Türkmen Dağı Çevre Platformu, Alihikmetpaşa Meydanı’nda gerçekleştirdiği kitlesel basın açıklaması ile altın madenciliği ile mücadele eden 16 köyün şikayet ve mağduriyetlerini dile getirdi. Basın açıklamasının ardından içinde 127 adet dilekçe, 11 bin 317 imza olan küfelerle Valiliğe giden platform üyeleri, “İmza veren 11 bin 317 kişiyi Valiliğe taşıyoruz. Yükümüz ağır. Ancak taşıyacak gücümüz ve azmimiz var” dedi.
Türkmen Dağı Çevre Platformu, Alihikmetpaşa Meydanı’nda gerçekleştirdiği kitlesel basın açıklaması ile Gökçeyazı ve Sarıalan bölgesinde altın madeni işletmek isteyen CVK Madencilik A.Ş.’nin çalışma ruhsatının iptal edilerek faaliyetlerinin durdurulmasını istedi.
Basın açıklamasına platform üyeleri ile birlikte köylüler, siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşları da destek verdi.
Bölgede yetişen sebze ve meyveleri de yanlarına getiren vatandaşlar “Bizim siyanürlü, kirli, kanlı altın madenine ihtiyacımız yok” dedi.
Basın açıklamasına katılanlar “Siyanürlü sömürüye hayır”, “Cennet köyümü, cehennem yapmayın”, “Türkmendağı İliç olmayacak”, “Köyümüz vatandır, arazi değil”, “Köyümüze kıymayın efendiler”, “Altında ölüm var”, “Altın değil yaşamak istiyoruz” yazılı döviz ve pankartlar açtı.
DAVALAR SÜRERKEN, ŞİRKET FAALİYETE GEÇTİ!
Türkmen Dağı Çevre Platformu adına konuşan Hatice Türen, proje için verilen “ÇED Olumlu” kararlarının iptali için açtıkları davaların Danıştay’da devam ettiğini vurgularken Balıkesir Valiliği tarafından verilen Çalışma Ruhsatının ve ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen işletme ruhsatının iptali için de iki ayrı dava açıldığını anımsattı.
“KÖYLÜ TARLASINA GİREMİYOR”
Projenin iptali için açılan davalar devam ederken şirketin çalışmalara başlığını söyleyen Türen, “Projenin büyük bir bölümü ormanlık alandadır. Ayrıca, proje alanı içerisinde yerleşim yerleri, tarım alanları ve meralar da bulunmaktadır. Şirketin işe başlayabilmesi için tüm ‘mülkiyet izinlerinin ve tarım dışı kullanım izinlerinin’ alınmış olması gerekirken bu işlemler tamamlanmadan şirket usulsüz bir şekilde faaliyete başlamıştır. Proje alanında tarlaları bulunan köylüler tarlalarını satmamıştır. Söz konusu özel mülkiyetler için köylülere herhangi bir ‘kamulaştırma kararı’ da tebliğ edilmemiştir. Mülkiyet izinleri alınmadan özel mülke müdahale vardır. ÇED alanının tel çit ile çevrilmiş olması ve bariyerler konulması nedeniyle ÇED alanı içinde tarlası olan köylüler tarlalarına gidememektedir. Köylülerin tarlalarına ‘Patlatma Alanıdır, Girilemez’ tabelaları dikildiği görülmektedir. Tarla sahipleri, İvrindi Kaymakamlığı’na başvurarak, Meni-Müdahale talebinde bulunmuş olmasına rağmen hala hiçbir işlem yapılmamıştır. Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’nin tüzük onayı ise Balıkesir Valiliği tarafından uzun süredir bekletilmektedir” dedi.
“KÖYLER TEHDİT ALTINDA “
Projenin başlamasıyla birlikte ortaya çıkacak olumsuzluklara da değinen Hatice Türen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Proje kapsamında 2 açık ocak, 4 yer altı galerisi, kırma eleme tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel depolama alanları bulunmaktadır. Açık ocaklardan büyük olanı, Sarıalan köyünün hemen 250 metre yakınında, diğeri de Dallımandıra göletinin üstündedir. Yer altı galerileri ise, Çamköy’ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sarıalan köylerinin çok yakınlarındadır. Madende her gün patlatma ve susuzlaştırma yapılacaktır. Patlatmalar başlamıştır. Zenginleştirme işlemi sırasında siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacaktır. Siyanürlü, kimyasallı atıklar, Gökçeyazı köyünün hemen yakınında yapımına başlanan devasa atık barajında depolanacaktır. Proje, büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakındır. ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazı köylülerinin tarlaları, meraları ve çam fıstıklıkları vardır. ÇED alanına 3 km’den az mesafede zeytinlikler vardır. Proje Zeytincilik Kanunu’na da aykırıdır. Projenin 40 metre olan sağlık bandı oldukça yetersizdir. Üstelik bu mesafe, açık ocak yakınlarında 5 metreye kadar düşürülmektedir. ÇED alanı içinde İş Yeri Açma ve Çalışma Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde, Çamköy’e ve Sarıalan köyüne ait evler, yerleşim yerleri bulunmaktadır. Çeşmeler, dereler, sulama kanalları proje alanında kalmaktadır.”
