Biz unutkan bir milletiz.
Bize yapılan her şeyi unuttuk ..
İnsan olarak yapmamız gerekenleri unuttuk.
Sırayı, saygıyı unuttuk.
Yaşlılara, hastalara, çocuklu kadınlara öncelik tanımayı,
borcumuzu zamanında vermeyi,
torpilsiz, işimizi yalansız dolansız görmeyi,
verdiğimiz sözü tutmayı,
zamana saygıyı unuttuk.
70’lı yıllarda göz göre göre bir kardeş kavgasına gittiğimizi unuttuk.
Daha dün gelen yüz binlerce soydaşı,
Bosna’da çekilen acıları,
trafik kazalarını,
boğaz yangınlarını,
çevre felaketlerini unuttuk.
işgal edilen devlet arazilerini,
mafyayı,
eroin kaçakçılarını,
bankaların hortumcularını,
hayali ihracatçıları af ettik,
canileri, hırsızları gaspçıları unuttuk.
Biz unutkan bir milletiz …
İhtilâlleri, darbeleri, işkenceleri unuttuk ……
Hep kanları yerde kalmayacak dedik, katledilen gencecik öğrencileri, askerleri, polisleri, öğrencileri unuttuk.
Avrupa’ya gittik vatanı unuttuk …
Türkiye’de Türkçeyi unuttuk ….
Biz unutkan insanlarız …
Üzerimize oynanan oyunları unuttuk
Ermenilerin de bizi katlettiğini,
Yunanlıların, Anadolu’yu işgal ettiğini,
Kıbrıs’ta bize haksız yere konulan “ambargo”yu, Amerikalıların koyduğu ambargoyu unuttuk.
Kıbrıs’ı unuttuk ….
Yüreğimizi yakan, yavrularımızı yıkan depremleri unuttuk.
Biz unutkan insanlarız.
Geçen yüzyılın başlarında halkımızın yaşadığı; kıtlığı, kızıl çekirgeyi, ekmeğin, tuzun, gazın olmadığı günleri kaç kişi hatırlıyor.
Unuttuk …. Unuttuk ….. Unuttuk.
Geçen yüz yılın başlarındaki karanlık yılları, kan, ateş, felaket ve ihanet yıllarını unuttuk.
Sarıkamış’ta bir gecede düşmana tek mermi atmadan kar çiçekleri gibi donarak ölen on binlerce vatan evladını unuttuk.
“Bu vatan bizim” diyerek cephelerinde kan döktüğümüz Yemen’i, Kanal Harekâtını, Sina’yı, Filistin Cephesini, Suriye Cephesini, Irak Cephesini, Kafkas Cephesini unuttuk.
Galiçya’da yitirdiğimiz devletimizin en babayiğit evlatlarını unuttuk.
Çanakkale’yi unuttuk.
Devletin bekası için 250.000’den fazla gencecik insanlarımızı şehit, ağır sakat veya esir olarak yitirdiğimiz Çanakkale’yi unuttuk.
Bugün gidip piknik yapıp geliyoruz.
Çanakkale’yi unuttuk.
Çanakkale’ye gidin…
Gidin Çanakkale’ye …
Çocuklarınızı da götürün.
Orada analarımızın, bacılarımızın, muhteşem yaslarını saygı ile anın.
Orada yürekleri vatan sevgisi ile alev alev yanarak, şarkı söyleyerek ölümlere koşan o gencecik insanlara duyurmak için “Bu vatan bizim” diye haykırın.
Seddülbahir’de,
Kumkale’de,
Kirte Deresi’nde,
Cehennemdere’de,
Zığın Dere’de,
Soğanlı Dere’de,
Kanlı sırtlarda,
Arıburnunda,
Anafartalar’da,
Conkbayırı’nda,
Kireç Tepe’de dağa, taşa, denize, rüzgarlara, bulutlara, kuşlara, böceklere, düşmanlara duyurmak için haykırın, “Bu vatan bizim” diye haykırın.
Bu MİLLETİ, bu DEVLETİ; TÜRK, KÜRT diye, ALEVÎ, SÜNNÎ diye bölmek isteyenlerin kafalarına çakarcasına haykırın,
“BU VATAN BİZİM..” diye haykırın.
BU VATAN BİZİM…! Haykırın
ve EMPERYALİSTLERİN GIRTLAKLARINA TAŞ TIKAYIN..!