Doğuştan görme engelli Salih Mehmet Aslan, azmi ve gayretiyle santral memurluğundan avukatlığa kadar uzanan büyük bir başarıya imza attı. Teyp kasetlerinden ders dinleyerek Turizm Fakültesini 4, Hukuk Fakültesi’ni ise 27 yılda bitiren Av. Aslan, adalete olan inancını kaybetmediğini ve adaletin geç değil erken gelmesi için mücadele etmeye devam edeceğini söyledi.
Balıkesir Devlet Hastanesi’nde uzun yıllar santral memurluğu yaptıktan sonra hayalini kurduğu avukatlığa 7 yıl önce kavuşan doğuştan yüzde yüz görme engelli Salih Mehmet Aslan yaşadığı zorlu süreci anlattı.
İlkokulu İstanbul’da, Ortaokulu Ankara’da, Liseyi ise Balıkesir’de bitirdiğini kaydeden Avukat Salih Mehmet Aslan, çocukluk döneminde başlayan haksızlıklara karşı hak arama mücadelesinin gençlik yıllarında arttığını söyledi.
TÜRKİYE’DE GÖRME ENGELLİ İLK VE TEK HASTANE MÜDÜR YARDIMCISI
Aslan, “1979 yılında ilkokul mezunu olarak sınava girdim, Balıkesir Devlet Hastanesi’nde santralde hizmetli kadrosu ile göreve başladım. Ortaokulu bitirdikten sonra, Liseyi Balıkesir Lisesi’nde dışarıdan sınavlara girerek bitirdim. Sınava girerek memur kadrosuna geçtim ve ardından Personel Şefi kadrosunu aldım. Türkiye’de görme engelli ilk ve tek Hastane Müdür Yardımcısı oldum. Başka örneği yoktu” dedi.
“HAYALİM HEP HUKUK FAKÜLTESİYDİ”
Hukuk Fakültesi hayalini kurmasına rağmen, Balıkesir’de Hukuk Fakültesi olmadığı için üniversite sınavında 4 yıllık Uludağ Üniversitesi Turizm İşletmecilik ve Otelcilik Yüksekokulu’nu tercih ederek kazandığını belirten Aslan, 1987 yılında ise Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını ve kaydını yaptırdığını söyledi. Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avukat olup, insanların haklarının savunulmasında hukuki yardım yaparak, onların kanunlar karşısında sahip oldukları hakları kullanmalarına yardımcı olmak ve mağdurların yanında olmayı hep kafamdan geçiriyordum.
O zaman Balıkesir’de Hukuk Fakültesi yoktu. Kazansam da şehir dışına gidemezdim. Yeni memurluğa başlamıştım, çocuğum yeni olmuştu. Balıkesir’de bir okul olduğu için ve ulaşımı da kolay olacağından dolayı Turizm İşletmecilik ve Otelcilik Yüksekokulu’nu yazdım.
Bu okulu bitirdikten sonra girdiğim sınavda sadece Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini tercih ettim. İzmir en yakın yerdi. 1987 yılında Hukuk Fakültesi’ni kazandım. İkili sınav sistemini kazanarak okumaya başladım. Dışarıdan okuyordum, sadece sınavlara gidiyordum. Devam zorunluluğu yoktu. Hukuk fakültesini 27 yılda yani 2014’de bitirdim”
OKULDAN ATILDI, YILMADI, 27 YIL SONRA DİPLOMASINI ALIP, CÜBBE GİYDİ
İkinci fakülteyi okuduğu için yüksek öğrenim harçlarıyla karşılaştığını anlatan Aslan şöyle devam etti :
“ Maddi problemler vardı, dersleri sürekli takip edemediğimiz için okuldan atıldık, tekrar kayıt yaptırdık bu sefer de harçları ödeyemedik tekrar atıldık, bazı derslerden üst üste 3 yıl başarılı olamadım yine atıldım.
O zaman şartlar çok ağırdı. Teyp kasetleri ile derslere hazırlanıyordum. Okuyucu bulmakta zorlandık, 1990-1991’lerde kitap okutup teybe kayıt yapmak için insan bulamıyorduk. Sadece Anayasa Hukuku dersi 80 kaset tuttu.”
“KASETLERE DÜNYANIN MASRAFINI YAPIYORDUK”
“Her dersin ayrı kaseti vardı. Çantalarda 40-50 tane teyp kaseti taşıyıp, onları dinleyerek derslere hazırlanıyordum.
Kasetler kopuyordu. 2011 yılından sonra kendime yeni cihazlar aldım. O cihazlar daha teknolojikti ses kayıtlarını bilgisayar ortamında sesli olarak kayıt yapan aletler vardı onlardan MP3 yaptık.
Bunlarla ders çalışarak okulu 2014 yılında bitirdim ve çalıştığım hastaneden emekli oldum. Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, stajımı tamamlayarak 18 Aralık 2015’de Avukatlık büromu açtım.”
“SÜRGÜNDEN SÜRGÜNE”
“2000’li yıllardan itibaren siyasi nedenlerle haksızlıklara uğradım ve çok kez sürgün oldum. Balıkesir’de olmayan hayali bir okula ayniyat saymanı olarak atandım. Bu okulun kapalı olduğu ortaya çıkınca Balya’ya sağlık merkezine görmeyen adamı ayniyat saymanı olarak atadılar. Balya’dan Dursunbey’e, Dursunbey’den 112 Şube Müdürlüğüne, tekrar Balya’ya ve son olarak da Balıkesir’e geldim. Rahmetli Süleyman Demirel gibi 8 kere gittim 9 kere geri geldim.
Ben Hukuk Fakültesine 1987 yılında girdikten sonra 57. hükümet dönemindeki sürgünlerden dolayı Balıkesir’de 150’ye yakın memurun tayinlerinin iptali için İdare Mahkemesine dava dosyalarını, dilekçelerini, evraklarını hazırladım. Çoğu davayı da kazandık.”
“ ADALETİN GECİKMEMESİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
“Türkiye’de en çok adaletten şikayet edilmesinin nedeni adaletin gerektiği gibi uygulanmaması, Hukuk normlarının dışına çıkılması ve adaletin geç yerine gelmesidir. Geç gelen adaletin de adalet olmadığı konusunda insanların adalete olan güvenlerinin azalması nedeniyle bu sorunlar yaşanıyor.
Biz savcı, hakim, avukat, bir birimizi tamamlayan sacayağı gibiyiz. Birbirimizi tamamlayan üçgeniz. Hepimizin durumu eşit.
Biz adaletin daha iyi tecelli etmesi için insanlara yardımcı olduğumuz gibi hakimlere de savcılara da yardımcı oluyoruz.
Hatalı kararların düzeltilmesi, doğru olan kanuni müeyyidelerin uygulanması ve hukuk sınırları içerisinde hareket edilmesini sağlıyoruz.
Geç gelen adaletin daha erken gelmesi için elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz.”
Mahmut ACARÖZ (Haberci Gazetesi)
