Değerli dostlar; bugün sabah 15 yaşındaki bir çocuğun acısıyla uyandık.
Etimizden et kopardılar.
Gezi eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeği ile yaralanan ve komaya giren Berkin Elvan bu sabah yaşama veda etti.
O gün sabah evinden ekmek almak için çıkmıştı. Bir daha evine dönemedi.
Berkin artık kahvaltısını Gezi’de katledilen abileriyle yapacak. Ve oradan polislere emri ben verdim diyen yetkiliye soracak; verdiğin emirle kahraman polislerin beni katletti, şimdi mutlu musun?
Verdiğin emirden pişman mısın?
Hayır Berkin! Pişman değil…
Pişman olacak olsa zaten o emri vermezdi.
Dün 17 yaşındaki Erdal Ereni asanlar zulümlerinden ne kadar pişman olmuşlarsa, bugün 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı katledenler de o kadar pişman olmuşlardır.
Bu nedenledir ki; Mısır’da ölen Esma için gözyaşı dökenlerin, “Gezi’de” öldürülen gençler için bırakın gözyaşı dökmeyi, bir geçmiş olsun bile demelerini beklemeyecek kadar tanıyoruz onları.
Çünkü Onlar zulmedenlerdir…
Bunlar hem hukuk tanımıyorlar hem de vicdansızlar. Sadece vicdansız da değiller, Eskişehir valisi gibi iftiracıdırlar da.
Ali İsmail’in dövülerek öldürüldüğü apaçık ortada dururken ne demişti Eskişehir valisi; “arkadaşları öldürüp suçu polisin üstüne atıyorlar” Başbakan’da benzer iftiralar atmamış mıydı Gezi eylemlerinde? “Camide bira içtiler, başı örtülü hamile bacımı taciz ettiler” dememiş miydi? Sonra ne oldu? Gerçek ortaya çıktı ve iftiralarıyla baş başa kaldılar…
(Altı yıl önce ağlaya ağlaya Berkin için yazdığım 2’nci kitabımdan bir bölüm. 32 kurumdan oluşan, bir buçuk yıl sözcülüğünü yaptığım Balıkesir Demokrasi Platformu diye bir örgütlülük vardı… Hatırlatmak istedim…)
11-03-2014
BALDEP a./Behiç İstanbulluoğlu