“KÂRI ŞİRKETE, ZARARI HALKA”
Açıklamada “yerli” olduğu iddia edilen CVK Madenciliğin çok uluslu şirketlerle ilgili olduğu ileri sürüldü. Altın madenciliğinin hem çevreye hem de insan sağlığına olumsuz etkilerinden bahsedilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Gökçeyazı ovamızda yeni yapılan sulama kanalları ile dört mevsim tarım yapılabilmektedir. Coğrafi işaret almış olan İvrindi kuzusu bölgemizde yetiştirilmekte, bölgemizin sütü ve peyniri için ülkemizin her yanından talep gelmektedir. Bizim, yerin üstündeki altınlarımız olan sebzelerimiz, meyvelerimiz, tahıllarımız, ormandan sağladığımız mantarlarımız, kekiklerimiz, kızılcıklarımız, yetiştirdiğimiz hayvanlarımızdan el ettiğimiz ürünlerimiz bize yetmektedir. Bizim siyanürlü, kirli, kanlı altın madenine ihtiyacımız yoktur. Altın madenciliği sonucunda, hem çevre, hem de insan sağlığını bozulmaktadır. Altın madenciliği, zaten su fakiri olan ülkemizde susuzluğa, kuraklığa, iklim değişikliğinin daha da artmasına yol açmaktadır. Kârı şirketlere, zararı, riski ise yoksul halka olmaktadır. Bizler, ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylerimizi terk etmek istemiyoruz. Bizler İliç gibi olmak istemiyoruz. Köylerimizi terk etmek, tarım alanlarımızı, ormanlarımızı, su varlıklarımızı kaybetmek istemiyoruz”
“11 BİN 317 İMZA KÜFELERLE VALİLİĞE TAŞINDI “
Türkmendağı Çevre Platformu olarak şirketin her türlü baskı ve yıldırma politikalarına boyun eğmeyeceklerini vurgulayan konuşmacılar, “Şirketin mücadeleyi bölmek amacıyla itibar sarsıcı söylem, iftira ve faaliyetleri ve hiçbir baskı ve yıldırma politikaları bizleri yıldıramayacaktır. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Anayasa’nın 56. maddesinden aldığımız hakla, yaşam alanlarımızı ve geçimlik kaynaklarımızı koruyacağız. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Sırtımızda yumurta küfesi var’ diyor. Bizim de sırtımızda küfelerimiz var, ancak içinde isyanımızı, öfkemizi, kararlılığımızı simgeleyen imzalı dilekçelerimiz var. Dilekçelerimizi Balıkesir Valiliği’ne küfeler içinde taşıyarak teslim edeceğiz ve şirketin çalışmasının durdurulmasını ve çalışma ve işletme ruhsatlarının iptalini bir kez daha talep edeceğiz.” dedi.
“EVLATLARIMIZ, TORUNLARIMIZ NE YAPACAK”
Türkmendağı Çevre Platformu adına okunan basın açıklamasının ardından bölgede yaşayan köylüler de yaşadıkları topraklarda altın madenciliğinin yapılmamasını istediklerini dile getirdi. Köylüler adına konuşan 70 yaşındaki Habibe Dirlik, “Köyümüzde yetişen ürünlerle buraya geldim. Türkmendağı’nda yaşayan sincaplar, kaplumbağalar, domuzlar, tilkiler gibi öyle komşularım var ki , hiç birinin zararını bugüne kadar görmedim. Bu Türkmendağı yok olursa o hayvanlar ne olacak? Biz kimlerle yaşayacağız. Bizim suyumuza, toprağımıza çok çok ihtiyacımız var. Kurban Bayramında yaşadığım bölgede 6 gün sular kesildi. Şimdiden sularımız kesilirse bölgede yaşayan hayvanlara nasıl su vereceğiz, ürünlerimizi nasıl yetiştireceğiz? Ben 70 yaşıma girdim. Artık otururum, eşimle birlikte emekliyim. Ama benim torunlarım, evlatlarım var onlar ne yapacak? Oysa biz organik ürünler yetiştirirsek ne güzel olur. Türkmendağını yok etmesinler. CVK yok olsun, köyümüzü terk etsin. Bizim köyümüzün yeşilliği başka yerde bulunamaz. Ben kendim Gönen tarafından buraya geldim, Balya madeninin ne kadar zarar verdiğini biliyorum. Oradan Gökçeyazı’ya geldik, buralar da zarar görürse biz nereye gideceğiz? Bizim köyümüzü bıraksınlar” diye konuştu.
“YÜKÜMÜZ AĞIR AMA TAŞIYACAK AZMİMİZ DE VAR”
“CVK Madencilik A.Ş., Türkmen Dağı ve çevre köylerimizi yok etmek istiyor. Meralarımız, tarlalarımız elimizden alınmaya çalışılıyor. “ diyen platform üyeleri basın açıklamasının ardından yürüyerek içinde 127 adet dilekçe, 11 bin 317 imza olan küfelerle Valiliğe gitti ve topladıkları imzaları yetkililere teslim etti. Platform üyeleri, “İmza veren 11 bin 317 kişiyi Valiliğe taşıyoruz. Yükümüz ağır. Ancak taşıyacak gücümüz ve azmimiz var” dedi. Coşkun YAMAN/ Memet KOŞAR (balikesir24saat.com)