Bu sabah bir arkadaşımdan, “Dünya arkadaşlık günümüz kutlu olsun” diye bir mesaj aldım. Altında Can Yücel yazan bir de şiir vardı. Çok kez iletilmiş genel bir kutlama mesajı olsa da hatırlanmak güzel bir duygu ve yüzümde tatlı bir gülümsemeye sebep oldu. Tam mesajına cevap verecektim ki içimden bir ses “Dur! Önce emin ol” dedi her zamanki gibi.
Çünkü bugünün (11 Ekim) Dünya Kız Çocukları Günü olduğunu biliyordum. Kısa bir araştırma sonrasında; Dünya Arkadaşlık/Dostluk Günü’nün 30 Temmuz’da kutlandığını, şiirin ise Can Yücel’e ait olmadığını öğrendim.
2002 yılında Elif Şebnem Akal tarafından yazılan bu güzel şiir 2004 yılında antolojide yayımlanmış. Şiirin sosyal platformda yıllardır Can Yücel’e mal edilmesini Elif Hanım önceleri dert etmemiş hatta Can Baba’ya ait olduğunun düşünülmesinden gurur duymuş. Daha sonra şiir Cahit Berkay tarafından bestelenince gerçek anlaşılmış ve inceleme yapıldıktan sonra resmi kayıtlarda gerekli düzeltme yapılmış. Ancak aradan uzunca bir zaman geçmiş olmasına rağmen şiir hala bestelenmesine sebep olan Can Yücel adıyla paylaşılıyor.
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla
Yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla
Saat tıkırtısıyla…
Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.
Ama ‘’Günün aydın, akşamın iyi olsun’’ diyen biri olmalı.
Bir telefon sesi çalmalı ara sırada olsa kulağımda
Yoksa zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp
Bir başına yudumlamak doyasıya
Ama ‘’Çaya kaç şeker alırsın?’’
Diye sormalı ya ara sıra…
Sadece bir kişiden almış olduğum basit bir kutlama mesajında bile yanlış iki bilgiye maruz kalıyorsak bu kirliliğin boyutunu artık durup düşünmek lazım.
Bilgi çağındayız ancak gerçek ve doğruluğu hakkında bilgi sahibi olmadığımız paylaşımlar yapıyor ve paylaştığımız her yanlış bilgi ile bilgi kirliliğine katkıda bulunuyoruz. Ah şu akıllı telefonlar, kirli bilgilerin yayılmasına o kadar çok aracılık ediyorlar ki akıllara zarar.
***
Bugünkü grup paylaşımlarından dikkatimi çeken bir başka konu ise ilik nakli için donör arayan bir hasta ile ilgili haber oldu. Çünkü haberin altına başka birisi hastanın yedi yıl önce vefat ettiğini yazmış. Paylaşımı yapan ise “aaa bilmiyordum tüh yazık olmuş” diye cevap vermiş.
Birkaç ülkenin akademisyenleri tarafından gerçekleştirilen bir araştırma makalesinde; yanlış bilginin doğru bilgiye göre altı kat daha hızlı yayıldığı ve sosyal medya kullanıcılarının yanlış haber yaymalarındaki sebeplerin başında dikkatsizliğin geldiği, kafa karışıklığı ile kasıtlılığın bunu takip ettiği yazıyordu.
Bu durumun, sosyal medya araçlarında yanlış bilgilerin güncel olarak algılanması, kişiler arasında olumsuz ve yanlış haberlerin daha çok yayılması ve bu davranışın psikolojik temelli olması gibi birçok sebebinin var olabileceği belirtilmiş.
Bilgisel karışıklık yaratan bu konunun disiplinler arası incelenmesi gerekliliğini ifade eden akademisyenler, pratik bir çözüm olarak bilginin paylaşılmadan önce bir kez daha düşünülmesi konusunda fikir birliğine varmışlar.
Doğru ve gerçek bilgiye ulaşmak emek ister; okumak, araştırmak, düşünmek gibi. Her şeyi bilmek zorunda değiliz zira sorunumuz bilgiye ulaşmak da değil. Sorunumuz, doğruluğundan emin olmadığımız bilgilere inanıp, yayarak toplumsal bilgi kirliliğine sebep olmamız.
Peki, zihnimizi bulandıran asılsız, gereksiz bilgi ve haberleri neden paylaşma ihtiyacı duyuyoruz?
Güzel yazınızla doğru bilgiyi okurunuza aktardığınız için teşekkür ederim
Rica ederim Şebnem Hanım. İlginiz için teşekkürler ve yazmama aracı olan güzel şiiriniz için de tebrikler. Sevgilerimle…