AKP güç kaybettikçe içeride ve dışarıda yeni gündemler yaratıyor.
Dışarıda; Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de hamleler yaptı istediği sonuçları alamadı…
İçeride Pandemi sürecini iyi yönetemediği gibi Ayasofya açılışında, Giresun mitinginde, AKP’ye üye kayıt toplantılarında yapılan sorumsuzlukları ortada dururken; sorumluluğu doktorlara yükleyerek vicdanları sızlattı…
Kimi tarikatların mide bulandıran ahlaksızlıklarını sonlandıramadı…
Ekonomi dip yapmış durumda.
İşsizlik çığ gibi büyürken, açlık kol geziyor…
Altı yıl önce yaşanmış olan Kobani olayları dosyası üzerinden HDP’ye başlatılan operasyonla “Millet İttifakı”nı çökertmeye çalışırken adaleti de dibe çekti…
Öncelikle, Kobani olaylarında HDP’nin tutumunu asla onayladığımı belirtmek istiyorum. Bununla birlikte yeni bulunan gerçek deliller varsa onların da bir an önce kamuoyuna açıklanmasında büyük yarar var..
Kısaca bir hatırlayalım mı neydi Kobani olayları?
IŞİD 2014’de Kobani’yi işgal etti. HDP, Türkiye’nin PYD’yi desteklemesini istedi. Türkiye’nin PYD=PKK’ya silah desteği vermesini istemek kadar saçma bir talep olamazdı…Arkasından ülke genelinde istenmeyen olaylar yaşandı.
Türkiye’nin tutumuna karşı HDP son derece yanlış bir tepki vererek halkı sokağa çağırdı. Sonuç tabi ki acı ve hüsrandı.
06/12 Ekim 2014 süresince 35 ilde 41 ölü, yüzlerce yaralı, yağma, talan, hırsızlık…
Bu arada bir şeyi de hatırlayalım bu olaylar olurken Türkiye’de aynı zamanda Başbakan Tayip Erdoğan’ın başlattığı “Barış Süreci” devam ediyordu…
Hani şu Habur’da çadır mahkemelerinin kurulduğu günlerdi…
Dört ay sonra 28 Şubat 2015’de PYD ile birlikte Süleyman Şah türbesine girildi.
Bir gün sonra 1 Mart 2015’de AKP’den İçişleri Bakanı Efkan Ala, Yalçın Akdoğan, HDP’den Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın olduğu heyet Dolmabahçe’de 10 maddelik bir mutabakat imzaladılar. Onuncu madde yeni bir anayasa hazırlamaktı.
Yeni bir anayasa yapılamasa da AKP, HDP ve PKK ilişkileri el üstünde tutuluyordu. 21 Mart Nevroz kutlamalarında Abdullah Öcalan’ın mektubu okunurken o günün başbakanı mutlu mesut gülümsüyor, halay çekiyordu. Elbette ki birlikte halay çekmek suç değil. Asıl olan kardeşliği pekiştirmektir. Yönetimler düşman etmeye çalışsa da, kültürler birbirine düşman olmaz…
Bu noktadan bakınca muhalefetin de daha cesur davranması AKP’nin kendisini kurtarmak için kurduğu bu kanlı oyunu bozması gerekir.
Oyun çok belli. İktidar PKK ile görüşüp pazarlık yaparsa vatan için oluyor, muhalefet HDP ile birlikte hareket ederse vatan hainliği oluyor…
Bu oyunu bozmanın tek bir yolu var: Adaleti savunmak ve dahi kime yapılırsa yapılsın adaletsizliğe karşı çıkmak…
Hazırlanan tuzağa karşı durmak ABD işbirlikçisi terörist PKK ile birlikte olmak değildir.
HAK-HUKUK-ADALET
İstemenin şimdi tam zamanıdır…
Hazır erken seçim manevraları da başlamışken…