Kimi zaman zararlı diye yerilen kimi zaman yararları saymakla bitirilemeyen gıda maddelerinden birisidir Türk Kahvesi. Son zamanlarda yararlı olduğuna karar verilmiş, bir müddet de günde kaç fincan içilebileceği tartışma konusu olmuştu. Sanırım o da azı karar çoğu zarar diye tatlıya bağlandı.
Neyse bilimsel açıklamalar bir yana dursun, eğlence, sohbet, misafirlik ve günlük yaşamın bir parçası olmak üzere on altıncı yüz yıldan beri kültürümüzde önemli bir yeri olmuş Türk Kahvesinin ve olmaya da devam ediyor.
Hatta damaklarda güzel bir tat bırakmasının yanında sosyalleşme ortamlarının vazgeçilmezi olan Türk Kahvesi için, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” diye söz de söylemiş atalarımız.
Biz de bugün hem içtiğimiz hatırlı kahvelere bir kırk yıl daha ekleyelim hem de maaşlarımıza yapılan cömert zammı kutlayalım dedik sevgili arkadaşımla. Kış mevsiminde neredeyse yazı aratmayacak havanın hâkim olduğu harika bir pazar gününde, sahile kahvaltı yapmaya gittik.
Güneşin sıcaklığı, denizin mavisi, göçmen kuşların dansı ve temiz hava ile birlikte bütünleşen mevsimsel sakinlik, harika bir mutluluk yaşattı bize.
Kahvaltı boyunca devam eden tatlı sohbetimizi köpüklü kahvelerimizle taçlandırdıktan sonra sıra yaşadığımız muhteşem birkaç saatin bedelini ödemeye geldi. Elbette son bir yıldır çılgınca kontrolsüz artan fiyatlar sebebiyle faturada yazan kahvaltı bedeline şaşırmadık ancak faturaya sonradan eklenen kahve bedeli şaşkınlık ötesiydi.
Aslında şaşırmama sebep olan; amacı halka ucuz ve kaliteli bir hizmet vermek olan belediye işletmelerinden birisinde bir fincan kahvenin, şu anda en pahalı bir paket kahve fiyatında olmasıydı. Ve sanırım şaşkınlıktan dilim sürçmüş olacak ki arkadaşıma baktım ve “kırk yıl değil seni ömrüm boyunca unutmam imkânsız” dedim.
Restorandan ayrıldık ve güzel havanın tadını çıkarmak için aheste aheste yürümeye başladık. Paylaştığımız güzel günümüzü ölümsüzleştirmek için birkaç da fotoğraf çektik. Sahil boyunca kurulmuş olan hediyelik eşya stantlarını dolaştık. Esnafa katkı olsun diye ufak tefek bir şeyler almayı düşündük ancak bugünün bütçesini restorandan yana kullandığımız için alışverişi ertelemeye karar verdik.
Bu güzel günün sonunda; henüz elimize geçmemiş olan maaş zamlarımızın iki aylık fark tutarını, belki de bir kahvaltı ile tüketmiştik olduk. Zira gidişata bakılırsa bir sonraki sahilde kahvaltı keyfi bizi maddi olarak zorlayacak gibi.
Aslında önemli olan bugündü. Yaşadığımız mutluluğun, dost ile içilen bir fincan kahve kadar değerli olduğunun farkındaydık ikimiz de ve kısacık bir zaman diliminde hayatımıza paha biçilmez muhteşem bir anı eklemiş olduk.
Demet TOK
Köşe Yazarı