Sokağa çıkmak YASAK..
Evde kal sesini çıkarma!..
Dırdır yasak..
Eee..
Hayat’ı eve sığdır!.
O kadar büyük ki sığmıyor..
Sığdır, sığdır…Sığar!..
Düşünme!..
Yok artık, o kadar da değil!..
Ot muyuz BİZ..
Ne demişti Descartes..
“Düşünüyorum o halde varım!..”
Düşünmeden ,
düşündüğünü yazmadan,
yazdığını paylaşmadan olmaz!..
Hatırlayanlar vardır. BİZİM jenerasyon bilir.
Ne yazıyordu duvarda..
Yazı yazma helaya; başın girer belaya..
Olsun…Düşünmeden,düşündüğünü
yazmadan olmaz!..
Ben de
Düşündüm..
Var’ım ya..
Aslında sizde aynı şeyleri düşünüyorsunuz da
Yazmak istiyorsunuz da yazamıyorsunuz ya..
O zaman..
Hepimizin ortak düşüncelerini yazalım da..
Belki birileri okur ..
Hadi yazalım…
BİZİM isteğimiz ne?..
Genel kabul görmüş ,
toplumsal kurallar çerçevesinde
demokrasiyi içine sindirmiş,
eleştiri hakkının sonuna kadar kullanıldığı,
hoşgörünün ilke edinildiği,
adaletin bağımsız tecelli ettiği,
hukukun üstün olduğu,
insana saygının hakim kılındığı,
bu kurallar ile
“taçlandırılmış” özgür bir yaşam..
İşte hepsi bu kadar!..
Mesele bu!..
Soralım şimdi..
Bugün böyle “taçlandırılmış” özgür bir yaşamımız var mı?..
Yok!..
Maalesef yok!..
Hak ediyor muyuz?..
Hem de sonuna kadar…
E o zaman..
Çok şey istemiyoruz be arkadaş!..
Bak bi bak.
BİZ VAR YA…
BİZ;
Sokakta omuz omuzayız..
Lokantada karşı karşıya..
Hastanede yan yanayız..
Maçta kol kola..
Kuyrukta arka arkayayız
Okulda aynı sırada..
Cenazede birlikte saftayız..
Acıda, kederde yastayız..
Açın , biçarenin yanında
Kimsesizin yanındayız..
Adam gibi adamız, insanız!..
Dağları deler, aşar coşarız..
Sen, ben, o..
Hepimiz bir aradayız..
Sessiz, suskun çoğunluğa ,
BİZ’e bi bakın..
Sarın, sarmalayın, kucaklayın..
Sen, ben diye ayırmayın..
BİZİM öyle bir derdimiz yok!.
BİZ’i zıvanadan çıkarmayın..
Ahmet Kaya’nın dediği gibi..
“Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim”
Dedirtmeyin arkadaş BİZ’e..
Bu memleket yeter hepimize…
Hoşça kalın..