Türkiye Orta Doğunun en güçlü ordusuna sahip…
TSK büyüklük bakımından dünyada 11’nci sırada (9’ncu sıradaydı.)
Ancak 5,5 yıldır terör örgütünün alıkoyduğu 13 vatandaşını (Asker-polis) sağ salim kurtaramadı…
Demek ki güçlü olmak yetmiyor. Gücünüzle birlikte beceriniz de olacak. Ancak o zaman caydırıcı olabilirsiniz…
Küçücük İsrail bir askeri Filistinlilerin eline geçse dünyayı başlarına yıkıp burnu kanamadan kurtarabiliyor ama Türkiye kurtarmaya gittiği askerlerinin ancak cansız bedenlerini alabiliyor…
Oysa bugüne kadar buna benzer durumlar oldu her seferinde bir formül bulundu ve askerler burunları kanamadan kurtarıldı…
Şu hikâyeye ne dersiniz?
Hikâyeyi 1998’de kapatılan Refah Partisi milletvekili Fetullah Erbaş anlatmış Saygı Öztürk’te Sözcü gazetesinde köşesinde yazdı…
1995 yılında Şemdinli Karakoluna yapılan baskında 15 askerimiz şehit edilmiş ve 8 askerimiz de alıkonulmuştu. 1996’da18 aydır PKK’nın elinde olan 8 askerimizi Refah Partisi milletvekili Fetullah Erbaş, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum-Der başkanıyla birlikte terör örgütüyle görüşmeler yaparak kurtarmışlardı.
Hikâye uzun ama oldukça trajik ve bir o kadar da ibretlik iki bölümü var…
Aileler çocuklarını sağ salim almayı hayal ederken meğer devlet 8 askerini gözden çıkarmış milli savunma bakanı askerlerin ailelerini şehit maaşı bağlamak için çağırmış. Aileler de çocuklarımız şehit olmuşlarsa cesetlerini gösterin diyerek maaş bağlanmasını ret etmişler…
Kural 1: Devlet terör örgütüyle pazarlık yapmaz…
Kural 2: Kafasına silah dayalı vatandaş silahla kurtarılamaz…
Soru şu:
Askerlerin aracılar vasıtasıyla kurtarılmasını onur meselesi yapıyorsunuz… Peki o zaman seçim kazanmak için terör örgütü liderinden medet ummayı neden onur meselesi yapmadınız?