşır ve gözümüzün içine baka baka şaşalı yaşamlarını gösterip bu haliyle örnek teşkil ederse…
İstanbul n’apsın?..
Kaç ülkeye bedel nüfus, kaç dünya var orada.
Uyuşturucu kullanımının böyle rekor düzeye çıkması karşısında ne yapılıyor, etkili önlemler var mı, varsa nasıl oluyor da İstanbul bu batak hale dönüşüyor?..
İstanbul bu haldeyse Türkiye’nin gidişi de aynı yönde olmaz mı?..
Dünyanın önde gelen 10 kentinin yer aldığı listede İstanbul, esrar kullanımında Barcelona’dan sonra ikinci.
Eroin kullanımında da New York’tan sonra ikinci.
Neyse ki kokainde geri kalmışız, sevmedik herhalde!
Bu arada başka bir detay daha var…
Adana!
Adana da en çok esrar kullanan 3. kent iyi mi?.. New York, İstanbul, Adana…
Ne hale geldiğimizin acı görüntüsü olsa gerek.
Daha da ilginç bir detay verelim mi?
Dünya üzerinde uyuşturucu kullanımının yasal hale getirildiği Kanada, Uruguay, Hollanda, İspanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin hiçbiri bu sıralamada kendine yer bulamamış.
İlginçtir, Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke arasında uyuşturucu suçlarında en fazla tutuklu sayısı olan ülke de Türkiye… Araştırmanın sonuçlarına göre, toplam mahkum sayısının yaklaşık yüzde 18’ini de uyuşturucudan hüküm giyenler oluşturuyor.
Haliyle pek çok olumsuz sıralamada üst basamaklarda yer alan ülkemizde maalesef bu uluslararası endekslerde iyiye giden, basamak atladığımız bir yön de yok.
Uyuşturucunun böyle patlama yapması karşısında ilgili bakanlıklarımız nasıl bir çalışma yürütüyorlar, nasıl bir frenleme yapılacak bu vahim tabloya?
Peki kötü listelerde üst sıralarda yer alırken bilim üretebiliyor muyuz?
Listenin iyisi kötüsü olur mu derseniz bilim de iyi liste aslında.
Ve bu tarz iyi listelerde de ne yazık ki alt basamaklardayız.
Avrupa Patent Ofisi’nin 2020 verilerine göre 594 adet patent başvurusu ile Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkenin gerisinde kalarak 24.sırada yer almış.
Velhasıl…
Dipten çok sert gelen değil çoktan gelmiş olan bir uyuşturucu tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Farkında değiliz belki ama o girdaba giren çıkamıyor.
Bunun karşısında en çok durması gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ne yapıyor acaba?
23 Nisan’da küçük çocuğa çikolata vermemeyi, Ramazan ayında olduğumuzu gerekçe gösterecek kadar detaya girebildiklerine göre muhakkak vardır uyuşturucu ile ilgili önlem ve eylem planı değil mi?..
Aynı hassasiyeti beklemek hakkımız.