Kimisi diyor ki..
-Hep eleştiriyorsun..
Kimisi de eleştirdiğim için beni eleştiriyor..
Kimi saçmalıyor..
Affedersiniz..
Akım derken bokum diyor..
Kimi diyor ki..
-Bardağın dolu tarafını da görsene..
Gibi, gibi, gibi..
Saygı sınırları içinde ve de
hakaret olmadığı sürece..
Hepsine eyvallah!..
Ancak göz ardı edilmemesi gereken bi şey var..
Bu mesleğin fıtratında “eleştirmek” ;
görülmeyeni “görmek”,
sessiz çoğunluğun “sesi, gözü, kulağı” olmak var!..
Olmazsa olmaz!..
Onun için yazmazsam olmaz!..
-E canım doğru ve güzel yapılanı da görün!..
Tabii ki…
Başımın üstünde…
-Bak adamlar ne güzel yol yapmış!..
Tamam alkış!..
Yol çok güzel olmuş…
Güzel olmuş da..
Yol yapılırken birileri de “yolunu bulmuş”…
İşte bu güzel olmamış!..
Yol’un arkası diz boyu “yolsuzluk” olmuş..
-Bu güzel mi?..
-Hadi gel eleştirme..
Şu “Milli Bayramlar” meselesi..
Hadi gel eleştirme!..
İnanın “iktidar” veya “muhalefet” hiç önemli değil..
İcra organı “iktidar” olunca elbette o daha çok eleştiriliyor..
Muhalefet…o daha az belki eleştiriliyor ama yanlış varsa yanlıştır!..
Bunun aksi olmaz!..
Yanlışsa yanlıştır kardeşim!..
Ama yok…
O ille “görmek istediği göz ile görecek”..
Mecbur musunuz her yapılanı “yanlış da olsa” alkışlamaya?..
Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösteriyor.
Çıkın bir kere de “yanlışa yanlış” deyin..
Ne olur?..
-Efendim parti disiplini gereği olmaz!..
Allah Allah…
Bak sen!..
Hani demokrasi vardı?..
Sana göre var; bana göre yok!..
Sevsinler..
İşine gelince var; gelmeyince yok öyle mi?..
Kimse bana hikaye anlatmasın.
Lider sultasının olduğu yerde
Demokrasi falan olmaz!..
Yahu ben seçtim seni ben..
Benim mi önümü iliklemem lazım
yoksa bana karşı senin mi?..
-E canım yanlışı söylersen atarlar..
Atarlarsa atsınlar!..
Bir atarlar, iki atarlar..
Keşke “doğru” söyledikleri için “yanlışı” dile getirdikleri için atılanlar çok olsa..
Sonunda gün gelir “atılanlar”
kendilerini atanları “atarlar”..
Sen söyleme o söylemesin..
Sen sus , öbürü pussun..
Gör “görme”, bil “bilme”, duy “duyma”..
Nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?..
Siyaset “yalan söyleme sanatı” olarak değil;
“Yanlışa yanlış”,”doğruya doğru” söylendiği gün ;
toplumun ortak beklentilerinin “objektif ve doğru” olarak tüm kesimlerce alkışlandığı gün;
temsil ettiği ülkesini zirveye taşıdığı gündür.
Onun için siyaset…
Liyakatlı insanların işidir…
Eğer eleştiriyorsak..
İşte bunun için..
Hoşça kalın..