Balıkesir’de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine bir tepki de Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nden geldi. Sil Başkan Derneği, Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirdiği basın açıklaması ile bu fesih ile şiddetin meşrulaştırıldığını, Türkiye’nin uluslararası arenada saygınlığının zedelendiğini vurguladı. Açıklamada, ” Şiddetin meşrulaştırılmasını asla kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz. Kadın hareketinin büyük mücadeleler vererek elde ettiği kazanımlardan asla vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.” denildi.
Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Bu sabah dün gece yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiğini öğrenerek güne uyandık. Ağustos 2014 tarihinden beri yürürlükte olan bu sözleşme 6284 sayılı yasanın temelini oluşturuyor. Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca ‘Uluslararası sözleşmeler TBMM tarafından kabul edilir ve kaldırılır.’ Anayasanın 104. maddesinde ise, ‘Temel hak ve özgürlükler konusunda CB kararnamesi yayınlanamaz.’ denilmektedir. Anayasa’yı uygulayın. Şiddeti mi meşrulaştırmaya mı çalışıyorsunuz?
HAYIR DİYORUZ. HEP BİRLİKTE DİYORUZ. ŞİMDİ DAHA GÜR SESLE DİYORUZ.
Psikolojik şiddete, ısrarlı takibe, fiziksel şiddete, tecavüze, zorla evlendirmeye, kadın sünnetine, kürtaja zorlamaya, zorla kısırlaştırmaya, tacize, mobinge HAYIR.
Sözleşme, şiddet gören kadınları korumayı, şiddeti önlemeyi, hedefler. Devletin şiddeti bitirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini hem yasalarında hem de toplumsal yaşamda hayata geçirmesi gerektiğini belirtir.
Peki, sözleşme kimi koruyordu?
Şiddete uğrayan ve uğrama tehlikesi olan tüm kadınları ve kız çocuklarını koruyordu. Birlikte yaşayıp yaşamadığına bakılmaksızın ev içi şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan herkesi koruyordu.
Kime karşı koruyordu?
Eşine, eski eşine veya partnerine, abisine, babasına ve diğer aile bireylerine kısacası en yakınımızdakilerin şiddetine karşı koruyordu. İşyerinde patronun, okulda öğretmenin, karakolda polisin, sokakta, çarşıda veya toplu taşımada tanımadığımız erkeklerin şiddetine ve tacizine karşı koruyordu.
Nasıl koruyordu? Ayrımcılık yapmaksızın koruyordu.
Nasıl koruyordu? Bilinçlendirmeye çağırarak koruyordu.
Nasıl koruyordu? Şiddete karşı farkındalığı erken yaşta kazandırarak koruyordu.
BU MUDUR?
Sorularımız var: İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin gerekçesi nedir?
İstanbul Sözleşmesi’nin dört temel taşı mevcuttur.
1. Sözleşme ilk olarak önleyici tedbirlerden söz ediyor. Şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı bir toplum yaratın. Bu da eşitlikçi toplumdur. Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün topluma, eğitimler de dâhil olmak üzere her türlü yolla yayın diyordu. Bu mudur feshedilme nedeni?
2. Sözleşme; imzacı devletlere hemen böyle bir toplum yaratamayabilirsiniz, şiddet eski ve köklü bir sorun diyerek anlayışlı davranıyordu. Hemen böyle bir toplum yaratamazsan, tehdit söz konusuysa, kadınları etkin, aktif koru diyordu. Yani 6284 sayılı kanunu tam uygula diyordu. Bu mudur feshedilme nedeni?
3. Önleyici bir toplum yaratamadın, kadını korumak istedin ama koruyamadın, ola ki bir kadın zarar gördüyse, o zaman en azından etkin kovuşturma yap ve etkin ceza sistemi olsun, adaleti sağla diyordu. Bu mudur feshedilme nedeni?
4. En son olarak da, sözleşme artık anlayışlı değil, talepkâr. Bunları yapıyorsan bile yetmez, bana kadınları geleceğe dönük nasıl güçlendireceksin, onu göster diyordu. Bu mudur feshedilme nedeni?
Hangi maddesi Anayasa’ya aykırıdır?
Hangi maddesi insan haklarına aykırıdır?
Hangi maddesi geleneksel toplumsal dokumuza zarar veriyor?
Peki, sözleşme ile ne kazandı Türkiye?
Unutmayın. 6284 sayılı kanun İstanbul Sözleşmesi’nin ürünüdür, unutmayın tüm platformlarda söylediğimiz İçişleri Bakanlığı’nın KADES uygulaması İstanbul Sözleşmesi’nin ürünüdür.
Peki, sözleşmenin feshedilmesi ile ne kaybetti Türkiye?
Ülkemizde şiddet meşrulaştırıldı. Türkiye’nin uluslararası arenada saygınlığı zedelendi.
Sadece diyoruz ki kadının insan haklarından vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.
Şiddetin meşrulaştırılmasını asla kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz.
Kadın hareketinin büyük mücadeleler vererek elde ettiği kazanımlardan asla vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.
Naide Opuz’un annesini de, Ayşe Paşalı’yı da, Ceren Özdemir’i de, Zehra Özkan’ı da, Ayşe Hanay’ı da, Münevver Karabulut’u da, Şule Çet’i de, Pınar Gültekin’i de, Özgecan Aslan’ı da, Neslihan Apay’ı da,Emine Bulut’u da ve adını saymakla bitiremeyeceğim katledilen ve şiddete uğrayan tüm kadınları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi “Bir milletin medeniyetini ölçmek istiyor musunuz? Kadınlara nasıl muamele edildiğine bakınız.
Yaşasın İstanbul Sözleşmesi, Mücadele Kazandırır.” (balikesir24saat.com)